Sena Toros: İlişkinizdeki kaosların sebebi çocukluk travmaları olabilir

İnsan kişiliğinin gelişiminde çocukluk yaşlarının büyük bir önemi olduğunu belirten Sena Toros, çocuklukta atılan yanlış temellerin ileride yaşanacak romantik ilişkileri etkileyebileceğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 15.04.2025 09:03
  • Güncelleme Tarihi : 15.04.2025 09:03
  • Kaynak : BERKAY ERDEN
Sena Toros: İlişkinizdeki kaosların sebebi çocukluk travmaları olabilir haberinin görseli

Kişiliğin şekillenmeye başladığı çocukluk yılları kişinin ilerleyen yıllarda tüm hayatını ve tercihlerini etkilerken; bu süreçte özellikle ebeveynlerin çocuklar üzerinde büyük bir etkisi oluyor. Çocuktaki kişilik gelişiminde 0 ve 6 yaş aralığına dikkat çeken Psikolog Sena Toros, bu yaşta çocuğun yaşayacağı duygusal travmaların ileriki yıllarda yaşanacak romantik ilişkileri etkileyebileceğine dikkat çekti. Çocuklukta kaosa alışmış bir bireyin güvenli ortamda huzursuz hissedebileceğini de ifade eden Toros, kişinin kendini geliştirme imkanına da her zaman sahip olduğunu dile getirdi.

ÇOCUKLUK BİR BİNANIN TEMELİ GİBİ

Kişiliğin gelişiminde çocukluk yıllarının bir temel oluşturduğunu söyleyen Psikolog Sena Toros, çocukluk döneminde kurulan ilişkiler ne kadar sağlam ise ilerleyen yıllarda da kurulan ilişkilerin o kadar sağlıklı olacağını belirtti. Zayıf atılan bir temelin ise ileride olumsuz duyguları ortaya çıkaracağını dile getiren Toros, “Çocuklukta yaşanan duygusal travmalar romantik ilişkilerde tekrarlanır. Özellikle 0-6 yaş sürecinde annenin ve babanın çocukla ilişkisinin çocuğun kişilik gelişiminde etkisi çok büyüktür. Çocukluk, bir binanın temeli gibidir. Bundan sonraki tüm süreç, o temelin üzerine inşa ettiğimiz katların sağlamlığına bağlıdır. Eğer çocukluk dönemimizde sevgi, ilgi ve güven gibi değerlerler yüklenmişse, ilerleyen yaşlarımızda kuracağımız ilişkiler, kişisel gelişim ve toplumsal etkileşimler de aynı sağlam temele dayanır. Ancak, temelde çatlaklar tamamlanamayan boşluk duygusuna, yetersizlik, değersizlik duygusuna ve ilişkilerde tekrar Eden döngülere yol açabilir. Bu öyle bir döngüdür ki kişi ömrü boyunca hayatının ilk yıllarında ne gördüyse onu devam ettirir. Travmanın tekrar etme gibi bir özelliği vardır taa ki oradan alınması gereken ders alınana, farkındalık oluşana kadar” dedi.

KİŞİ BİLDİĞİ CEHENNEMİ TERCİH EDER

İnsanların tercih yaparken aslında bilinçdışı tercihler yaptığını dile getiren Sena Toros, bir tercihte bulunacakken bilinçdışının bireyi çocukluktan alışkın olduğumu ortama doğru çekeceğini söyledi. Patolojinin her zaman için patolojiyi çekeceğinin altını çizen Toros, “Bizler bilinçli seçim yaptığımızı düşünsek de seçimlerimizi bilinçdışı yaparız. Partner seçimi, arkadaş seçimi, iş seçimi veya başka seçimler… Patoloji her zaman patolojiyi çeker. Bazen öyle olur ki çocukluğunda kaos ortamında büyümüş biri için huzurlu ortam güvensiz hissettirir. Çünkü insan bildiği cehennemi, bilmediği cennete tercih eder. Orası daha güvenli gelir çünkü orayla nasıl baş edebileceğini bilir. Bu durumun sebebi aslında bilinçdışının bizi alışık olduğumuz o konfor alanına çekmesidir” şeklinde konuştu.

KENDİNİZİ GELİŞTİRMENİZ MÜMKÜN

Çocukluk travmalarının bir alın yazısı olmadığını ifade eden Toros, kişinin kendini geliştirme imkanının her zaman bulunduğunu belirtti. Eski kalıpları sorgulayarak daha bilinçli seçimler yapmanın hem bireyin hem de toplumsal gelişimin önünü açacağını dile getiren Toros, açıklamalarını şu sözler ile bitirdi:

“Fakat bu, kaderin kaçınılmaz yazgısı değildir; aksine, farkındalık ve içsel çalışmayla, o tekrar eden döngüyü kırabiliriz. Kişi, kendi geçmişinde gördüğü acıyı yeniden yaşamamak için, bilinçli seçimler ve sabırlı çabalarla, yeni bir yaşam senaryosu yazabilir. Böylece, çocukluk döneminin yarattığı boşlukları, sevgi, ilgi ve güvenle dolu yeni katmanlar inşa edebiliriz. Kendimizi tanımak, içsel eleştiri yapmadan, yargılayıcı olmayan bir merakla geçmişimizi incelemek; travmalarımızın izlerini tespit etmek ve onları anlamlandırmak, yeniden yapılandırmanın ilk adımıdır. Terapötik yaklaşımlar, özellikle bağlanma stillerimizi keşfetmemize, oto-temsili kalıplarımızı çözmemize olanak tanır. Böylece, çocuklukta yaşanan ‘eksiklik’ duygusu, yetersizlik hissi veya güvensizlik, ilerleyen yaşlarda kurduğumuz ilişkilerde yıpratıcı bir etki yerine, büyüme ve gelişme fırsatına dönüşebilir. Sonuç olarak, çocuklukta inşa edilen temeller istediğimiz gibi olmasa bile, zaman içinde kendimizi geliştirme, iyileştirme ve yeniden yapılandırma gücümüz daima mevcuttur. Eski kalıpları sorgulamak ve bilinçli seçimler yapmak, hem kişisel hem de toplumsal dönüşümün anahtarıdır.”

 

Yazarımız Kim ?

BERKAY ERDEN