Çocuğunuzu Kıyaslamayın


  • Oluşturulma Tarihi : 07.08.2018 07:01
  • Güncelleme Tarihi :
Çocuğunuzu Kıyaslamayın yazının resmi

Merhaba sevgili anneler. Bugün bilinçli ya da bilinçsizce yapılan çocuklarımızı kıyaslama konusunu ele aldım. Kıyaslanmak sadece çocuklarımız için değil biz yetişkinler için bile çok kötü bir his. Bir düşünün iş yerimizde bizi meslektaşlarımızla kıyasladıklarını ya da ailede eltiyle kıyaslandığımızı. O an neler hissederiz? Nasıl bir duygu içine gireriz? Çocuğumuz da başka bir çocukla kıyasladığınızda tam da verdiğimiz örnekler de hissettiklerimizi hissediyor. Yetersizlik, sevgi eksikliği, öfke, incinmişlik… Kimse çocuğunun bu duyguları yaşamasını istemez. Fakat fark etmeden kullanılan yanlış kelimeler çocuklarımız için oldukça kırıcı, yıkıcı olabilir.
Ama maalesef bebekken boy ve kilo ile kıyaslanmaya başlayan çocuklarımız, büyüdükçe yaptıkları yaramazlıklarla, yemediği yemeklerle ve daha ilerde okuldaki başarılarıyla kıyaslanırlar. Kıyaslanmak çocuğun yetersiz olduğunu hissetmesine sebep olur. Bu da zamanla özgüvenini sarsar. Ayrıca her zaman söylediğimiz gibi çocuklarımızı koşulsuz sevmeliyiz. Fakat kıyas yaptığımızda çocuğumuz yeterince sevilmediğini hisseder. Bu duygular çocuğun özgüveninin sarsılmasına ve zamanla içe kapanık bir birey olmasına sebep olur. Sanırım hiçbir anne baba çocuğuna bunu yapmak istemez.
Kıyaslanan çocuklarda iki davranış gelişir. Ya ailesinin kıyas yaptığı konuda başarılı olmak için tüm gücüyle uğraşır ya da tam tersi nasılsa yapamam diyerek ailesini cezalandırmak amacıyla tamamen vaz geçer. İlk durum yani çocuğun tüm gücü ile uğraşarak başarıyı yakalamaya çalışması kulağa iyi gibi gözükse de zamanla bunun da doğru olmadığı ortaya çıkacaktır. Şöyle ki örneğin okuldaki arkadaşıyla kıyaslanan çocuk çok çalıştı ve onu geçti. Fakat onu geçse bir başka arkadaşı var. Sürekli ailesini memnun etmek için kendi içinde bir yarış içinde olacak. Zamanla çocuk büyüdükçe bu davranış saplantı haline gelerek kendisine rakip gördüğü ve başarılı olmadığı kişilere karşı yanlış davranışlar yapmasına sebep olabilir. Sonuç olarak hem çocuğunuz hem siz mutsuz olacaksınız. Kıyaslanan çocuklar ya içe kapanık ve izole bir hayatı tercih ederler ya da tam tersi agresif ve saldırgan olmaya meyilli olurlar.
Çocuklarımızın başarılı olması için yıkıcı değil yapıcı olmalıyız. Onları iyi ve kötü zamanlarında sevdiğimizi, sevgimizin başarıları ile alakalı olmadığını hissettirmeliyiz. Anne baba olarak bu bizim görevimiz. Konuyla ilgili Doğan Cüceloğlu’ndan aldığım bir alıntıyla köşeme son vereceğim.
“Kıyaslamanın ne gibi zararları olabilir:
1. Kıyaslama, bir başkasına olan beğeninizi ve hayranlığınızı ifade ederken, çocuğunuz için bu duyguları taşımadığınızı ve onun başarabileceğine güvenmediğinizi ima eder.
2. Kıyaslama, sonuç odaklı bir tutumu ifade eder. Çocuğunuzu bir başkasıyla kıyasladığınızda, onun gösterdiği gayreti, hevesi, şevki hiç hesaba katmadığınızı, bütün ilginizin, elde edilecek sonuçta odaklandığını ifade etmiş olursunuz. Gösterdiği gayret ve hissettiği hevesin sizin gözünüzde bir değeri olmadığını anlayan çocuk, hayal kırıklığına uğrar ve şevkini kaybeder.
3. Sonuç odaklı bir başarı anlayışı çocuğun gücünü elinden alır, sonucu değerlendirecek olan bir dış otoritenin eline verir. Sonuç odaklı başarı anlayışı, çocuğun öğrenme ve gelişme şevkini öldürdüğünden, onun sürekli gelişiminin en büyük engelini oluşturur.
4. Bir insanın sürekli gelişimini ve iyileşmesini sağlayan en önemli kaynak, onun yaşam deneyimleridir. Öğrenci yaşam deneyimini sonuç odaklı olarak değerlendirirse sürekli karşısına, ‘başardım’ ve ‘başaramadım’ seçenekleri çıkar. ‘Başardım’ ve ‘başaramadım’ seçenekleri arasında kaldığı sürece, çocuğunuz gelişmeye olanak bulamaz. Çocuğunuz yaşam deneyimine çaba odaklı yaklaştığında ise, karşısına bir öğrenme ve gelişme fırsatı çıkar.” Sevgiyle sağlıklı kalın.

Çocuğunuzu Kıyaslamayın
Aysun Arslan Aydin
Yazarımız Kim ?

Aysun Arslan Aydin