Anne Kendini İhmal Etmemeli
Bir yandan çalışıp diğer yandan anne olmak her kadın için zor. Hele de çocuğuyla yeterince ilgilenmediği düşüncesiyle suçluluk duygusu içini kemiriyorsa. Bu konuyu sık sık gündeme getiriyorum. Fakat gerçekten önemli görüyorum. Çünkü kendim de dahil bir çok annenin sık sık suçluluk duygusuna kapıldığına şahit oluyorum. Ama unutmayalım ki hiç birimiz mükemmel değiliz. Ne çalışan anneler ne de evinde çocuğuna bakan ev hanımları. Hepimizin eksikleri yanlışları ve yetişemedikleri durumlar var. Bu hayatın akışında olağan şeyler. Önemli olan eksiklerimizi ya da yanlışlarımızı telafi edebilmek.
Burada önemli olan annenin çalışması veya çalışmaması değil, çocukla kurduğu ilişki. Annenin çok uzun saatlerde işte bulunması, işinin stresli olması gibi nedenler onun tahammülünü azaltır ve ilişkiyi olumsuz etkiler elbette. Asıl sorun, mükemmel anne olmaya çalışmak. Annelerin çalıştıkları zamanı çocuklarına veremedikleri, suçluluk duygusu yaşadıkları, hem ev hem işle ilgili sorumlulukların yanı sıra çocuğuna iyi bir anne olma isteğiyle fazlaca koşturdukları, yapılacak işlere yetişemediklerinden şikayet ettikleri ruh durumu sakıncalıdır. Anne birçok rol arasında sıkışıp kalır. Bu duygularla baş etmek için de bazıları çocuklarını şımartıp, istediklerini alıp, bazen geri kalan tüm vakitlerini onlara ayırabilirler. Hele ki eş sorunları da varsa, iş içinden çıkılmaz hale gelebilir. Bu durumda anne hem kendine hem çocuğuna zarar verir. Depresyon, panik atak, anksiyete gibi psikiyatrik hastalıklar, bebekle olan ilişki kalitesini etkileyebilir. Bebekle arasında sağlıklı, güvenli bağlanma oluşmasını engelleyebilir. Eşiyle sorun yaşayabilir.
İşten döndüğünüzde çocuk size küsmüşse, sizinle ilgilenmiyorsa ne yapılabilir? Akşamları çocukla geçirilen zamanlarda oyun oynamak, sohbet etmek iki tarafı da mutlu eder. Çocukla kurulacak en iyi iletişim dili budur. Çocuğa haber vermeden evden kaçmak, bağırmak, sert davranmak, yargılamak ya da her dediğini yapmak en kritik yanlışlar arasında sayılabilir. İşe gitmem lazım, sen de artık alışmalısın ya da Ben de istemiyorum ama mecburum gibi uygun olmayan sözlerden de kaçınmak lazım. Sürekli eve hediyeyle gelmek doğru mu? Tabi ki hayır, asıl amaç ona ayırdığımız kaliteli zaman ve gerçek ihtiyaçlarını anladığımızı hissettirmek olmalı. Bir de evde annesinden ayrı kalan çocuk neler hisseder? Önce beden dilimize bakar. Annesi üzgün, telaşlıysa, Benim yüzümden annem mutsuz? diye algılayabilir. Her dediği yapılan çocukta disiplin sorunları, dürtü kontrolünde güçlükler görülür. Annenin fazla ilgisi ve kaygısı nedeniyle çocukta da kaygı problemi görülebilir.
Çocuklarda en çok davranış ve disiplin sorunları hastalıklardan sonra görülür. Tabii, imkan varsa çocukla kalmak en iyisi. Fakat bu imkan yoksa, onu düşündüğümüzü hissettirebilmeliyiz. Çocuk hasta diye onu şımartmak, ödüllendirmek yanlış. Çalışan annenin aşırı sorumluluk yüklenmesi, düzenli olmaya çalışması da bana göre zararlı. Bir yerde anne kendini frenlemeli. Sonuçta her yere yetişemez. Arada kendini şımartabilmeli. Bir fincan kahve alıp ruhunu dinleyebilmeli. Çocuklar için en iyisini isteriz, ama En iyisi olsun, her şeyi başarsın, hayatında eksik hiç olmasın düşüncesiyle yola çıkıldığında onun kişilik gelişimi olumsuz etkilenir.
Gelelim özel günlere. Çocuk için özel günlerde anne, baba ya da aile yakınının bulunması çok önemli. İzinler bugünlere denk getirilmeli, önceden planlanmalı. Birlikte planlar yapılabilir. Şimdilik bu kadar. Sevgiyle kalın.