AYSUN ARSLAN AYDİN
Merhaba sevgili anne-babalar. Bugün çocuklarımıza neden küsmememiz gerektiği konusunu ele alacağım. Yemeğini yemediği için, üstünü kirlettiği için ya da inatlaştığı için birçok anne ben sana küstüm, konuşmuyorum der. Yemek olmazsa uslu durmak ya da anne babanın istediğini yapmadığı için küsülmekle tehdit edilen çocuklar büyür. Büyürken küsmeyi öğrenir. Aslında küsmek çocuklara özgü bir davranıştır. Ama çocuklukları bittiğinde istediklerini yapmayanlarla, istedikleri gibi davranmayanlarla küsen erişkinler olurlar. Küsmek, pasif-saldırgan bir davranışın göstergesidir. Temelinde kızgınlığın, öfkenin yattığı bir iletişim biçimi olarak tanımlanabilmekle beraber, aslında iletişimsizliktir. Hoşnutsuzluğunu ya da öfkesini ifade etmeyi öğrenemeyen kişi küser. Pasif-agresif kişilik özellikleri olan kişiler küserek iletişim kurmayı yeğler. Size itiraz etmez, kendi fikrini söylemez ama somurtur, küser. Bu şekilde sizi huzursuz etmeye ve hoşnutsuzluğunu anlatmaya çalışır. Niçin? dersiniz, Ne oldu? dersiniz, susar. En iyi ihtimalle Sen nedenini biliyorsun der. Çoğu kez bilemezsiniz. Konuşmaya, iletişim kurmaya çalışırsınız. Ve sonra siz de susarsınız.
Konuşma benimle, ben senin annen değilim, Git başka anne bul cümleleriyle çocuğu yola getirmeye çalışmak ve bunu uzun süre sürdürmek çocuğa zamanla küsmeyi öğretir. Çocuk tedirgin olur ve annenin kendisiyle barışması için elinden geleni yapar. Sonunda zaten vicdanı rahat olmayan anne hiçbir şey olmamış gibi barışır.
Çocuğunun davranışını nasıl kontrol edebileceğini, onunla nasıl iletişim kuracağını bilemeyen ebeveynler, küserek, çocuklarına kendi iletişim çaresizliklerini öğretmeye başlar. Çocuk büyürken öğrendiği bu yöntemi uygular. O da istediğini yapmayan ebeveyne küsmeye başlar. Her küstüğünde, ebeveyn onun söylemek istediklerini anlıyor diye düşünür. Size küstüm, diyerek odasına giden çocuk, ebeveynelerinin gelip sorunu dinlemesini, anlamasını bekler. Anlamadığı zaman bu küskünlük uzar gider. Üstelik çalışmalar gösteriyor ki, çocuklarına küsen annelerin çocukları, çocuklarına sözel ya da fiziksel şiddet uygulayan annelerin çocuklarına kıyasla daha fazla sorun yaşıyor. Annenin şiddeti bile bir ilgi biçimiyken, çocuğa küsmek ona kendini değersiz hissettiriyor. Kendisine küsülen çocuklar depresyon düzeyi, disiplin sorunları gibi birçok alanda daha çok sorun yaşıyor.
Küsmenin nedenlerinden biri, duyguları anlatmak için küsmenin yerine ne konulabileceğini bilmemektir. Küsen kişinin düşünmesi gerekir: Küsmek benim hangi ihtiyacımı gideriyor? Bunun yanıtını bulabildiğinizde, küsmenize gerek kalmaz. Sağlıklı iletişim kurma yollarını arayabilirsiniz. Bazen küsmeyip, o en öfkeli halimizle bağıra çağıra konuşmak da yine küsmek kadar hatalı bir tavırdır. İnsan kırgın ya da kızgın olduğunda bir süre karşısındakinden ayrışmak ve kendine dönmek isteyebilir. Ama kendi içinde uzlaştıktan sonra sorun yaşanan kişiyle iletişime geçilmelidir.
Küsmek, bir tür karşısındakini cezalandırmak amacı taşır. Oysa karşı taraf niçin cezalandırıldığını anlayamayabileceği gibi, sizin sık kullandığınız bu yöntem nedeniyle bıkmış ve sizi anlamaya çalışmaktan vazgeçmiş olabilir. Darılmak, kırılmak, üzülmek, dile getirilebilir duygulardır. Küserek anlatılamazlar. Çünkü küsmek bir iletişim biçimi değil, iletişimsizlik biçimidir. İletişimsizlik kopukluğu, kopukluk terk edilmeyi, terk edilme ise yalnızlığı getirir. Küskün yalnızlık seçilesi değildir. Ebeveynler çocuklarına küsemez. Ebeveynin görevi anlatmak, açıklamak ve örnek olmaktır. Küsmenin bir iletişim zorluğu olduğunu anlamadan büyüyenler, küskün bireyler olurlar. Aslında söyleyecek çok şeyiniz olanı uzaklaştırmamak gerekir. Uzaklaştırdığınız kişiyi unutabilirsiniz ama söylemek istedikleriniz, söylemeniz gerektiği halde söyleyemedikleriniz hep sizinle kalır.
Çocuklarımıza konuşmayı mı, küsmeyi mi öğretmeliyiz? Küstüğümüzde, onlara örnek olarak küsmeyi öğretmiş oluruz. Küsmeyi alışkanlık hâline getirmiş kimselerin hayatları, ıstırap ve sıkıntılarla dolu geçmektedir. Onun için çocuklarımızı, sıkıntıları konuşarak gidermeye alıştırmalıyız. Şimdilik bu kadar. Sevgiyle, huzurla kalın