Çocuğumuza Paylaşmayı Nasıl Öğretebiliriz?
Merhaba sevgili ebeveynler. Bugün çocuğumuza nasıl paylaşma duygusunu nasıl verebiliriz konusunu ele alacağım. Özellikle kardeşi olmayan çocukların paylaşma duygusunu öğrenmesinin tamamen anne ve babanın görevi olduğunu söylemeliyim.
Çocuğunuz sizinle kolayca paylaşabilir ama başkalarıyla paylaşması biraz güçtür. Küçük çocuğunuz ile oynamaya gelecek arkadaşı için ortalığa oyuncaklar dökerek bunları paylaşmalarını beklemenin de maalesef hiçbir yararı yoktur. Çocuğumuzu paylaşma duygusunun bilincini aşılarsak, çocuk ileride kuracağı arkadaşlık ilişkilerinde zorluk çekmeyecektir. Tek yetişen çocuklarda kıskançlık duygusu en baskın huyları olarak bilinir. Özellikle kardeşi olmayan çocuklar paylaşma konusunda daha zor bir süreç yaşarlar sahip olduklarını paylaşmak, ailesini paylaşmak istemezler bu durum da onları kıskanç, geçimsiz, bazen saldırgan ve uyumsuz bir çocukluk süreci geçirmelerine sebep olmaktadır dedi.
Çocuğunun okul çağına kadar eğitimi, gelişimi tamamen anne ve baba sorumluluğundadır. Şefkatli yol göstericilikle, çocuğunuz sahip olduğu her şeyi paylaşma zevkine varacaktır. Ebeveynlerin onları anlayışla karşılamaları kızmak cezalandırmak yerine doğruyu öğrenmesi konusunda destekçileri olmalıdırlar. Çünkü çocuklar ben-merkezcidir. Çocuklar özellikle de anne ve babasını, onlardan aldığı sevgiyi paylaşmayı istemezler. Çünkü anne-baba onun gözünde en kutsal varlıklardır. Ve bu yüzden bir kardeşi olmasını bile istemeyebilir. Burada da en büyük korkusu anne ve babasını sevginin bölünecek olma korkusudur, daha az sevileceğini hissetme duygusu onu daha hırçın bir çocuk haline getirebilir.
Çocuğumuza paylaşmayı öğretmek için yapılacak aktiviteleri araştırdığımda elime geçenleri sizlerle paylaşacağım. Öncelikle çocuğunuzu alıp vermek ve paylaşmak düşüncesine alıştırmak için, nöbetleşe yapılan ve bir şey rolü üstlenilen oyunlar oynatın.
Bunlara birkaç örnek verelim:
Yüksek olmayan bir basamakta yere atlama (sırayla atlamak kuraldır),
Dört tekerlekli oyuncak araba -itmek ve itilmek; Evcilikte çay sofrası ev sahipleri ile konuklar,
Top oyunları atma ve yuvarlama,
Tahterevalliye binme,
Bir yapıştırma ekibi kurmak yapıştırıcıyı, makası, boyaları ve kesilecek elişi kağıtları ile birlikte kocaman bir resim yapmak için paylaşmak (çocuk sayısı önemli değil).
Birçok anne-baba, kavga eden çocuklarına senin, benim çekişmesini önlemek için, birbirinin eşi oyuncaklar verirler. Ama kimin daha çok küpü olacağı konusundaki çekişmeleri, ağız kavgalarını önlemeleri çok daha zordur.
Çocuğunuzun benmerkezci davranışını anlamanın anahtarı, bunu geçici bir durum, gelişmesinin doğal bir parçası olarak kabul etmenizden geçer. 2.5 yaşındaki çocukların büyük çoğunluğunun, oynamakta oldukları, oynadıkları ve oynayabilecekleri her şeyi bütünüyle kendi mülkiyetleri altına almak istediklerini ve istekleri engellenirse bir öfke nöbeti geçirmeleri olasıdır. Farklı yaş gruplarından çocukları bir araya getirmek, sorunlara yol açabilir. Daha büyük çocukların aklı, paylaşma düşüncesini alır. Ama, küçükleri, bu düşünce çok öfkelendirir ve işi tatlıya bağlamak anneye ya da babaya düşer.
Paylaşma duygusunun küçük yaşta öğretilebilir. Çocuklar tam anlamı ile paylaşmaya 3. yaşından sonra başlar. Ebeveynler için zorlu geçecek bu süreçte onları anlamaya çalışmak, doğru kurabilecekleri iletişimin gelişimleri için çok önemli olduğu bilincine varmalarını sağlamalıdırlar. Bu arada, çocukların her birinin kendilerine özgü birer kişilikle doğduklarını ve her birinin gelişme aşamalarına aynı yaşta ulaşmadıklarını, bu aşamaları aynı yaşta yaşamadıklarını anımsamak, yararlı olacaktır.
İki yaşındaki çocuğunuza bazı şeyleri başkalarıyla paylaşmasını söylediğinizde, sözünüzü dinliyorsa, onu iyice övün ve bu yolda teşvik etmeyi sürdürün. Sırf daha verici bir kişiliği olduğu için, işbirliğini gerektiren oyunlara uzmanların söyledikleri yaştan önce katılmaya hazır olabilir. Daha mülkiyetçi bir çocuksa -genellikle de küçük çocukların çoğu öyledir- bir bakıma kendini tehdit altında hisseder ve şiddetle oyuncaklarını kapıp aldığı ve ağlamasına yol açtığı için paylamak, cezalandırmak yerine, ona kendisinin özel biri olduğunu hissettirmeye çalışın. Elinizden geldiği kadar onunla baş başa kalmaya daha çok zaman ayırın.