2023’E DOĞRU EĞİTİM KARNEMİZ

Yarın Cumhuriyetimizin 92. yılını kutlayacağız.

Tüm Milletimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.

Bugünkü yazımızda, “Cumhuriyetimizin 100. Yılına Doğru Eğitim Karnemiz” üzerinde durmaya çalışacağız.

Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk: ‘Bir millet irfan ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuna bağlıdır’ sözüyle eğitimin önemini güzel bir şekilde ifade etmiştir.

Atatürk, eğitim ve öğretimden beklentisini de: “Eğitim ve öğretimin amacı, yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha ziyade memlekete ahlâklı, karakterli, cumhuriyetçi, inkılâpçı, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek yetenekte, doğru düşünüşlü, iradeli, hayatta karşılaşacağı engelleri yenmeye kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de öğretim programları ve sistemleri ona göre düzenlemelidir” şeklinde dile getirmiştir.

İşte Milli Eğitim Bakanlığı’mız, bu amaçla “Eğitimde 2023 Vizyonu” çerçevesinde son yıllarda çok önemli çalışmalar içindedir.

Doğal olarak, her uygulamanın artı ve eksi yönleri vardır.

Aynı şekilde, her kişi veya kurumun bazı iş ve uygulamaları kısmen veya tamamen doğru, bazı iş ve uygulamaları da kısmen veya tamamen yanlış olabilmektedir.

Tüm uygulamalara bu anlayışla yaklaşıldığında, yapılan eleştiriler hem rasyonel hem de yapıcı değer taşımış olur.

Bu manada, Milli Eğitim Bakanlığı’nın son yıllardaki bazı iş ve uygulamalarına bakıldığında, en önemli başarılarından biri hiç kuşkusuz 1968 müfredatını değiştirmek olmuştur.

Çünkü 1960’lı yılların koşullarına ve gerçeklerine göre hazırlanmış, eğitimin merkezine öğretmeni alan ve öğrenciyi pasif kılan müfredat, bilişim teknolojisinin zirveye çıktığı çağımızda, yeni kuşak için son derece anlamsız ve yetersiz kalmaktaydı.

Dolayısıyla eski müfredat kaldırılıp yerine öğrenciyi merkeze alan, rehberlik, kariyer ve girişimciliği vurgulayan, zengin etkinlikler içeren, eleştirel ve yaratıcı düşündürmeyi sağlayan, ölçmede süreci değerlendiren, tematik yaklaşımı benimseyen, disiplinler arası uygulamaları ve teknolojik gelişimlere uyumu esas alan, öğrenciye düşünme, sorgulama ve üretme becerisi kazandırmayı ana hedef olarak gören yeni müfredat getirilmiş olması son derece önemli ve büyük bir olaydır.

Milli Eğitim Bakanlığı’mızın yapmış olduğu müfredat değişikliğinin yanında, hayata geçirdiği diğer birçok proje ve çalışma, gelecek adına umut, heyecan ve coşku vermektedir.

FATİH Projesi (Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi), e-okul sistemi, tüm okulların teknoloji ve internet ağıyla donatılması, zorunlu eğitim süresinin artırılması ve öğrencilerin yaş ve gelişim özelliklerine göre kademelendirilmesi, öğrenciyi merkeze alan müfredat değişikliği, öğrenci meclisi, gönül köprüsü projesi, ders kitaplarının ücretsiz dağıtılması… gibi çalışmalar bu kapsamda sayılabilir.

Sayılanlardan FATİH Projesi ile Türkiye'deki okulöncesi, ilkokul, ortaokul ile lise düzeyindeki tüm okullara çok fonksiyonlu yazıcı ve doküman kamera; tüm dersliklere ise etkileşimli tahta yerleştirilmesi ve internet ağ altyapısı kurulması; her öğretmen ve öğrenciye de birer tablet bilgisayar verilmesi öngörülmektedir.

Sayısı 800 bine çıkarılan öğretmenlerle birlikte, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilkokulda 18’e, ortaokulda 17’ye, ortaöğretimde 14’e düşürülerek dünya standartlarının üzerine çıkarılmıştır.

Rehberlik ve Araştırma Merkezi (RAM) sayısı 228’e; Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM) sayısı 72’ye;  eğitim kurumlarındaki spor salonu 5.712’ye; biyoloji, fen bilgisi, fizik, kimya, mesleki uygulama, ortak kullanılan laboratuvar ve yabancı dil laboratuvar sayısı 41.321’ye; kütüphane sayısı (sınıf kitaplıkları hariç) 20.713’e çıkarılmıştır.

Şartlı Eğitim Yardımı kapsamında, ailesinin sosyal güvencesi olmayan her öğrencimize ayda ortalama 50 TL ödeme yapılmaktadır.

“İnternete Erişim Projesi” kapsamında, 38.543 eğitim kurumuna geniş bant ADSL bağlantısı ve 3.551 okul ve kuruma uydu internet erişimi sağlanarak 42.094 okul İnternet erişimine kavuşturulmuştur.

Zorunlu eğitim süresi, gelişmiş ülkelerdeki gibi 12 yıla çıkarılmıştır.

Uzun yıllar boyunca milyonlarca öğrencinin mağduriyetine yol açan üniversiteye girişteki “Okul Katkı Puanı” uygulaması, “Üniversite Öğrenim Harcı” ile Üniversiteye girişteki “Farklı Katsayı” adaletsizliği ortadan kaldırılmıştır.

Çocukları yarış atına çeviren SBS sistemi kaldırılarak, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi hayata geçirilmiştir.

Böylece öğrenciler kendi sınıflarında sınav stresi yaşamadan, sınava kadar işlenen müfredata uygun konular çerçevesinde rutin yapılan yazılı yoklamalara girer gibi sınava girme şansı verilmiştir.

Yeni sistem, ayrıca geçerli bir özrü sebebiyle sınava giremeyen öğrenciler için telafi sınavı hakkını da vermektedir.

Geleceğimiz, gözbebeğimiz olan çocuklarımız her şeyin en güzeline ve en iyisine layıktır.

2023’E DOĞRU EĞİTİM KARNEMİZ