İzmir Barosu’ndan gözaltı süreçlerine tepki: Masumiyet karinesi göz ardı ediliyor

İzmir Barosu gözaltı ve tutuklama süreçlerine ilişkin yaptığı açıklamada, hukuka aykırı tutuklamalarla toplumsal muhalefetin sindirilmeye çalışıldığını ve yargının siyasi baskı aracı haline getirildiğini vurguladı. Açıklamada, masumiyet karinesine saygı gösterilmediği ifade edildi

  • Oluşturulma Tarihi : 09.07.2025 11:55
  • Güncelleme Tarihi : 09.07.2025 11:55
  • Kaynak : MERVE AĞRIÇ
İzmir Barosu’ndan gözaltı süreçlerine tepki: Masumiyet karinesi göz ardı ediliyor haberinin görseli

İzmir Barosu tarafından, son dönemde kamuoyunda geniş yankı uyandıran gözaltı ve tutuklama süreçlerine ilişkin bir açıklama yapıldı. Belediye başkanlarından gazetecilere, avukatlardan öğrencilere kadar toplumun farklı kesimlerinden muhalif isimlerin hukuka aykırı gerekçelerle cezaevine gönderildiği belirtilen açıklamada, siyasi iktidarın toplumsal muhalefeti sindirme çabası içinde olduğu ifade edildi. Yargının siyasal baskı aracı haline getirildiğine vurgu yapılan açıklamada, yaşananların demokrasi ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığına dikkat çekildi.

TOPLUMSAL MUHALEFET SİNDİRMEYE ÇALIŞILIYOR 

Siyasi iktidarın, kanıtlanmamış iddialarla hukuka aykırı tutuklamalarla toplumsal muhalefeti sindirmeye çalıştığının ifade edildiği açıklamada, “Ülkemiz, belediye başkanlarının, gazetecilerin, öğrencilerin, avukatların, akademisyenlerin ve toplumun her kesiminden muhalif olan kişilerin haksız ve hukuka aykırı gerekçelerle cezaevlerine doldurulduğu bir ülke haline gelmiştir. Siyasi iktidar, rakiplerini siyaset dışı bırakmak amacıyla birbiri ardına yürüttüğü operasyonlarla, çağrılması halinde ifade verebilecek kişileri dahi şafak baskınlarıyla gözaltına almakta; toplum nezdinde bu kişileri kriminalize etmekte; isnat edilen ve henüz doğruluğu dahi kanıtlanmamış iddialarla hukuka aykırı tutuklamalarla toplumsal muhalefeti sindirmeye çalışmaktadır” ifadelerine yer verildi. 

YARGININ SİYASAL BİR BASKI ARACI HALİNE GETİRİLDİĞİNİN ÖRNEĞİ 

 
Son zamanlarda yapılan tutuklamalarının yargının siyasal bir baskı aracı halinde geldiğinin bir örneği olduğunun vurgulandığı açıklamada, “Son olarak Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in tutuklanmaları, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere'nin ev hapsi yoluyla tutsak edilmesi yargının siyasal bir baskı aracı haline getirildiğinin başka bir örneğidir. Benzer şekilde, HDP önceki dönem Eş Genel Başkanlarından Selahattin Demirtaş hakkında da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi verdiği yeni kararında, 2019’da uygulanan tutuklamanın hukuki temelden yoksun olduğunu ve esasen siyasi amaç güttüğünü tespit etmiş; bu durumun hem özgürlük ve güvenlik hakkını hem de haklara getirilen sınırlamaların kötüye kullanılmasını yasaklayan maddeleri ihlal ettiğine hükmetmiştir” diye aktarıldı. 

MASUMİYET KARİNESİNE SAYGI GÖSTERİLMİYOR 


 
İzmir Barosu tarafından yapılan açıklamanın devamında ise şu sözlere yer verildi: “Türkiye’de ne masumiyet karinesine saygı gösterilmekte, ne tutuklamanın en son başvurulacak bir tedbir olması ilkesi uygulanmakta, ne de ifade ve muhalefet özgürlüğü korunmaktadır. Ne var ki yaşanan bu karanlık dönem, demokrasi, hukuk devleti, eşitlik ve özgürlük mücadelesi verenlerin kararlı duruşu sayesinde mutlaka aşılacaktır. Güneşli güzel günler yakındır.”