3-4 Yaş Çocuklarda Arkadaşlık İlişkileri
Merhaba sevgili anne babalar. Bugün çocuklarımızda arkadaşlık ilişkileri üzerinde duracağım. 3 günlük tatilimde oğlumla oyun oynarken sürekli arkadaşım, anne bak arkadaşım geldi, anne arkadaşımı özledim, arkadaşıma gideceğim gibi daha önce pek de duymadığım cümleler duydum. Dikkatimi çekti ve hem sizler hem kendim için araştırdım. 3 yaş çocuklarda arkadaşlık ilişkileri nasıl olur ve biz nasıl davranmalıyız?
İki yaş bebeklerde bir yaşa göre akranlarla nesneleri paylaşmada daha nazik tavırlar sergilenebilmektedir. Ayrıca, iki yaş civarında çocuklarla akranları arasında etkileşim başlamaktadır. Çocukların etkileşimlerinde iki yaştan sonra artış görülmeye başlanmaktadır. Akranlar arasında ilk tercihler, ikinci yaştan itibaren başlayabilmektedir. Küçük çocuklarda arkadaş ilişkilerinde cinsiyet tercihleri de zamanla aynı cinsiyetten karşı cinsiyete doğru gelişmektedir. İki-üç yaş civarında kız çocuklar, erkeklerden ziyade kızlarla oyuncaklarını paylaşıp kız akranlarının isteklerine cevap vermektedirler. Yaşamın ilk iki yılında, çocukların bir araya geldiklerinde daha çok ikili gruplar oluşturdukları gözlemlenmektedir. Üç yaştan itibaren de hem arkadaş gruplarındaki çocuk sayısında hem de bu grupların oluşmasında farklılıklar görülebilmektedir. Kendi cinsiyetlerinden olan arkadaşlarıyla ilişki kurma eğilimleri de giderek artmaktadır. Aynı cinsiyette arkadaş tercihi, ilkokul dönemine kadar artarak devam etmektedir.
Çocuğumuzun sosyalleşmesinde arkadaşlık ilişkilerinin özel bir yeri vardır. Sosyal ilişkiler, çocuğun dünyası hakkında çok önemli ipuçları verir. Her çocuk kendi kişiliğini bu ilişkilere yansıtır. Kimi çocuk yeni çocuklarla hemen tanışır ve oynamaya başlar, kimi çocuk ise temkinli davranır ve uzun süre gözlemler.
Çocuğun arkadaşlık ilişkileri ile ilgili mümkün olduğunca yönlendirme yapılmamalıyız. Çok zorunlu durumlar dışında bu tür yönlendirmeler, çocuğun kendi özgür kararlarını vermesini engeller. Arkadaşlarıyla konuşurken, oynarken, tepki gösterirken ne zaman ne yapacağına kendi karar vermelidir. Aksi halde, anne-baba tarafından kurulmuş bir çocuk, özgün ilişkiler geliştiremeyeceği için kişilik gelişimi açısından da riskli durumlar yaşayabilir. Önemli olan çocuğun kendi hayatı, kimle arkadaş olacağı, arkadaşlık ilişkileri ve faaliyetleri ile ilgili kendi kararlarını verebilir duruma gelmesidir.
Anne-babalar olarak her ne kadar merak etsek de çocuklar gün içinde arkadaşlarıyla yaşadıklarını bazen anlatır, bazen de anlatmazlar. Bu tür durumlarda çocuğun üstüne giderek zorlamamalıyız. Özellikle küçük yaştaki çocukların büyük çoğunluğu yaşadıklarını ayrıntılı olarak anlatmak istemezler. Bu da büyük ölçüde doğaldır. Önemli olan çocuğun anlatmak istediği anlardır. Eğer çocuk anlatmak isterse, o zaman gerçek anlamda dinleyici olmak gerekir. Geçiştirmeden, göz kontağı kurarak ve abartılı tepkiler vermeden dinlemek çocuğun kendini çok iyi hissetmesini sağlayacak, çoğu zaman da hiçbir şey yapmaya gerek kalmadan sorun kendiliğinden ortadan çözülecektir.
Çocuk arkadaşlık ilişkilerinde sorun yaşarsa mümkün olduğunca müdahale etmemeliyiz. Her çocuk arkadaşlarıyla zaman zaman sorun yaşayabilir. Bu son derece doğaldır. Bu sorunlar çocuklar için bir kendini geliştirme fırsatıdır. Gerçek hayatın küçük bir örneği olarak kabul edilmesi gereken bu zorlu durumlar karşısında, çocuk mücadele eder, istediklerini alır ya da istediklerini alamadığında hissettiği duygularla başa çıkmayı öğrenir. Öğretmenlerden ve bizden beklenen, bu tür sorunların ortasında bir yerde durmayıp bu süreci izlemektir.
Böylece, çocukların verdiği tepkiler ve bu tür sorunları çözme yaklaşımları görülmüş olur ve çocuğun desteğe ihtiyacı olup olmadığı değerlendirilir. Eğer desteğe ihtiyacı olduğu düşünülüyorsa, neyi nasıl çözmesi gerektiği hemen söylenmemeli, ona ne yapmayı düşündüğü sorulmalıdır. Böylece, kendi sorunlarını çözme konusunda inisiyatif almaları sağlanmalıdır. Şimdilik bu kadar. Sevdiklerinizle birlikte mutlu sağlıklı kalın