Sevimli dostlarımızın da avukatları var!

İzmir Barosu’nun Hayvan Hakları Komisyonu’ndan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Gonca Arkoç ile komisyon çalışmalarını ve hayvan haklarıyla ilgili yasaları konuştuk


  • Oluşturulma Tarihi : 04.03.2017 08:54
  • Güncelleme Tarihi : 04.03.2017 08:54
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Sevimli dostlarımızın da avukatları var! haberinin görseli

EMİRCAN IŞILDAK – ÖZEL HABER

İzmir Barosu, hukukun olduğu her alanda aktif bir rol oynamaya, bir meslek kuruluşundan çok sivil toplum örgütü gibi çalışmaya devam ediyor.

Baronun çocuk hakları, kadın hakları gibi bir çalışma grubu olan Hayvan Hakları Komisyonu’nun çalışmalarını da Komisyondan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Gonca Arkoç’tan dinledik. Arkoç, hukuki boyutta hayvan haklarının sonuna kadar arkasında duran, hayvan dostlarımıza kötü muamele sonucu toplumda ses getiren davaları takip eden ve bilgilendirme çalışmaları yürüten komisyonun neler yaptığını özetlerken, önümüzdeki dönemde bu yönde hazırlanan yasa taslağını da meclise sunacaklarının müjdesini verdi.

SEVE SEVE GÖREV ALDIM

Hayvan Hakları Komisyonu’nun Baro’nun en eski komisyonlarından biri olduğunun altını çizerek konuşmasına başlayan Arkoç, bu sene aktif çalışacaklarının vurgusunu yaptı. Komisyon görevini severek ve isteyerek üstlendiğini belirten Arkoç, “7 yıldır İzmir’de avukatlık yapıyorum. Aynı zamanda İzmir Barosu’nun yönetim kurulu üyeliği görevini sürdürüyorum. Baromuzun çeşitli komisyonlar için yapmış olduğu görev dağılımlarında arkadaşlarımızla birlikte görev alıyoruz. Bu komisyonlardan biri de Hayvan Hakları Komisyonu. Bu komisyonda yer almayı da severek ve isteyerek kabul ettim. Komisyonumuz Baro’nun en eski komisyonlarından biridir. Bu sene tabi biraz daha aktif çalıştırmak niyetindeyiz” dedi.

SORUMLULUKLARI HATIRLATIYORUZ

Arkoç, Baro’nun hayvanlarla ilgili nasıl bir tasarrufu olduğunu vurguladı. Hayvanları sahiplendirme gibi çalışmaların çeşitli dernek ve kuruluşlara ait olduğunu, komisyonun hukuksal anlamda desteklerini sürdürdüğünü ifade eden Arkoç, “Barolar hukukun yerine gelişinde emek sarf eden meslek kuruluşlarıdır. Hayvan derneklerimiz var, sahiplendirme çalışmaları yapanlar var. Hayvanlarla ilgili çok önemli ihbar hatları var. Baro olarak bizim görevimiz tabi bunların biraz daha dışında kalıyor. O şekilde de olması gerektiğini düşünüyorum. Vicdani algıyı hayvan derneklerimiz fazlasıyla oluşturuyor, harekete geçiriyor. Biz de hukuki boyutlarda insanlara bu sorumluluklara sahip olduklarını hatırlatıyoruz. Mevcut yasaya göre hayvanlar ne yazık ki eşya statüsünde yer alıyor. Yine de belirli sorumluluk ve düzenlemeler yer alıyor. İdari para cezaları da bunun içerisinde yer alıyor” değerlendirmesini yaptı.

DAVALARA MÜDAHİL OLUYORUZ

Hayvanlara yapılan kötü muameleleri takip ettiklerini, bu anlamda toplumda büyük ses getiren davalara müdahil olduklarını belirten Arkoç, “5199 sayılı yasa ve Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’nden esinlenerek bir yazı hazırladık. Baro Başkanımız Aydın Özcan’ın imzasıyla tamamladığımız yazıda insanların hayvanları rahatlıkla özgürce besleyebileceğine vurgu yaptık. Bunları da çeşitli toplu oturma yerlerine, sitelere dağıtacağız. Tüm sokak hayvanlara kötü muamele durumunda konunun takipçisi olacağımızı beyan ettik. Bunların haricinde kamuoyunun tepkisini çeken yargıya da yansımış olan hayvanlara çeşitli eziyet ve kötü muamele ile ilgili davaları takip edip müdahil oluyoruz. Bir kurumun bu tarz bir davayı takip etmesi o davada daha hassas davranmalarına, daha ince bir çalışma yapmalarına sebep oluyor” diye konuştu.

TAZYİK HAPSİ GÜNDEMDE

Hayvanların hukuksal zeminde eşya statüsünde yer aldığını bu nedenle yapılan kötü muamelelerin idari para cezasıyla cezalandırıldığını söyleyen Arkoç, bu yasal boşluğu değiştirebilmek adına verdikleri gayreti de söyleyerek vicdanları rahatlattı. Türkiye’deki 20 baro ile birlikte hazırladıkları yasa taslağını anlatan Arkoç, “Hayvanlar üzerinden bahis oynatan kişiler ya da gruplar var. Bunlarla ilgili de zaman zaman ihbar alıyoruz. Bunlardan komisyondaki tüm meslektaşlarımızın bilgisi var. Fakat vatandaşlarımızın da konuyu bilmeleri, bilgi sahibi olmaları için onları da dahil ediyoruz. Şikayetlerimizi bildirdik. Bugüne kadar da ortalama 200 kişiyi yakaladılar. Dolayısıyla hayvanlarla ilgili, hayvanların hukuktaki yerinin sağlamlaştırılması ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Her zaman önceliğimiz bu. Hepimizin bildiği üzere hayvanlarla ilgili olan bir tane yasamız var ancak bu maalesef yeterli değil. Yasanın eksiklikleri var. Bizler de bu doğrultuda geçtiğimiz günlerde Ankara’da Ankara Barosu tarafından düzenlenen ve 20 tane baronun katılımıyla gerçekleştirilen çalıştayda bu konuyu ele aldık. Bu çalıştayda bir kurul oluşturduk. Bu kurul birlikte ortaklaşa bir yasa taslağı oluşturdu. Bu taslağı da yakında Meclis’e sunacağız. Hayvanların statüsünde değişiklik yapılmasını içeren bir taslak. Aynı zamanda hayvanlara yapılan kötü muamelelere tazyik hapsi gibi 15 günlük bir hapis cezası yaptırımını da öngörüyor. Yani hayvanlara yapılan kötü muamelelerin cezasının idari para cezasından çıkarılarak hapis cezasına çevrilmesi yönünde çalışmamız var” dedi.

TOPLUMSAL VİCDAN VURGUSU

Kötü muamelenin hayvanlara karşı her zaman yapıldığını, sosyal medyanın günümüzde yaygın kullanımıyla birlikte bu davranışların su yüzüne çıktığını belirten Arkoç, yasaların oluşturulması için de toplumsal vicdanın meydana gelmesi gerektiğini belirtti. Arkoç, “Yasa koyucunun belirli bir konuda yasa oluşturması için toplumun bu yönde bir talebinin artması lazım. Bu da toplum vicdanının ve toplum algısının bu yönde kuvvetlendirilmesi ile gerçekleşir. Ben açıkçası olumlu bir değişim gözlemliyorum. Zaten şu da bir gerçek ki hayvanlara zulüm ve kötü muamele her zaman vardı. Sosyal medya olduktan ve bu denli hayatımızı girdikten sonra daha kolay öğrenir olduk. Dolayısıyla haberlerde, internet ve sosyal medyada gördüğümüz olaylar maalesef hep vardı. Hayvan haklarının da birlik içinde çalışıyor olmasıyla insanları biraz daha bu yönde hareket ederken vicdani olarak ya da çekinme boyutunda düşünmeye sevk ediyor. Yasa koyucunun da yasa oluşturması sürecinde bu tarz vicdani olaylar ve toplumsal algı oluşmuş oluyor” yorumunu yaptı.

AVRUPA ÖRNEK

Avrupa’da da bu konuda sıkıntılar olduğunu fakat bazı ülkelerin yasalarında önemli değişikliğe giderek sorumlu davrandıklarını söyleyen Arkoç, “Hayvan haklarının ihlali konusunda birçok ülkenin sicili temiz değil. Avrupa’da itlaf da son yıllara kadar çok yüksek miktardaydı. Düzenleme olarak da günümüzde iyi noktada olan ülkeler var. Mesela Fin Yasası ve Alman Yasası, hayvanların nesne olmadıklarına dair yasalarına maddeler koydu. Hukuki statü, cezaların takdiri ve hayvanın hukuktaki yeri açısından son derece önemli. Bizim yasalarımıza göre hayvanlar nesne olduğu için zarar verilmesi durumunda kabahatler kanununa göre mala zarar verme suçuna istinaden para cezası veriliyor. Kısacası hiçbir ülkenin geçmişi bu konuda temiz değil fakat Avrupa’da bir bilinçlenme söz konusu” dedi.

TASLAK MECLİSE SUNULACAK

Hayvan dostlarımız konusunda hem hukuki hem de sosyal birçok projenin önümüzdeki günlerde hayata geçirileceğinin de müjdesini veren Arkoç, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Devletin sokak hayvanlarıyla ilgili hiçbir kamu spotuna rastlamıyoruz. Kamu spotları artırılabilir. Bu farkındalık anlamında çok büyük önem taşıyor. Aynı şekilde yasa konusunda da siyasi parti farkı gözetmeksizin herkesin desteğini almak istiyoruz. Bu konuda parti gözetmeksizin bize destek olanlar da mevcut. Ama meclis gündemi çok yoğun olduğu için, referandum sonrasında meclis gündemine sunmak istiyoruz. Ayrıca Baromuzun hayvan hakları konusunda bilinç ve farkındalığı artırmak adına düzenleyeceği konferanslar olacak. Örneğin 25 Mart’ta bir seminer düzenleyeceğiz. Hayvanların hukuki durumu ve veteriner hekimlerin sorumluluğuna dair bir seminerimiz olacak. Vatandaşlarımız da takip edebilecek.”

İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan’ın imzasının bulunduğu baronun hazırladığı uyarı metni şu şekilde:

1- Sokağınızda ve siteniz sınırlarında bulunan hayvanlar 5199 Sayılı Yasanın 3/e maddesi uyarınca evcil hayvan statüsündedir. Evcil hayvan: insan tarafından kültüre alınmış ve eğitilmiş hayvanlardır. Yine aynı kanunun 4/b maddesine göre; Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir. Türkiye'nin de taraf olduğu 15.10.1978 tarihinde ilan edilen ve temel hak ve özgürlükler belgesi niteliğinde olan Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi 1. maddesi; "Bütün hayvanlar biyolojik denge kavramı içerisinde var olmak bakımından eşit haklara sahiptir." 2. maddesi; "Bütün hayvanlar saygı gösterilme hakkına sahiptir.", 5. maddesi "Bir insanın desteğine ihtiyaç duyan her hayvan uygun beslenme ve bakım görme hakkına sahiptir. Hiçbir koşul altında terk edilemez veya öldürülemezler" demektedir.

Buna göre, öncelikle çevrenizde hayvanseverler tarafından beslenen hayvanların yasalar

nezdinde sokağınızda ve site sınırlarınız içerisinde yaşama hakkı olduğunu ve bunun engellenmesinin yasal olmadığını ve yapılacak yasa dışı engellenmelerde de İzmir Barosu olarak takipçi olacağımızı hatırlatmak isteriz.

2- Hayvanların Korunmasına Dair Yönetmelik Uyarınca Belediyeler; Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması, kısırlaştırılması, aşılanması, gerekli tıbbi bakımlarının yapılması ve işaretlenmesinin ardından alındığı ortama geri bırakılmasıyla görevlidirler. Belediyeler dışında hiçbir kurum sokak hayvanlarına müdahale edemez, bir yerden bir yere taşıyamaz. Kanun ve Yönetmelik gereğince sokak hayvanları belediyelerce aşılanıp, kısırlaştırıldıktan sonra bulundukları ortama geri bırakılır. Buna göre çevrenizde bulunan hayvanlar, kısır ve aşılı olduktan sonra toplum açısından tehlikeli ağır bir hastalığı olmadığı sürece bulundukları ortamdan alınmazlar.

3- Siteniz ve çevre binalar hayvanların doğal yaşam alanı olan yerlere kurulmuştur. Yaşam alanlarını gasp ettiğimiz, yerine beton bloklar diktiğimiz, her yeri asfalt yaptığımız bu ortamda hayvanlara gidecek yer bırakmadığımız açıktır. Yaşam alanları gereği çevrenizdeki hayvanlar, insan tarafından kültüre alınmış ve bu yaşama alışmış evcil hayvanlardır.

Sonuç olarak; Yönetiminizce yasalar nezdinde korunan çevrenizdeki evcil hayvanlara yapacağınız müdahalelerin yasal olmadığını ve yapılacak her türlü yasadışı uygulamanın Baro olarak takipçisi olacağımızı bildiririz."