VELİ-DER’den LGS tepkisi
VELİ-DER, 2025 LGS sonuçlarının ardından sınav sistemine ve eğitim politikalarına yönelik eleştirilerini kamuoyuyla paylaştı. Dernek, sınavın güvenilirliğine dair iddialar ile okul kontenjan dağılımındaki dengesizliklere dikkat çekerek kamusal ve eşitlikçi bir eğitim sistemi çağrısında bulundu
2025 Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sonuçlarının açıklanmasının ardından eğitim kamuoyunda tartışmalar sürerken, Öğrenci Veli Derneği (VELİ-DER) konuya ilişkin bir açıklama yayımladı. Açıklamada, 719 öğrencinin tam puan aldığı sınav sonuçlarının gerçekliğinin sorgulandığı, bazı özel okulların tam puan alan öğrenci sayılarını kamuoyuna açıklamasının inandırıcılıktan uzak olduğu belirtildi.
VELİ-DER, 2025 LGS’nin son sekiz yılın en zor sınavı olarak nitelendirildiğini hatırlatarak sınav güvenliği konusunda kamuoyunda oluşan kaygılara işaret etti. Bursa ve İstanbul’da bazı sınav salonlarında yanlış kitapçık dağıtılması nedeniyle velilerin mahkemeye başvurduğu, yalnızca öğretmenlerin erişimine açık olması gereken kitapçıkların dolaşıma girmesinin ise ciddi bir güvenlik ihlali oluşturduğu ifade edildi.
KAYGI DİLE GETİREN VELİLERİN HEDEF ALINMASI…
Milli Eğitim Bakanı’nın sınav sürecine ilişkin yaptığı ‘çıkar elde edilmeye çalışılıyor’ açıklamasının talihsiz bulunduğu açıklamada, sınavın yol açtığı mağduriyetlere karşı kaygı dile getiren velilerin hedef alınmasının kabul edilemez olduğu vurgulandı. Ayrıca açıklamada, yıllardır sürdürülen okul dönüşüm politikaları sonucu akademik liselerin kontenjanlarının azaltıldığı, buna karşın imam hatip ve meslek liselerinin kontenjanlarının artırıldığı ifade edilerek, bu durumun öğrencileri istemedikleri okul türlerine ya da maddi imkânlarını zorlayarak özel okullara yönelmek zorunda bıraktığı savunuldu.
VELİ-DER’DEN YETKİLİLERE SORULAR
VELİ-DER, bu gelişmelerin ardından şu soruları kamuoyunun ve yetkililerin dikkatine sundu: “Akademik liselerin kontenjanları neden azaltılırken, tercih oranı düşük olan imam hatip ve meslek liselerinin kontenjanları artırılmıştır? LGS sürecinde gündeme gelen usulsüzlüklerle ilgili neden etkin bir soruşturma yürütülmemektedir? Mağduriyet yaşayan öğrenciler için ne tür çözümler planlanmaktadır?”
Açıklamanın sonunda, sınav odaklı ve eleme esaslı eğitim anlayışının toplumun genelini olumsuz etkilediği belirtilerek; kamucu, laik, eşitlikçi ve bilimsel esaslara dayalı bir eğitim sistemi talebinin yalnızca öğrenciler için değil, toplumsal gelecek açısından da yaşamsal olduğu vurgulandı.