Sayfa Yükleniyor...
Merhaba sevgili anneler. Bugün çocuk eğitiminde ceza konusunu ele aldım. Çocuk eğitiminde ceza en tartışmalı konulardan biridir. Kimi pedagojik yaklaşımlar cezaya tamamen karşı çıkarken, kimi yaklaşımlar cezayı gerekli görür. Ailelerin de bu konuda kafası karışıktır. Bazı aileler çocuğun cezayı hak ettiğini düşünür. Bazı ailelerde ise her ceza vermenin ardından bir pişmanlık duygusu oluşur. Çocuğa nasıl ve ne şekilde sınır koyulacağı ve ne şekilde yaptırım uygulanacağı anne-babaların da en çok ihtiyaç duyduğu konular arasındadır.
Benim şahsi fikrimde 1-3 yaş arasındaki çocuklara ceza vermek doğru değildir. Hatta çocuk yanlış bir şey yaptığında 'Sana ceza vereceğim' deyip, bu tarz cümleleri kullanmak bile yanlıştır. Bu davranışımız çocuğumuzun bize karşı daha çok sinirlenmesini sağlar. Bazı ebeveynler, bu yaştaki çocuklara davranışlarını düzeltmeleri için onları odalarına kapatırlar. Ancak bu çok yanlış bir tutumdur. Bu tutum küçük çocuklarda etkili olmaz. Tam tersi çocuklarda güvenli bağlanmayı olumsuz etkiler. Yapılacak en iyi şey, ceza verilecek durumların oluşmamasına uygun ortamı sağlamaktır.
Çocuklarımızın istemeden kendisine ve başkalarına ait eşyalara zarar vermesini engellemek için daha 3 yaşına girmeden neyin boyanıp neyin boyanmayacağını, neyin yırtılıp yırtılmayacağını söyleyerek bu sınırı çizmelisiniz. Küçük çocukların çevresini algılama ve onlara nasıl davranacağını çözme sürecinde çocuğumuzla doğru iletişim kurmalıyız.
Çocuğumuz nelere zarar vermemesi gerektiğini bilemez. Öncelikle çocuğumuzdan bir yetişkinden beklediğimiz davranışları beklemekten vazgeçmeliyiz. Sizin için çok değerli olan bir eşya onun için sıradandır. Ya da sizin için çok değersiz olan bir şey onun için paha biçilemez olabilir. Çocuğunuz, bu iki kelimenin anlamını bile bilmiyordur. Bu nedenle nelerin ellenmemesi gerektiğinin onlara açıklanması gerekir. Çocuklarımıza hayatın kurallarını deneyimleyerek öğretebiliriz.
Eğer çocuğunuz iki yaşını aştıysa, yaptığı dağınıklığın toplanmasına yardım etmesini sağlayarak ona eşyalara iyi davranmasını öğretin. Örneğin duvarı çizdiğinde, çizdiği yeri kendisinin temizlemesini sağlayın. Ama bunu yaparken çok fazla temizlik odaklı davranmayın. Buradaki amaç, çocuğun yanlış davranışını ona göstermek olmalıdır. Bunun dışında çocuk boyama, çizme, yırtma dürtüsünü de giderebilmelidir. Bunun içinde onunla birlikte, yere bir şeyler serdikten sonra üzerinde boyama, karalama ve sulu boya yapabilirsiniz. Çocuğunuza da "Bu zamanlarda benimle bunları yapabilirsin, ama duvarı boyamak yok" demelisiniz. Böylece çocuk, neyi, ne zaman ve nerede yapması gerektiğini öğrenecektir. Ama biz anne ve babalar, çocuklarımıza bir şeyi açıklamadan onlara ilk yaptığında çok büyük tepkiler gösterebiliyoruz. Bu da çocuğumuzda büyük yaralar açar.
Kurallara uyma düzenine göre verilecek ödüller titizlikle belirlenmelidir. Yapılan her olumlu davranıştan sonra ödül vermek, verilen ödülün değerini azaltır. Alkışlama, aferin deme, saçını okşama gibi sosyal ödüllerin sıkça verilmesinde bir sakınca yoktur.
Çocuğun davranışlarını sebepsizce sınırlamak da doğru değildir. Bu, özellikle küçük çocuklarda gözlenen bir durumdur. 1-3 yaş arasındaki çocuklar çevreyi keşfetme çabası içinde oldukları için, her şeye bakmak, her yere gitmek isterler. Genelde anne babalarda onların her yaptıklarına hayır yapma, alma, gitme gibi tepkiler verip, onları durdurmaya çalışırlar. Ama çoğu zaman bu çabaları işe yaramaz. Hem anne baba hem de çocuk için yıpratıcı olan bu süreci yaşamak yerine, yaşı ne olursa olsun çocuğa yapmaması gereken davranışın nedenleri ve sonuçları açıklanmalıdır. Şimdilik bu kadar. Sevgiyle kalın.