Sayfa Yükleniyor...
Kentin önemli tarihi yapılarından ve bu yapıların zenginlikleri hakkında bilgiler veren Kent Gözlemcisi Orhan Beşikçi, bu yapıların kentin tarihini simgelediği için tarihi bir bilinç geliştirip korumamız gerektiğini söyledi
YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER
İzmirin tarihinin çok eski medeniyetlere kadar dayandığını biliyoruz. Kentin ilk olarak ne zaman kurulduğu hakkında bilgiler net bilgiler olmasa da ilk yerleşimin Bayraklı İlçesi taraflarında olduğu tarihi kaynaklarda yer almakta. Kentin tarihinin bu kadar eski olması, günümüze kalan önemli tarihi yapıların da fazla olmasına sebep oldu. Birçok eski, bakıma ihtiyaç duyan önemli tarihi yapı özellikle Basmanede bulunan Altınpark bölgesinde varlığını sürdürüyor. Altınparkda bulunan eserler hakkında bilgiler veren Kent Gözlemcisi Orhan Beşikçi, bu eserler hakkında çarpıcı bilgiler de aktararak eserleri gazetemiz okuyucularına kısaca tanıttı. İlk olarak eserlerin korunması gerektiğine vurgu yapan Orhan Beşikçi, Bu işi yaparken birilerini suçlayarak, hizmet edilip, edilmediğini sorgulayarak bir yere varamayız. Evvela toplumumuzun bütün bireylerinde tek tek bir tarih bilinci oluşturmalıyız. Çocuklarımıza, gençlerimize bu bilinci aşılamalıyız. Bu şekilde bir davranış geliştirirsek; çocuklarımız gördükleri tarihi eserleri korumayı ve onlara zarar verilmemesi gerektiğini öğrenir. Bu şekilde önemli tarihi eserlerimizi korumuş ve gelecek nesillere aktarmış oluruz. Tarih bilinci çok önemli diye düşünüyorum. Burası özellikle kentin kalbi. Burada bulunan eserleri görmek için dünyanın dört bir yanından insanlar geliyor. Bu bakımdan insanlarımızı daha dikkatli olmaya davet ediyorum dedi.
ÇOK DEĞERLİ ESERLERİMİZ VAR
İzmirin dünya çapında ve dünya tarihine yön veren birçok önemli eseri olduğuna vurgu yapan Orhan Beşikçi, İzmirin ilçelerini dolaşırsanız, mesela Bergamayı gezerseniz, çeşmelerinin su aktığını görebilirsiniz. Geçmişten günümüze gelmiş çeşmeler halen tarihi sokaklarda varlığını sürdürmektedir. Bunlar şu an bir değer ifade etmeyebilir fakat eskiden çok değerli eserlerdi. İnsanların su ihtiyaçlarını karşılıyordu. Eski İzmir mahallelerini dolaştığımız zaman da bu eserleri çok görüyoruz. Kentin tarihi dokusunda eski su yapılarının korunması lazım. Fakat bizim bunu tam anlamıyla başardığımız söylenemez. Çoğu zamana yenik düşüp, yok oluyor. Bazıları için define avcıları büyük tehdit oluşturabiliyor. Acaba bunun altında define mi vardır diyorlar. Bu tür eserlerin altlarında definecilerin bir tahribatı olduğunu görebilirsiniz. Bazı eserler şehrin merkezine yakın, hareketli bölgelerde yer aldığı için şanslı diyebiliriz. Çünkü insanların çok fazla tahribatı olmuyor. Çekiniyorlar. Fakat arka taraflarda kalmış, çok bilinmeyen ama çok değerli eserler aynı şansa sahip değiller. Bunlar define avcıları tarafından çok tahrip edilebiliyor. Çoğunun kaderi maalesef ki olumsuzluklarla dolu bir vaziyette duruyor. Tarihi bilinç oluşturmak gerekir derken de buna vurgu yapmak istemiştim. Bu insanlarda tarihi bilinç oluşturulursa bu eserler tahribat görmez ve eserlerimizi çok daha rahat bir şekilde korumamız mümkün olabilir diye düşünüyorum diye konuştu.
ESERLERİMİZİ KORUMALIYIZ
Su yapıları denince akla sadece sarnıçlar ve çeşmeler gelmemesi gerektiğine de değinen Beşikçi, Sebillerin de var olduğunu unutmamak lazım. Zamanında vakfedilmiş, bu bölgede de çokça bulunan sebiller varlığını sürdürmektedir. Mesela Dönertaş Sebili çok ünlüdür. Bu eserin çok fazla korunamadığını görüyoruz. Bir vakıf eseridir. Belli zamanlarda sebilin açıldığını ve insanlara su ikram edildiğini biliyoruz. Benzer bir sebilde Kemeraltı Çarşısındaki Kestelli Caddesinde var. Katip zade Ahmet Reşit Efendinin sebilidir. Şu an orası da bir hazır giyim dükkanı halinde varlığını sürdürüyor. Yine Kemeraltında Sinan zade Sebili, Çakaloğlu Hanının karşısında Gaffar zade Sebili var diyerek bölgedeki eserlerin fazla sayıda olduğuna vurgu yaptı. Bölgedeki tarihi eserler için bir çalışma yapılmak isteniyorsa, evvela o bölgeyi çok iyi bilmek gerektiğini de söyleyen Orhan Beşikçi, Bölgeyi iyi bilmek lazım. Bu çok önemli bir şeydir. Eski mahalle ve sokakları iyi bilmek gerekir. O sokaklarda bulunan kültür varlıklarını bilmek gerekir. Burada korunamadığımız tabi ki sadece çeşmeler değil. Eski İzmir hamamları, kadim eski İzmir camileri var. Bunların hepsini çok iyi bir şekilde korumalıyız. Hepsinin bakıma ihtiyacı var. İleride oluşabilecek deprem dalgalarından etkilenmemesi için de çalışmalar yapılması gerekir diye düşünüyorum dedi.
ÇOK ŞANSLIYIZ
Konak Belediyesinin Altınpark Arkeolojik Kazı Alanının Helenistik çağdan eserleri ve tarihi yapıları barındırdığını, bu alanın gerekli maddi desteği bulunduğunda bir Arkeopark yapılacağını ifade eden Orhan Beşikçi, alanın eski adının Musalla olduğunu belirtti. Bu alan hakkında bilgilerde veren Beşikçi, Buranın eski adı Musalladır. Burası aslında bir eski Osmanlı Mezarlığıdır. Daha sonra park yapıldı. Bu parkın bir Arkeopark olarak turizme açılmasını çok istiyoruz. Örnek olması gerekir. Bütün çevre sokakların tek tek ele alınması gerekir. Bunlar büyük bir organizasyon ile ele alınırsa ortaya çok güzel bir tarihi yapı çıkabilir. Bu bölgede tarihi zenginlik çok fazla. Özel ilgi göstermeliyiz. Eski İzmir evleri, mimarisi biraz kendi halinde duruyor. Bu yapılar depo ve atölye olarak kullanılıyor. Depo ve atölye olarak kullanılan evlerden bir hayır göremeyiz. Eskiden Yahudilerin avluya bakan tek odalarda, tuvalet, mutfak ortak kullandığı yapılar da şu an düzeltilse çok güzel bir görsellik elde eder ve turistik değeri çok artan muhteşem yapılar haline getirebiliriz. Bu bölgede dev bir tarih yatıyor. Her keşfe çıktığınızda çok önemli yeni tarihi eserlerle karşılaşabilirsiniz. Anafartalar Caddesinde sayısız önemli tarihi eser bulunuyor. Gezilip görülebilecek bir sürü eser var. Nitekim turistlerde bu alanlara ilgi gösteriyor. Tarihi eserlerin çok olduğu bir yerde yaşadığımız için şanslı olduğumuzu düşünüyorum diye görüş bildirdi.
HER GÜN 10 KİLOMETRE YÜRÜYORUM
Basmane ve Altınpark bölgesinin bir açıdan da İzmirin misafirhanesi niteliği taşıdığına vurgu yapan Orhan Beşikçi, Yıldızlı, yıldızsız bütün oteller geçmişten günümüze burada varlıklarını sürdürmektedir. Burası, dünyanın her tarafından gelen insanları yıllardır misafir ediyor. Her çeşit insanı burada görebilirsiniz. Muhteşem tarihi zenginliklerin içinde yer alan bu otellerde bir de her bütçeye hitap eden oteller var. Bu bakımdan buralar çok tercih ediliyor dedi. Her gün yeni yerler keşfetmek için en az 10 kilometre yol yürüdüğünü de ifade eden Beşikçi, Masa başında olmuyor. Her gün 10 kilometrenin üzerinde yol yürüyorum, yeni yerler keşfetmek için. Gördüklerimi de hemen paylaşıyorum. Bütün bunları kentlilik bilincinde, bir tarih bilincine sahip olarak yapıyoruz. Kitaplarımız çıkıyor, yazılarımız yayınlanıyor, bunlardan mutluluk duyuyorum. Yazılarımızda çok önemli konulara değiniyoruz. Günümüze kalan kültür varlıkları; hanlar, hamalar, camiler, mescitler, sinagoglar, kiliseler bu bölgede o kadar çok ki hepsinin bir haber değeri var. Hepsinin çok önemli hikayeleri, kuruluş amaçları var. Bunların hepsini araştırırsanız kent tarihi hakkında çok önemli bilgiler elde edersiniz. İçinde yaşadığınız kenti tanımış olursunuz. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde özellikle büyükşehirlerde, kent tarihi pek önemsenmiyor. Herkes farklı şeylere yöneliyor. Tarih bilinci de bu şekilde çok az oluyor diyerek tarih bilincine tekrar vurgu yaptı ve bölgenin tarihi eserlerinin önemine dikkat çekti. Bölgede bulunan eserleri de sayan Orhan Beşikçi, Basmane Hamamı, Çorakkapı Camii, Basmane Karakolu, Dönertaş Sebili, Hacı Veli Camii, Hatuniye Camii, Kıllıoğlu İbrahim Efendi Hamamı, Tevfik Paşa Konağı, Cevahircik Kortejyosu, Karakadı Hamamı (Lüks Hamam), Antik Han, Manisa-Akhisar Oteli, Emniyet Oteli. Emniyet Otelinde Atatürk kalmıştı. Atatürkün silah arkadaşları ile geçtiği Anafartalar Caddesi ilgi bekliyor diye konuştu.
KILLIOĞLU İBRAHİM EFENDİ HAMAMI
Orhan Beşikçi, 1960lı yıllarda bir yangın çıkması sonucu, bina yanıyor. Daha sonra çeşitli işlerde kullanılmak için bina kiraya veriliyor. Yakın zamana kadar odun-kömür deposu olarak kullanılıyordu. Şimdi Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından Konak Belediyesine kiraya verildi. Konak Belediyesinin burada bir yenileme çalışması yapıp, buraya bir fonksiyon vereceği konuşuluyor fakat ne yapılacak daha henüz belli olmadı. Bu Anafartalar Caddesi üzerinde ne kadar çok hamam olduğunun da bir bakıma göstergesidir. Mezarlıkbaşı-Çorakkapı arasında toplamda 4 tane hamam var dedi.
DÖNERTAŞ SEBİLİ
Beşikçi, Dönertaş Sebili hakkında şunları söyledi: Eskiden burada özellikle sıcak geçen haziran, temmuz ve ağustos aylarında insanlara soğuk su ikram edilirdi. Bu yapı 1814 yılında inşa edildi. 1950li yıllara kadar bu hizmet verildi. Şimdi de bazı yerlerde bulunan eserler açılıyor ve bölge insanlarına soğuk su ikram ediliyor. Eskiden elektrik olmadığı için buzdolabı gibi bir imkân yoktu, insanlara soğuk su; dağlardan getirilen karlar kar kuyularında saklanırdı. Yazın bu karlar ile su soğutularak insanlara ikram ediliyordu. 2006 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yenilenmişti. Kuzeye bakan pirinç korkuluğu bulunuyor. Batı bölgesine baktığımızda ise penceresi çalınmış. Yerine kepenklerden yapılma bir korkuluk kondu. Sütunlara sahip önemli bir eserdir fakat sütunlara asit döküldüğü için artık sütun dönmüyor. Sütunlara sahip önemli bir eserdir fakat sütunlara asit döküldüğü için artık sütun dönmüyor.
EMNİYET OTELİ
Yirminci yüzyılın başlarında inşa edildi. Otel olarak tasarlanmış bir yapı. Bu yapı şu an atıl bir vaziyette bulunuyor. Kullanılmıyor. Bu yapının da kente kazandırılması gerekiyor. Eski adı Cihan Palas olarak bilinir.
İKİ KATLI ÇEŞME
Eski tarihi çınar ağacının dibinde bulunan çeşme, aslında iki katlıydı. 1921 yılında İzmirin düşman işgali altında olduğu yıllarda bir Yunan subayı bu çeşme iki katlı halinin fotoğrafını çekmiştir. Fakat ikinci katı şu anda yok. Ne oldu bilmiyoruz ama birinci katı bütün özellikleri ile birlikte burada varlığını sürdürmektedir.
Haber Merkezi