Kreş Hastalıklarıyla Mücadele
AYSUN ARSLAN AYDİN
Merhaba anne-babalar. Bugün kreşe ve okula giden çocuklarımızın yaşadığı uzun süreli sağlık sorunlarını ele alacağım. Bizzat benim de şu günlerde yaşadığım bir sorun. Kreş ve anaokulu döneminde çocuklarımız sık sık hastalanıyorlar. Değişik ortamlardan gelen ve değişik bakteri taşıyan çocuklar kendilerindeki bu mikropları arkadaşlarına da bulaştırırlar. Sürekli olarak birbirlerine hastalık bulaştıran çocukların aileleri de bu durum karşısında tedirgin oluyorlar. Tedirgin olmamakta elde değil. Bir anne olarak bunu kabul ediyorum. Bende çocukların hasta olmaması için ya da hastalığı kolay atlatması için öncelikle alınması gereken önlemleri aktaracağım.
Güncel aşı kayıtları da dahil olmak üzere, çocuklar ve çalışanların aşı kartları incelenmelidir. Çocuklara tuvalet kullanımı ve tuvalet eğitiminde hijyenik temizlik işlemleri benimsetilmelidir. Enfeksiyondan korunmada en önemli unsur olan el yıkama alışkanlığı kazandırılmalıdır. Ortam temizliği ve çocuklar ile görevlilerin kişisel hijyeni sağlanmalıdır. Yiyecekler temiz şekilde bulundurulmalıdır. Bulaşıcı hastalıklar sıkı bir şekilde izlenmeli ve ailelere bildirilmelidir.
Kreş ve anaokulu döneminde çocuklarda üst solunum yolu (soğuk algınlığı veya nezle, grip, akut boğaz enfeksiyonu, öksürüklü hastalık, kulak iltihabı, idrar yolu enfeksiyonu, bronşiolit, ishal gibi enfeksiyonlar en sık karşılaşılan hastalıkların başında geliyor.
Gripte birden başlayan ve çoğunlukla üşüme-titreme ile birlikte olan ateş, baş ağrısı, halsizlik, yaygın kas ağrıları ve balgamsız bir öksürük görülüyor. Daha sonra boğaz ağrısı, burunda tıkanıklık ve akıntı ile öksürükten oluşan solunum yolu bulguları ortaya çıkıyor. Grip salgını en çok okul çağında görüldüğü için girip aşısı bu dönemde özelikle öneriliyor. Siz de doktorunuza danışabilirsiniz.
Soğuk algınlığı, gripten farklı olarak daha hafif seyirli bir tablo çiziyor. Soğuk algınlığına çoğu zaman koyu kıvamlı bir burun akıntısı görülüyor. Tedavide grip ile aynı yaklaşım uygulanıyor. Ve kreşlerde en yaygın görülen hastalıktır.
A grubu streptokok enfeksiyonları (Halk arasında beta mikrobu olarak bilinir)olarak adlandırılan bu hastalıklar çocukluk yaş grubunda özellikle önem taşıyor ve bu bakterinin yol açtığı klinik durumların başında akut boğaz ve bademcik enfeksiyonu geliyor. Hastalık taşıyan çocuklar uygun tedaviye başlandıktan en az 24 saat sonrasına kadar okul ya da bakımevinden uzak tutulmalıdır.
Büyük çocuklarda ateş, kulak ağrısı, soğuk algınlığı bulguları görülürken, küçük çocuklarda ateş, huzursuzluk, iştahsızlık, kulak ile oynama bulgular veriyor. Kesin tanı için kesinlikle doktora gidilmesi gerekiyor.
10-14 gün süreyle düzelme görülmeyen burun akıntısı ve gündüz öksürükleri, ateş, baş ağrısı gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Tedavide uzun süreli antibiyotik kullanılıyor.
İshal, günde üçten fazla sulu dışkılama, ateş, bulantı-kusma, halsizlik, iştahsızlık ile belirtileriyle görülüyor. Çeşitli virüs, bakteri ve parazitler ishal etkeni arasında yer alıyor. İshal ile karşılaşıldığında, sıvı kaybının olup olmadığına bakılmalı ve bol sıvı tüketilmeli. Ağız kuru, gözyaşı azalmış ve aşırı halsizlik saptanırsa, ağızdan sıvı verilemiyorsa acilen doktora başvurulması gerekiyor. Dışkı analizine göre ishalde nadiren antibiyotik tedavisi uygulanıyor. Eller çok iyi yıkanmalı, çocuk alt bezleri özel poşetlere sarılarak atılmalı, klozet kullanıyorsa, çamaşır suyu ile her defasında klozet temizlenmeli.
Çocuklukta görülen birçok hastalığın tedavisinde antibiyotik sık başvurulan bir yol olmayabilir. Oysa aileler çoğu kez çocuk her rahatsızlığında antibiyotiğe sarılıyor. Sık antibiyotik alan çocukların dirençli bakterilerin taşıyıcısı olma olasılıkları yüksektir. Dirençli bir bakterinin taşıyıcısı olup, o bakteriye bağlı enfeksiyon geçirenlerde antibiyotik tedavisinin başarılı olma şansı düşüktür. Şimdilik bu kadar. Sevgiyle, sağlıkla kalın