Anneyiz


  • Oluşturulma Tarihi : 15.03.2018 06:20
  • Güncelleme Tarihi :
Anneyiz yazının resmi

Bir Annenin Yorgunluğu

Merhaba sevgili anneler bugün biraz sizden, biraz benden biraz da yorgunluklarımızdan bahsedeceğim. Hayatın koşuşturması içinde dün uykuya dalan oğlumdan sonra hemen uyuyacağımı düşünürken neredeyse hiç uyuyamadığım bir gece geçirdim.

Sabah yorgun uyandım. Her zamankinden daha yorgun… Oğlum tam aksine gülen bir yüzle uyandı, dinlenmiş, mutlu… Benim ne kadar yorgun olduğumdan habersiz ya da sırtımın ne kadar ağrıdığından ya da gerçekten bir beş dakika bile olsa ne kadar uyumak istediğimden habersiz keyfi yerindeydi. Ben yorgun, baba uyumuş ama dinlenememiş…

Gecelerimiz bazen böyle geçiyor. Gündüzleri ise, iş ev, yemek, oğlumla oyun, evin ihtiyaçları, ütü, temizlik derken hop yine gece oluyor ve aynı rutine geri dönüyoruz. Hiç dinlenemiyorum. Kesintisiz uyku uyuduğumu hatırlamıyorum. Hep yorgunum…

Yukarıdaki sözlerim aslında biz annelerin en sık yakındıkları durumlardan. Siz de her gün sınırlarınızın biraz daha zorlandığını hissediyor musunuz? Çalışmak? Temizlik? Annelik? Eş olmak?

Çocuğunuz diğer çocuklarla kavga ederken ya da bir şey istediğinde olmadığında onları yatıştırmaya çalışırken? Bütün bunları yaparken acaba bu gidişat nasıl değişecek, ne zaman bitecek diye merak ediyor musunuz? Bu rutinden yoruldunuz mu? Bazen anne olmak basitçe “yorgunluk” anlamına geliyor değil mi? Bazen de “yalnızlık”. O kadar çok şey yapıyorum ama hiç kimse farkında değil hissini ne sıklıkla yaşıyorsunuz?

Aslında hiç ama hiç de yalnız değilsiniz. Çalışan çalışmayan, tüm anneler sizinle benzer duyguları yaşıyor. Kimleri kendi arasında paylaşıyor, kimleri ise hiç paylaşmadan bu süreci atlatmaya çalışıyor.

‘Tükenmişlik sendromu, aslında her parmağında ayrı bir iş ve uğraş olan günümüz kadınının en sık karşılaştığı sorunlardan biri. Tükenmişlik sendromunun annelikteki kötü yanı ise, kendini kurtaramazsan çırpındıkça dibe batıyorsun. Soğuk kış mevsiminin de bu sendrom üzerinde bir parça etkisi olduğunu düşünüyorum. Özellikle anneler için; hava soğuk diye dışarı çıkmamak, çocuk hasta olur diye eve kapanmak sonucu birbirinin aynı günleri art arda yaşamak. Neyse ki güneşli günler ve baharın yüzünü göstermesi ile bu durumlarda geçti.

Aslında hepimizin belli başlı sebepleri vardır bu sendroma yakalanmak için. Fakat merak etmeyin, bu durumdan çıkmak çok da zor değil. Tükenmişlik sendromunun çaresi hayatı yavaşlatmak ve stresi azaltmak. O zamandan bu güne hayatımda bazı değişiklikler yapmaya karar verdim. Sağlıklı ve dengeli beslenme. Kendi sağlığıma önem verme. Oğlumu kreşe göndermeye, daha çok sosyal aktivitelere katılmaya karar verdim. Sürekli bir yerlere yetişmeye çalışmaktan vazgeçtim. Ev temiz değil veya dağınık diye endişelenmeyi bırakıyorum. Küçük çocukların yaşadığı bir evde sürekli oyuncak toparlamanın anlamsız olduğunu kabullendim eşimde inşallah kabullenecek. Anneyim diye tüm ev işlerinin ve oğlumun üstesinden gelemeyeceğimi öğrendim. Temizlik için yardımcı buldum eşim gibi. En önemlisi şükrediyorum. Bir çocuk sahibi olabildiğim için. Çocuğum sağlıklı olabildiği için, koşabildiği, kahkahalar atabildiği için, anne sözünü duyabildiğim için. Dua ediyorum. Çocuğumun sağlıklı, mutlu ve şanslı olması için. Evet, annelik kolay değildir. Fakat her kadının fıtratında anne olmak ve evladını bağrına basıp okşamak duygusu vardır. Bu sebepten annelik güzel bir duygudur. Kolay olsaydı, Peygamberimiz, “Cennet anaların ayağı altındadır” buyurmazdı... O halde annelik bir nimetse, külfet ister. Bir mutluluksa, bedel ister. Hiçbir şey karşılıksız değildir. Çocuğunu bağrına basmanın zevkine eren anne, elbette en büyük sıkıntıyı da çeker. Onu eğitmek için maddeten ve manen yıpranır... Şimdilik bu kadar. Sevgiyle Kalın…

Anneyiz
Aysun Arslan Aydin
Yazarımız Kim ?

Aysun Arslan Aydin