Çocuğumuza Karşı Sabır Taktikleri


  • Oluşturulma Tarihi : 14.07.2018 06:45
  • Güncelleme Tarihi :
Çocuğumuza Karşı Sabır Taktikleri yazının resmi

Merhaba sevgili anne babalar. Çocuğumu çok seviyorum ama bazen öfkemi kontrol edemiyorum, kendimi tutamıyorum, sesimi yükseltiyorum ve suçluluk duygusu içimi kemiriyor. Bugün bende aynı bu duygular içerisindeyim. Köşemde çocuğumuza bağırma veya sert davranma noktasına geldiğimizde sonradan pişman olacağımız şeyler yapmamak için neler yapabileceğimizi yazdım.
Önce bir düşünelim, müdürümüz, polis ya da farklı bir insan bizde yoğun öfke duyguları yarattıkları zaman çocuklarımıza patladığımız gibi hemen patlayabiliyor muyuz? Hayır, çoğu zaman ne kadar kızarsak kızalım kendimizi bir şekilde kontrol etmeye çalışıyoruz, evet belki tartışıyoruz ama bağırmıyoruz. Sakin kalmak için çaba harcıyoruz.
Neden? Çünkü bunları yaparsak, yine bize geri dönecek negatif sonuçlar olabilir. Ya söz konusu canımız çocuklarımız olduğu zaman acaba neden aynı beceriyi, sakinliği ve sabrı gösteremiyoruz? Küçük ve çaresiz oldukları için mi? Belki de hakkımız olduğunu düşünüyoruz, ne de olsa anne babalarıyız…
Gerçekten hakkımız var mı? Ya da bu davranışımızın onların duygusal sağlığı ve özgüvenleri üzerinde olumsuz geri dönüşü yok mu gerçekten?
Çocuklarımızla anlaşmazlık yaşadığımız noktaları bağırarak, kişiliklerini rencide edici kelimeler kullanarak değil, bir yetişkin olarak sakin ve medeni tutumumuz koruyarak, sevgiye dayanan ebeveynlik becerileri kullanarak onlarla olan anlaşmazlıklarımızı çözmeye çalışacağız. Zaten biz sesimizi yükseltmenin o an için işe yaradığını zannediyoruz ama sorunu kökten çözeceğine daha kötü hale getiriyoruz.
Çocuklar korktuklarında beyinlerinin korku merkezi aktif hale geçiyor ve yoğun stres başlıyor, korkunun ve stresin olduğu yerde de kalıcı öğrenme ve iç disiplinin gelişmesi çok zor. Diğer taraftan çocuğumuzun bizim davranışlarımızı model aldığını düşünürsek, biz yetişkinler öfkelendiğimizde kendimizi kontrol edemiyorsak, çocuklarımızın nasıl etmesini bekleyebiliriz ki? Bize veya başkalarına bağırıp, vurduklarında onlara bir şey söyleme hakkımız olur mu?
En önemlisi de bağırdığımız, onların kişiliğini rencide edici sözler söylediğimiz veya şiddet kullandığımız anlarda kalplerimiz uzaklaşıyor, duygu bağımız zayıflıyor. Kendilerine biçtikleri değer, kendilerine duydukları sevgi, saygı ve özgüven zedeleniyor. Kendilerini kötü hissediyorlar.
Şu an kendimi zorlasam da kaynağını hatırlamadığım bir makaleden örnek vereceğim. Müdür, polis, hakim taktiği. Çocuğumuzla patlama noktasına geleceğimizi hissediyorsak öncesinde yapılabilecek birçok şey var, başka odaya gidip sakinleşmek, derin nefes almak gibi. “Müdür, polis, hakim” taktiği. Yani o anda çocuğunuza bakarken gözünüzün önüne o anda ne kadar kızgın olsanız da bağıramayacağınız veya vuramayacağınız birini getirin ve kendinizi engelleyin polis ya da hakim gibi. Farz edin ki o anda yanınızda bir başka kişi daha var. Bu kişi hakim olmak zorunda değil, komşunuz, arkadaşınız hatta bir yabancı bile olabilir. Yanımızda başkaları varken çocuklarımıza karşı daha sakin ve sabırlı davranıyoruz. Sonradan pişman olduğumuz bağırma veya sert sözler onlarla yalnızken, başkaları yokken oluyor çoğu zaman.
Demek ki istediğimizde kendimizi kontrol etme becerimiz var. Tek yapmamız gereken başkalarına karşı veya başkaları yanımızdayken gösterdiğimiz sabrı ve sakinliği, çocuğumuzla baş başayken de göstermek üzere kendimizi geliştirmeye çalışmak. Kendimizi sakinleştirdikten sonra da, çocuğumuzla sorunu çözmek için harekete geçmek. Biz sakin olduğumuzda çocuğumuzla olan anlaşmazlığı çözmek için daha yaratıcı ve daha eğlenceli olabiliyoruz.
Kendimizi tutamayıp patladığımız noktada da yapılacak en önemli şey bunu hemen telafi etmek. Çocuklarımızdan özür dilemeliyiz. Şimdilik bu kadar. Sevgiyle kalın.

Çocuğumuza Karşı Sabır Taktikleri
Aysun Arslan Aydin
Yazarımız Kim ?

Aysun Arslan Aydin