Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Etkileri-2


  • Oluşturulma Tarihi : 18.02.2018 07:19
  • Güncelleme Tarihi :
Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Etkileri-2 yazının resmi

Merhaba sevgili anne babalar. Çocuklar ve televizyon konusunda kaldığımız yerden devam edeceğim. Çoğu zaman televizyon izlemek eğitici ya da öğretici olabilmektedir. Ama çoğunlukla televizyonun eğlendirici etkileri gözlemlenmektedir. Televizyonda takip edilen görsel hareketler çocukların dikkatini çekmekte, bu sayede de öğretilerin hatırlanma süreci kolaylaşmaktadır. Fakat izlenme süreleri çok önemlidir. Çünkü izlenme süreleri çocuklar üzerindeki olumlu etkileri bertaraf ederek olumsuz yönleri ile karşımıza çıkacaktır. Bu etkilerden alınacak fayda da aileler belirleyici olacaklardır.

Yeni doğan bir bebek anne-babası ve televizyon ile aynı anda iletişime geçmektedir. Çünkü birçok ailede izlense de izlenmese de televizyon açıktır. Çocuğun televizyondaki hareketlere karşı alaka gösterdiğini gören anne babalar ise çocuğa televizyon izlettirerek, çocuğun daha sakin olabileceğini düşünme yanlışına kapılmaktadır. İşte bu sebepledir ki televizyonun çocuklar üzerindeki etkileri de şekillenmektedir.

Televizyon izlemenin çocuğa öncelikle davranışsal etkileri vardır. Yaptığım kısa araştırmalara göre son dönemlerde çocuklarda ciddi oranlarda “Dikkat Eksikliği” ve “Hiperaktivite Bozukluğu” görülmektedir. Buna genel olarak bakılması durumunda asıl etkilerin bilgisayardan ve televizyondan kaynaklandığı gözlemlenmektedir. Maalesef ki burada yine ailelere düşen ciddi bir görev vardır. Çünkü oyalanmış olduğunu düşünerek bilgisayar başında ya da televizyon başında duran çocuklara müdahale etmemek bu rahatsızlıklara sebep olabilmektedir. Bu şekilde yetiştirilen çocuklar, hızlı hareket etmekte olan nesnelere daha fazla odaklandıkları için sabit objeleri gözlerinden kaçırmaktadırlar. Bu da oldukça olumsuz bir durumdur.

Televizyon izleme bir süre sonra tüketici bireyler yaratmakta ve aşırı, gereksiz tüketimi özendirmektedir. Özellikle çocukların reklamlara olan ilgisini biliriz. Genelde huysuzluk gösteren çocuklar, reklamlar çıkması durumunda televizyona adapte olabilmektedir. Bunun ana nedeni ise kısa sürmeleri ve hareketli olmalarıdır. Ayrıca reklamlar içerisinde kullanılan sloganlar genelde etkileyici ve cezbedici olacağından, etkileri de ciddi olabilmektedir. Zaten çok ciddi bir kitlenin çocuklardan oluştuğunu düşününce, reklam seçeneklerinin büyük çoğunluğunun çocuklara hitap ediyor olması oldukça doğal.

Cinsiyetçiliği özendirmektedir. Özellikle çizgi filmlerin birçoğunda, kahramanın bir cinsiyet tanımı bulunmaktadır. Bu nedenledir ki çizgi film kahramanları genel olarak çocuklarda cinsiyetinin gerektirdiği davranışlar hakkında örnekler sunmaktadır.

Çocuklar televizyonlarda izledikleri anne baba ilişkilerini kendi ebeveynlerine de yüklemektedirler. Bu nedenle de izlenen programdaki aile yapısı oldukça etken bir davranışsal rol oynayacaktır. Yani kavgacı bir aile yada aşırı özgür bir aile gibi örnekleri çoğaltmak mümkün.

Şiddet eğilimleri artmaktadır. Yapılan araştırmalar, televizyonun tek başına şiddete yönlendirmediği, sadece özendirdiğini ortaya çıkarmıştır. Şiddetin görselleştiği günümüzde bunu normal karşılamak gerekir. Çünkü sadece filmlerde ve haberlerde değil artık reklamlarda dahi şiddet içeren sahneler görmek mümkün. Şiddet artık o kadar normalleşti ki çocukla birlikte ne haber, ne sinema izlenemez hale geldi. Bu kadar çok görülen şiddet unsurlarının çocukları normalleştiriyor olması en önemli risktir. Bazı programlarda karşılaşılan şiddete rağmen kahramanın yeniden kalkabiliyor olması, çocuklarda olumsuzluk durumunda karşılaşabileceği zararlardan habersiz olmasına sebep olabilmektedir.

Televizyon konusunda ailelerin çocuklarına koydukları sınırların net olması oldukça önemli. Her ebeveynin kendisi için sınırları net olmalı. Yine ebeveynler arası ortak tutumla bu sınırlar çocuklara sunulmalıdır. Çocuğun televizyonu kapatması gerektiği kararlı bir şekilde anlatılmalı. Aileler televizyon alışkanlığı konusunda çocuklarına örnek olmalıdır. Çocuk çoğu zaman söylediğimizi değil yaptığımız yapar. Bizim davranışlarımızı model olarak alan çocuğa sınır koymak güçleşecektir. Örneğin bir baba çocuğuna televizyon seyretmemesini söyledikten sonra tüm akşam televizyon karşısında oturuyorsa bu bir sorundur. Aileler sadece çocukların televizyon karşısında geçirdiği süreye değil, seyrettikleri programların içeriğine de dikkat etmelilerdir. Şimdilik bu kadar. Mutlu kalın…

Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Etkileri-2
Aysun Arslan Aydin
Yazarımız Kim ?

Aysun Arslan Aydin