2

2022 Yılında Genel Durum ve Beklentilerimiz


  • Oluşturulma Tarihi : 13.01.2022 07:18
  • Güncelleme Tarihi :

Türkiye’mizin yeni yılı sağlık, huzur, birlik, dirlik içinde geçirmesi hepimizin dileği…

Mazlum milletlere örnek olan Kurtuluş Savaşı’mızın 100. yıldönümünü kutlayacağımız bu dönemde her alanda yapacağımız atılımlar, Ekonomik Kurtuluş Savaşı’nı kazanmak ülkemizi yine örnek yapacaktır. Şimdiye kadar atıl vaziyetteki madenlerin işletilmesi, yeni maden alanlarının bulunması, savunma sanayindeki muhteşem atılımlar ile bu alandaki ithalatın yüzde 80 azaltılması, ihracatın rekor seviyede artması, teşviklerle kadınlarımızın toprak ana ile tekrar buluşması zafere döşenen taşlardır.

Dünyanın kanını vampir gibi emerek güçlenen emperyaller, kültür-iletişim yoluyla içimize sızarak, 5. kol aracılığıyla değerlerimizi erozyona uğratmakta, bukelamuna dönüşen elemanlarıyla toplumda kaos yaratmak için her konuyu sulandırmaktadır. Türkiye’yi üç yandan kuşatma çabaları Karabağ’da, Güney ve ötesindeki körfezde çökertilirken, Batımıza yapılan yığınaklar; bizim aleyhimize değil, Yunanistan’ın işgaliyle sonuçlanacaktır. 100 yıl önce dersini alan komşumuzun bunu unutmaması iyi olur. Biz iyimser düşüncelerle geleceğe umutla bakarken, Batı yine dolaylı yoldan vurmaya kalkıştı. Kasım ayında fiilen göreve başlayanTürk Devletleri Teşkilâtı’nın en güçlü, dirlikli, huzurlu, atılımlar içindeki üyesi Kazakistan’ı, Türkiye’deki Gezi Olayları benzeri bir kalkışmayla karıştırdı. Görünüşte olayın faili bu durumdan en çok yararlanan Rusya görünüyor. Geçmişi ve günceli iyi analiz edenler, bu işteki parmağın internetteki hazır kıt’a Soros olduğunu, ABD’nin Rusya ile anlaştığını görür. “Düşmanımın düşmanı, (düşmanım da olsa) dostumdur” ilkesi doğrultusunda, Türkiye’yi arka cepheden vurmaya kalkıştı.

BATI, DOĞU’YU BİRBİRİNE DÜŞÜREREK KAZANDI

Batı, B.İskender’den itibaren kültür ve medeniyetine konduğu Doğu Devletlerini birbirine düşürerek, savaştırarak güçlendi. Bu siyaseti Asya’nın doğal uzantısı Avrupa’da kurulan Romalılar, Bizanslılar (Doğu Roma) ustaca uyguladılar. İrandaki Sasanilere karşı Göktürkler ile Türklere karşı Çin ile anlaşarak birbirleriyle savaştırdılar. Onların yerine kurulan İspanya-Fransa-İngiltere-Prusya-İtalya şehir devletleri(Venedik-Cenova)-Rusya da aynı siyaseti sürdürdüler. Dinî amaçlı görünen, gerçekte Doğu’nun zenginliklerine konmak için yapılan Haçlı Seferleri, Türk-İslâm Dünyasının içinde bulunduğu kaos nedeniyle, amacına ulaşıp, Avrupa Ortaçağ karanlığından sıyrılarak, Hümanizma ile Rönesans’a adım atarken; Selçuklular Döneminde İslâmî Rönesans’ı sürdüren Doğu, bağrından çıkan Moğol istilâsıyla karşılaştı. Buluşları olan 5.Kol aracılığıyla önüne çıkan her devleti kolayca parçalayan bu istilânın cihan imparatorluğuna dönüşmesinde yine Batılı tüccarların etkisi vardı. Kısaca Doğu, Batıdan çok çekti ve birliği sağlayamamanın ceremesini çekti. Osmanlı İmparatorluğunun yaşadığı dönemlerde (1299-1922) Doğu ilk asırlarda huzura kavuşsa da, sürekli Batı ve kışkırtılan Doğu ile savaştı. I. Bayezid İstanbul’u kuşattığında, şehir düşmek üzereyken Doğu’dan Timur’u saldırttılar. Anadolu Türk Birliği parçalanırken, devlet Balkanlar’da varlığını koruyup, tekrar güçlendi. Fatih’i de Akkoyunlular ile savaştırdılar. Cem Sultanı ellerinde tutarak, Avrupa’daki Osmanlı ilerleyişini durdurdular. Yavuz Selim bu oyunları bildiğinden, arkadan hançerlenmemek için önce İran ve Mısır Seferlerine çıktı. Kanunî özgüven içinde kolayca Viyana önlerine kadar ilerledi. Lehistan Kralının ihaneti ve Kırım Hanının bilinçli gecikmesi Tarihî seyri değiştirirken, kısa sürede iki ülke de güçlenen Rusya’nın radarına girdi. Kanunî Döneminden itibaren haremdeki kadınlar ve Yahudi bankerlerle, kara ve deniz savaşlarında yenemedikleri Osmanlı siyasetine yön verdiler. 17. asırda Osmanlı dfuraklayıp, Batı’daki gelişmeler karşısında politika değiştirmeye başladığında, Siyonizm ortaya çıktı ve savaşları bir üst akıl yönetmeye başladı. Dünyanın merkezinde bulunan Osmanlı İmparatorluğunu yıkmak için düşmanlar arasında geçici de olsa anlaşmalar yaparak, Osmanlıya saldırttı. Napolyon’un Rusya yerine Osmanlı topraklarına saldırması, Kırım Savaşı’ndan sonra İngilizler’in Rusya’yı desteklemesi sonucunda, Osmanlı Batı ile her cephede boğuşmaya başladı.

Osmanlı kaybettiği eski gücünü kazanmak için Batı kaynaklı ıslahatlara sarılmıştı. Oysa bu ıslahatlar öz değerlerini değiştirmekle sonuçlandı. Nasreddin Hoca’nın avluda kaybettiğini, dış kapı önündeki aydınlık yerde araması gibi Osmanlı da yanlış bir arayışa girmiş, özünden uzaklaşmıştı. Çağı yakalamak için zaman ve zemine uymak önemli, ama onları kendine uydurarak, özünü korumak daha önemli… Büyük devletler Amerika kıtasının zenginliklerini Avrupa’ya taşırken, aralarında tampon gibi kurulan minik devletler de onları izledi. İtalya-Portekiz-Belçika-Hollanda gibi büyük şehirlerden farksız devletler bile Afrika ve Uzak Doğu’da devasa toprakları sömürgeleştirip, halkı sefalete itti.

I. Dünya Savaşı’nda 5. kol aracılığıyla parçalanan Osmanlı İmparatorluğu Anadolu bozkırlarına sürülen asli unsuru Türk halkının, 1919-1922 yılları arasında verdiği Kurtuluş Savaşı, her alanda mazlumlara örnek olurken; Atatürk’ün vefatından sonra Türkiye görünürde bağımsız, İngilizlerin sinsi ittifaklarıyla Batı’nın siyasetine alet edildi. 250 yıllık bir geçmişe sahip ABD’nin hoyratça baskılarına boyun eğdi. Ne zaman başını dikleştirip başka alanlarla işbirliği yapsa askerî darbelerle, demokrasi tekeri kırıldı, ekonomisi dışa bağımlı hale geldi.

GEÇMİŞİMİZ GELECEĞİMİZİN AYNASIDIR

21. asır başlarında Türkiye geçmişte yaşadıklarını süzgeçten geçirip, öz değerlerine sahip çıkmaya başlayınca; Batı yine 5. kol dediğimiz iç uzantıları ile saldırmaya başladı. Alınan tedbirler sonucunda bütün hamleler boşa çıkartılınca bu kez dolaylı yollardan İç Asya’ya uzandı. Çin karşısında bocalayan ABD ve dostları Afganistan, Suriye ve işgal altındaki diğer Doğu bölgelerinden çekilirken, yerlerini orayı kolay bırakmayacak Rusya’ya terk ederek intikamlarını aldılar. KGB ajanı Putin, çökmesinden büyük hüzün duyduğu Sovyetler Birliğini tekrar kurmak için her fırsatı kolluyor. Türkiye ve eski uydusu Türk Devletleri ile dost geçinirken, dolaylı yoldan ABD desteğini alıyor. Batı da “Düşmanımın düşmanı, (düşmanım da olsa) dostumdur” ilkesi doğrultusunda, Türkiye’yi arka cepheden vurmaya çalışıyor. Aslında siyasî gündemi iyi izleyen, geçmişi iyi bilen her aydın gibi Kasım ayından beri elim böğrümde, inşallah bir şey olmaz diye dua ediyordum. Ama korktuğuma uğradım ve Türk Devletleri Teşkilâtının en güçlü üyesi Kazakistan tuzağa düştü. Henüz oluşturulmayan TDT Askerî Birlikleri yerine, sinsice aleste bekleyen Rusya’dan yardım istedi! Rusya eski uydu devletlerden oluşturulan Barış Gücü Askerleri Komutanlığına, Çeçen Savaşı, Kırım İlhakı, Suriye’de bulunan General Andrey Serdyukov’u getirerek, Kazakistan’ı kendine bağlayacak bir sürü tavizler kopararak, kaosu giderdi. ABD bu gelişmelere çanak açarak; Çin’in Kazakistan’da tarım yapmasını önledi, TDT’na ayar vererek, Türkiye’ye “benden kurtulamazsın!” mesajını verdi…

2022’den beklentimiz ülkemizdeki birlik ve dirliğin korunarak, Türk Devletleri Teşkilâtı ile Batı konusundaki tecrübelerimizin paylaşılması ve uyum içinde hareket edilmesi…

2022 Yılında Genel Durum ve Beklentilerimiz
Ayten Başabaş Dirier
Yazarımız Kim ?

Ayten Başabaş Dirier