İlkokuldan itibaren Kültür faaliyetlerinde görev alıp, başkanlık yaptığım için, kültür etkinlikleri 6.duyumu her zaman tetikler. 1972 yılında lohusa iznimde diktiğim elbisenin kruvaze yaka ve kol ağzını lale motifinden esinlenerek diktiğimi unutamam. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nı kuran rahmetli Dr.Nejat Eczacıbaşı’nın çalışmalarını milliyet gazetesinde ilgiyle izliyor, Vakfın amblemi Laleyi elbiseme geçirerek, aynı etkinliğin Mardin’de de gerçekleştirilmesini hayal ediyordum. Daha sonra Uluslararası nitelik kazanan İstanbul Kültür Sanat Festivali 20 Haziran 1973’te, ilk açılış konserini Robert Wagner yönetimindeki İstanbul Devlet Operası Korosu yaptı. İzmirli Ahmet Adnan Saygun’un “Yunus Emre Oratoryosu”nun seslendirildiği konser yurtta büyük yankı yaptı. O tarihten sonra festival için düzenlenen yarışmalarda Türkiye’nin yıldızları parlamaya, millî değerlerimiz sahnelerde yer almaya başladı.
1974’te Üniversite için İzmir’e yerleşince, İzmir Enternasyonel Fuarı’nda kültür etkinliklerinin tüm yurdu İzmir’e çektiğini görmenin sevincini yaşadım. Eczacıbaşı Ailesi İzmirli olduğundan, İzmir’de de senfonik müzik ağırlıklı çalışmaların başlayacağına emindim. İşin ilginç yanı kızımın doğduğu yıl başlayan çalışmalar, 1985’te resmiyet kazanarak İzmir Kültür Sanat Vakfı resmiyet kazandı. Kültür ve sanatın; araştırılması, incelenmesi, oluşturulması, öğrenilmesi, öğretilmesi, korunması ve kitlelere yaygınlaştırılmasına yönelik her türlü girişimde bulunmayı amaçlayan İKSEV’e Kültür Bakanlığı, İzmir’in tüm yönetim birimleri, STK, Bankalar, Eczacıbaşı ve Yaşar Toplulukları, Kültürün her alanında çalışan insanlar destek verdi.
Uluslararası İzmir Festivali, İzmir Avrupa Caz Festivali, Dr. Nejat Eczacıbaşı Ulusal Beste Yarışması, İki yılda bir “Kültür Kongresi” düzenlenmesi, Müzik Müzesi ve Kütüphanesi oluşturulması, Müzik ve sahne sanatlarında yaratıcılık, yorum, eğitim ve araştırma alanlarında eğitim için oluşturulan Akademi İKSEV’in çalışmaları, her yaz İmbat ile yarışan kültür ve sanat rüzgârını İzmir’de estirdi.
35. ULUSLARARASI İZMİR FESTİVALİ
“Kültür ve Sanat Kenti İzmir” sloganıyla çalışmalarını sürdüren İKSEV, bu yıl İzmir’in kodu 35 ile özdeşleşen 35. Uluslararası İzmir Festivali’nde, dünyanın en önemli sanatçılarını İzmir’e getirerek Türkiye’nin ve İzmir’in tanıtımını başarıyla yapacaktır. 07 Haziran - 20 Temmuz 2022 tarihleri arasında sürecek 35. Uluslararası İzmir Festivali; Kültür ve Turizm Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin katkıları Eczacıbaşı Topluluğu’nun ana sponsorluğu, Polonya İstanbul Başkonsolosluğu, İnstitut Français Türkiye-İzmir, İzmir İtalya Konsolosluğu, İzmir Goethe Enstitüsü ve Portekiz Büyükelçiliği iş birliğiyle programda yer alan 10 etkinlik AASSM, Celsus Kütüphanesi, Bornova Kültür ve Sanat Merkezi, Kültürpark Atatürk Açıkhava Tiyatrosu, İzmir Agora ve Çeşme Kalesi’nde yapılacak. Yerli halktan ve Türkiye’deki yabancılardan büyük ilgi gören festival, Türkiye’nin kültür ve entelektüel köşe taşlarından biri olduğunu kanıtlayacak. Ressam Ayşe Tatari tarafından hazırlanan festivalin İzmir’in renklerini kapsayan özel afişi, kentimizin her yerini süsledi.
İzmir’in Kurtuluşu’nun 100.Yıldönümü anısına İzmirli Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde ölümsüz ritmler, zamansız bestecilerle başlayan 35.Uluslararası İzmir Festivali’nde ilkin Ödül dağıtımı yapıldı. İKSEV’in kuruluşundan itibaren görevini aşkla yapan Filiz Eczacıbaşı Sarper’in yıllardır üstün başarıyla sürdürdüğü Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttüğü Vakıf adına festivale destek veren kurum ve kuruluş temsilcilerine plâket verdi. Ahmet Adnan Saygun’un üç yıldız öğrencisinin yer aldığı konser başladığında soluklar tutuldu…
İZMİR, GÜZEL İZMİR
İlkin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi-Devlet Sanatçısı Prof. Gürer Aykal yönetimindeki İzmir Devlet Senfoni Orkestrası (İZDSO), Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi ve operasının ünlü bestekârı Prof.Dr. Hasan Uçarsu’nun İKSEV’in isteğiyle bestelediği senfonik “İzmir, Güzel İzmir” eserini icra etti.
Notalar uçuştuğunda İzmir’in doğal güzellikleri, lâtif iklimi, bu güzelliklerin insanda uyandırdığı hoş, asude duygular dile geldi. Bu dingin bütünlüğe kapılmışken, derinlerden nedensiz bir hüzün yüzeye çıkıp, benliğimizi sardı. “İzmir, Güzel İzmir” sözlerinin konuşma çizgisi ve ritm yapısının müziğe aktarılmasıyla oluşan eserdeki motto, süreç boyunca değişen farklı duyarlılıklar içinde karşımıza çıkarak, bize sürekli “ İzmir, Güzel İzmir”imizi hatırlattı. Eserin sonuna doğru tüm orkestranın seslendirdiği “Şu İzmir’den Çekirdeksiz Nar Gelir” türküsünün coşkusu, önceki dingin havayı dağıtarak, dinleyicileri hayatın cümbüşünün olağan akışına bıraktı.
Mütevazı tavırlarıyla dikkat çeken Prof.Hasan Uçarsu sahneye çıkıp dinleyicilere teşekkür ettiğinde, sanatsever İzmirliler duygularını avuçları kızarana kadar alkışla dile getirdi. Değerli bestekârımızın Türk Kültürüne değer katacak başka eserleri de var. İstanbul Atatürk Kültür Merkezi, bestelediği SİNAN operasıyla ilk açılışı yaptı. Değerli bestekârımızdan yeni eserler bekler, “İzmir, Güzel İzmir” için teşekkür eder; değerli eşiyle mutlu, verimli, bol ilhamlı bir yaşam dileriz.
MOZART’TAN ALLA TURCA
Konserin ikinci bölümünde Sihirli Keman Cihat Aşkın, solist olarak Wolfgang Amedeus Mozart’ın 5 Numaralı Keman Konçertosu’nu seslendirerek başladı. Ardından La majör(KV219-Türk), Allegro aperto, Adagio, Rondeau Tempo di Menuetto-Allegra-Tempo di Menuetto… Bu bölümde Rondo La majöre dönülerek, sonunda Alla Turca(Türk stilinde) bölmesiyle, Macaristan’dan Salzburg’a uzanan Türk-Macar ezgileri biçimindeki Yeniçeri Müziği ortalığı kapladı. Baslar, mehter köslerini anımsatırken, salonda coşku tavan yaptı. Eser rondo temasının yinelenmesi, hafifçe kemanın son sözü söylemesiyle sona ererken; dinmeyen alkışlarla Değerli Sanatçımız Cihat Aşkın bis yaparak dinleyenleri selamladı.
AHMED ADNAN SAYGUN
Konserin üçüncü bölümünde Ahmed Adnan Saygun’un 3.Senfonisi ölümünün 30.yıldönümü anısına İzmir’de ilk kez seslendirildi. İlk kez 1963’te Bakü’de bestecisi yönetiminde seslendirilen eseri, İZDSO’nun bütün üyeleri şevkle çaldı. Dört bölümlü 3.Senfonide; felsefi düşünceler, hayatın olayları dramatik olarak anlatılırken, tüm bölümler birbiriyle ilişkili olarak, usta bir orkestrasyon ve zengin bir anlatımla vurgulandı. Modal tarzda yazılan yapıtın en uzun ilk bölümü ağır ve geniş tempoda yaylı çalgılarda duyurulan hüzünlü tema ile başlayıp, yapıtın tüm motifleri sunuldu. İkinci bölüm tutumlu ve temkinli kısa bir girişle lied tarzında başladı. Bas seslerdeki yükselişle, tekrarla sürdü. Üçüncü bölüm canlı tempo ile başlayıp, bir coda ile sona ulaştı. Dördüncü bölümde ise rahat ve sakin tempoda kısa bir ezgi üzerine çeşitlemelerle gelişip, törensel bir biçimde eser sona erdirildi. 35.Uluslararası İzmir Festivali, Kurtuluşun anısına çok renkli etkinliklerle 20 Temmuz’a kadar sürecek. 100.Yıldönümü açılışını millî motiflerle bezeyen başta İKSEV Başkanı Filiz Eczacıbaşı Sarper, Şef Gürer Aykal, Bestekâr Hasan Uçarsu, Sihirli Keman Cihat Aşkın, İZDSO Şefi Hakan Şensoy ve Sanatçılarına, Ödüllü 100. Yılın Düğünü Marşı’nın yazarı, en başarılı Tuba Sanatçısı, Kenan Gökkaya ile AAS/SM’nin güler yüzü Emine Özfatura’ya yaşattıkları büyülü saatler için teşekkür eder, görevlerinde başarılar dilerim.
“Hayatta müzik lazım değildir. Çünkü hayat müziktir.
Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar insan değildirler.
Eğer söz konusu olan hayat, insan hayatı ise müzik mutlaka vardır.
Müziksiz hayat zaten mevcut olamaz.
Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir.”
Mustafa Kemal ATATÜRK