Çocuğumuzla Birlikte Neşeli Zaman Geçirmek
Merhaba sevgili anneler. Bugün birçoğumuzun yanlışa düştüğü ya da farkında olmadığı bir konuyu ele alacağım. Çocuğumuzla ne kadar vakit geçiriyoruz en önemlisi o zamanı nasıl geçiriyoruz. Günümüzün çalışma koşulları birçok annenin gününün büyük çoğunluğunu işte geçirmesini ve kaçınılmaz olarak çocuklarına minimum vakit ayırabilmeyi neredeyse zorunlu kılar. Bu yüzden birçoğumuz çocukları ile yeteri kadar zaman geçiremediğini düşünüp üzülür. Oysa çocuklarla geçirilen zamanın süresi değil içeriği önem taşır. Bazen sürekli çocuklarıyla vakit geçiren annelerin de farkına varmadan rutine bağladığını ve zamanla çocuğuyla çatıştığına şahit oluruz.
Bir yandan var gücümüzle çalışıp çocuklarımıza en iyi imkanları sağlamaya çalışırken bir yandan da yoğun iş yükü ve artan mesai saatleri sonucu yorgun düşmelere rağmen neredeyse geriye kalan tüm vaktimizi çocuklarımıza ayırmaya çalışırız. İşte tam da bu noktada iş yaşamı ile aile yaşamını dengede tutma savaşını veren anne ve babaların yeni bir sorunu var. Acaba çocuklarla geçirilen zaman mı yoksa kalitesi mi onların gelişimi ve ilişkileri açısında daha önemli? Yıllardır tartışılan bu soruya yaklaşım önceleri ebeveyn ve çocukların esas ihtiyaç duydukları şeyin birlikte daha fazla zaman geçirip ebeveynlerin çalışmaya daha az zaman ayırmaları yönündeyken son yıllarda birlikte geçirilen zamanın süresinden çok nasıl değerlendirildiği gerçeği büyük bir önem kazanmaya başladı.
Çocuklara yapılacak her türlü kişisel ve duygusal yatırım her koşulda onlara alınan değerli hediyelerden kat kat daha kıymetlidir. Tüm bu çabalar duygusal bir doyum getirmemekle birlikte boş olan tüm vaktini çocuğuyla geçiren anne ve babada aşırı bir yorgunluğa ve bıkkınlığa yol açabilmektedir. Unutmayalım her çocuğun az da olsa birlikte olduğu süre içerisinde kendisiyle birlikte olmaktan keyif alan, canlı ve istekli bir anne babaya ihtiyacı vardır.
Özetle, kaliteli zaman hiçbir koşulda iş dışında sahip olduğunuz tüm vakti çocuğunuza adamanız anlamına gelmemelidir. Kaldı ki çalışmayan annelerin dahi her zaman için çocuklarından başka meşguliyetleri olmasının da çocuğuyla birlikte olduğu anların kalitesini arttırma ve çocuğun bireyselleşmesine katkı sağlama açısından büyük önem taşıdığı kanıtlanmıştır. Örneğin, çocuğunun sağlıklı gelişebilmesi adına çok istemesine rağmen çalışmaktan vazgeçerek kariyerine ara veren anneler için de aynı riskin söz konusu olduğunu, ilişki içerisinde ister istemez bu hislerin yansıyarak birlikte olunan sürenin kalitesini azalttığını söyleyebiliriz. Ki ben bunu birçok arkadaşımdan duydum ve tanık oldum. Öte yandan çalışmakla ilgili kendisini oldukça huzurlu hisseden bir anne çocuğuna çalışmayan bir anneye göre daha az vakit ayırıyor olsa da kendisi keyifli ve tatmin olduğu için çocuğuyla ilişkisinde kendisini çok daha istekli bir şekilde daha yakın ve etkin bir iletişim içerisine girebilir.
Çocuğumuzla yaptığımız etkinlikler de burada çok önemli. Örneğin yan yana oturup pasif bir şekilde televizyon izlemek, ya da çocuğumuzun oyun oynamasını pasifçe seyretmek yerine sizin de aktif katılım göstereceğiniz şekilde beş dakika bir hikayeyi birlikte okuyup üzerine konuşmak ya da birlikte koşup eğlenmek arasında oldukça büyük bir fark vardır. Birlikte olduğunuz anın kaliteli olarak geçebilmesi adına olağandışı şeyler yapmanıza gerek yoktur. Rutin bir akşam yemeğini dahi zengin paylaşım anlarına dönüştürebilirsiniz. Ancak burada anne ve babaların da robot olmadıklarının, onların da dinlenmeye, molaya hakları olduğunu unutmamalıyız. O yüzden annelerimize destek olmayı unutmayalım. Çocuğunuzla birlikte unutulmaz anlar yaşamanız dileğiyle. Mutlu kalın.