İhtiyaç sahiplerine ‘Cansuyu’ oluyorlar

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER 

Türkiye’nin en büyük yardımlaşma derneklerinden biri olan Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği bu yıl da dünyanın dört bir yanında ihtiyaç sahiplerine ulaşacak. Artık sayılı günler kalan Kurban Bayramı’nda keseceği kurbanları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için hazırlıklarını sürdüren dernek bu yıl 28 ülke, 60 noktada kurban yardımı yapacak. Kurban bağışı yapmak isteyenlerin en güvendiği kurumların başında olan dernek, bağışçıların aldığı kurbanları vekâlet yolu ile yurt içi ve yurt dışında sayısız insana ulaştıracak. Derneğin en büyük amacı kurban bereketinden tüm dünyadaki insanların yararlanmasını sağlamak. Cansuyu Derneği İzmir Şubesi Başkanı Ahmet Yorulmaz, yaklaşık elli bin kurbanı kesme alt yapısını kurmuş olduklarını ve 120 kişilik bir ekiple bu hayvanları keseceklerini ifade etti.

ETLERİ HEMEN DAĞITIYORUZ

Kurban kesmek için gidecekleri ülkelerde nasıl hareket edeceklerinden tutunda kurbanı nasıl keseceklerine dair eğitim verdikleri 120 kişilik bir grup oluşturduklarını söyleyen Ahmet Yorulmaz, “Ekiplerimiz başta Türkiye olmak üzere Kurban Bayramında bizzat kendileri gidip, kurbanları seçiyorlar. Hayvanların yaşı tutuyor mu? Sağlıklı mı? Bu gibi önemli detaylara dikkat ediyorlar. Bunların tamamen kontrolünü yaparak, bayram öncesi alımları gerçekleştiriyorlar. Daha sonra da Allah kısmet ederse bayramın birinci, ikinci ve üçüncü günleri de bu kesimleri yaparak tamamını et olarak muhtaçlara dağıtırız. Biz vekâleten aldığımız kurban etlerinin hiçbirini hiçbir şart altında muhafaza etmeye, elimizde tutmaya yeltenmeyiz. Kurban Bayramının üçüncü günü ikindi namazından önceye kadar elimizdeki bütün etleri dağıtmış oluyoruz. Elimizde yarım kilo et dahi kalmıyor. Tamamı ihtiyaç sahiplerine dağıtılır.

TALEP OLAN YERLERE GÖNDERİYORUZ

Kurban fiyatlarında ise lokal uygulama yapmak zorunda kaldıklarını söyleyen Ahmet Yorulmaz, “Dediğimiz gibi 28 ülkede 60 noktada kurban organizasyonunu yapıyoruz. Bu nedenle lokal yani yerel fiyat uygulaması yapıyoruz. Çünkü kurban fiyatları her yerde aynı değil. Mesela Afrika’da bu yıl kurban fiyatımız 400 TL, Asya’da 450 TL, Türkiye, Suriye, balkanlardaki bazı ülkelerde 850 TL, Gazze’de ise bin 350 TL. Bizim Kurban Bayramı’ndaki birinci amacımız bir ibadet olduğu için sağlıklı bir şekilde bize bağışta bulunan, vekâlet veren kardeşlerimizin kurbanlarının o görevini yerine getirmektir. Kesinlikle amacımız kar etmek değildir. Hatta bu yıl yurt dışına gidecek arkadaşlarımızın da haliyle dâhil edilecek. Kurbanları kesmek için giden kasapların giderleri dâhil edilecek. Türkiye’de de sistem aynı. Hayvanı alıyorsunuz ama kesmek için de ayrı bir para verirsiniz. Biz de kurban 390 TL ise 10 TL’ de kesim oluyor. Biz 400 TL olarak ilan ediyoruz. Yani bağışçımızı kesim derdiyle de uğraştırmıyoruz. Bağışçımızda bunun ne şekilde değerlendirileceğinin farkında. Allah nasip ederse bu sene kesimlerimizi gerçekleştireceğiz. Türkiye’de de yine doğuda kesimlerimizi gerçekleştiriyoruz. Çünkü o bölgede yaklaşık olarak 2 Milyon Suriyeli kardeşimiz var. Türkiye’de kesilen kurbanlarımız da bu vatandaşlara ulaştırıyoruz. Bazı illerimiz diyor ki bizim burada yoksul insan çok bizde et istiyoruz. Biz de kombinede kesilen etlerimizi frigolu araçlarla o illere sevkini yapıyoruz ve oradaki kardeşlerimize bu et yardımını yapıyoruz. Özellikle Afrika bölgelerinde fiyatları düşük tutmaya çalışıyoruz. Çünkü oradaki insanlar ciddi manada açlar. Yılda açlıktan ve susuzluktan yaklaşık olarak 13 Milyon insan hayatını kaybediyor. Bu ciddi bir rakam. Senede bir defa da olsa o insan et yiyebilsin istiyoruz ve ağırlığımızı Afrika’ya veriyoruz” diye konuştu.

İÇME SUYU KUYULARI AÇIYORUZ

Kurban bağışı dışında derneğin çok geniş yardım hizmetleri de olduğunu belirten Ahmet Yorulmaz, “ Amacımız düşeni kaldırmak, ağlayanı güldürmek. Sloganımız ise sizi gerçek muhtaçlara ulaştırmak diyerek yola çıktık. Dünyanın 3 kıtasında yaklaşık olarak 75 ülkesinde faaliyet göstermekteyiz. Bunların bir kısmında lokal olarak çalışmalarımız var, bir kısmında da 12 ay boyunca sürekli olarak yaptığımız faaliyetler var. İnsanoğluna ihtiyaç olabilecek her şeyi gücümüz yettiği nispette temin etmeye çalışıyoruz. Türkiye içerisinde ve dışarısında belli başlı yapmış olduğumuz şeyler var. Türkiye’de yerli ya da yabancı hiç fark etmez ki özellikle son dönemde Suriyeliler oldukça yoğun. Bunların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Tüm ihtiyaç sahiplerinin 12 ay boyunca gıda, giyim, ev eşyası, mobilya, ayakkabı ve aklınıza gelebilecek her türlü ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Yurtdışında da başta içme suyu kuyusu olmak üzere birçok yardım yapmaya çalışıyoruz. Afrika’da en büyük sorunlardan bir tanesi temiz içme suyu bulmak. İçme suyundan bulaşan bulaşıcı hastalıklardan dolayı yaklaşık olarak yıllık 3 Milyon civarında insan hayatını kaybediyor ve Afrika’nın yüzde 85’i sağlıklı içme suyuna ulaşamıyor. Dolayısıyla onların o ihtiyaçlarını karşılamak için içme suyu kuyuları açıyoruz. Şu anda yaklaşık olarak bin 800 tane kuyu açtık ve bu çalışmamız devam ediyor” dedi.

YETİM KARDEŞLERİMİZİ DE UNUTMADIK

Gittikleri yerlerde kalıcı eserler yapmaya çalıştıklarını da söyleyen Ahmet Yorulmaz, “Osmanlı torunlarıyız. Dedelerimiz her gittiğimiz yerde eser bırakmıştır biz de dedelerimizin izinden gidiyoruz. Bu bölgelerde ağırlıklı olarak cami, medrese, okul gibi yapılar inşa ediyoruz. Çünkü oradaki Müslüman kardeşlerimiz gerçekten ezan sesine hasretler. Oysa Hristiyan olmayan yerlerde bile ciddi sayılarda kiliseler var. O bölgeler maalesef misyonerlerin yoğun baskısı altında. Oralarda bizim Müslüman kardeşlerimiz için özel eserler yapmamız gerekiyor. Bu bölgelerde bir de yetimlerimiz var. Yetim kardeşlerimize de bakıyoruz. Ağırlığımız Gazze. Yine Afganistan’da, Somali’de, Türkiye’de, Mali’de Fildişi’nde ve birçok yerde yetimlerimiz var. Onların aylıklarını gönderip, ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Misyonerlerin bölgede yaptıkları mimari çalışmalara da karıştıklarını söyleyen Yorulmaz, “O bölgelerde özellikle eğitim ve sağlık konusunda oldukça fazla bir faaliyet gösteriyorlar. Müslüman bir vatandaş hastaneye gittiği zaman ücretli tedavi oluyor. Hristiyan birisi gittiği zaman ise ücret alınmıyor. Bu bile Müslümanların, Hristiyanlaşması için bir vesile oluyor. Okul içinde geçerli Hristiyan çocukları çok rahat gidip okuyabiliyor ama Müslüman çocuklarına aynı şans verilmiyor. Bizimde bu okul ve medreselere ağırlık vermemizdeki sebep o insanların kendi yönetimlerinde söz sahibi olmaları. Çünkü eğitimi olmayan bir insanın başa gelmesi mümkün değil” dedi.

ÖĞRETMENLER ÇIKARIYORUZ

Yapmış oldukları okulları kendilerinin işletmediğini söyleyen Ahmet Yorulmaz, “Yapıyoruz ve oradaki arkadaş derneklerimize teslim ediyoruz. Bizim sadece iki tane şartımız oluyor. Birincisi mutlaka o okullarda İslami eğitim verilmesi, ikincisi de o ülkede bulunan yetimler için en az yüzde 25 kontenjan ayrılacak ve hiçbir ücret alınmadan eğitimleri tamamlanacak. Diğer öğrencilerden ücret mi alınıyor diye soracak olursanız. Hayır alınmıyor ama okulun kendi giderleri için hani bizim buradaki okul aile birliklerinin belli amaçlar için toplamış olduğu belli miktar paralar var. Onun gibi çok düşük meblağlar da para talep edebiliyorlar. Ama yetimlerden bu parayı bile talep etmeyecekler diye şart koşuyoruz. Ayrıca yapmış olduğumuz her kalıcı eserin tapusu Cansuyu Derneği’nin üzerine olduğu için amacı dışında kullanılmasına kesinlikle müsaade etmiyoruz. Eğer okul için yapıldıysa okul olarak kullanılacak, medrese için yapıldıysa medrese olarak kullanılacak. Oralarda sabah saat 7’dfe eğitim başlar ve 9’a kadar İslami eğitim verilir. Saat 9’dan sonra 14.00’a kadar o ülkenin kendi milli eğitiminin müfredatı işlenir. 14.00’dan sonra da yine o bölgede yaşayan okuma yazmayı bilmeyen büyük yaştaki insanlar için eğitim verilir. Camilerde de Kuran okumasını bilmeyen ve öğrenmek isteyenler gelip oraya Kuran eğitimi alırlar. Hafta sonları içinde o ülkede memur olarak çalışan okumuş insanları alıyoruz. Orada formasyon eğitimi verip, 4 yıl eğittikten sonra oradaki medreselerde ve okullarda gönüllü öğretmenlik yapma şansları oluyor” diyerek temel ağırlık noktalarının eğitim olduğuna dikkat çekti.

Son olarak o ülkedeki insanların ekonomik durumlarına da katkı sağlamak istediklerini belirten Ahmet Yorulmaz, “O bölgedeki insanlar kendi geçimlerini sağlayabilsinler diye Canlı hayvan dağıtım projemiz var. Keçi dağıtıyoruz. Her aileye 2 keçi veriyoruz. Keçi o bölgelerde beslenmesi en kolay olan hayvanlardan bir tanesidir. Her yıl iki defa da yavru verir. Dolayısıyla yılsonunda o insanın 6 tane keçisi oluyor. İkinci yılın sonunda da artık muhtaçlıktan tamamen kurtulmuş oluyor. Öncelikle sütlerinden istifade ediyorlar. Daha sonra da fazla olan erkekleri satarak; diğer ihtiyaçlarını karşılıyorlar” diye konuştu

Haber Merkezi