Sayfa Yükleniyor...
BİLİM MEŞALESİNİ TUR ABDİN’LİLER TAŞIDI
Bilim meşalesini Doğu ve Batı Dünyasının en uzak bölgelerine taşıyan âlimlerin çoğu Tur Abdin yöresinde yetişmiş Süryanilerdir. Tarih boyunca Süryaniler bilime, eğitim ve öğretime çok önem vermiş bir millettir. Felsefe, Tarih, Tıp, Astronomi, Fen bilimleri, Edebiyat ve Tercüme alanlarında önemli isimler yetiştirmiş ve eserler vermişlerdir. Özellikle Tercüme ve Tıp alanlarında ön plana çıkmışlardır. Her ne kadar Batı Dünyasında Yunan eserleri zenginliği, mükemmelliği ve üstünlüğü, Süryani ve Latin edebiyatı için bir model oluşturduğu vurgulanarak alanında ilk sayılsa da, bir bütün olarak değerlendirildiğinde Süryani eserlerinin mükemmelliğini aşamamıştır.
Süryaniler tarihlerinde, Romalılar, Persler, Bizanslılar, Araplar, Moğollar ve Türkler zamanında en doğru tarihsel dökümanlara sahip olan toplumdur. Süryani geleneğinde kendini Tanrı’ya adamış münzevi rahipler manastırda yaşamış, bunların içinde kültürlü ve yetenekli olanların yazdığı eserler sayesinde asılları kaybolmuş olan Yunanca Hıristiyanlık kitapları, Süryanice'ye yapılmış çevirileri sayesinde korunabilmiştir. Süryani yazarların ürettikleri eserler, kendi dönemlerinde adeta bir başvuru kaynağı olma özelliğine kavuşmuş ve başka dillere çevrilmiştir. Süryani dökümanlarının içinde azizlerin ve şehitlerin hayat öykülerini anlatan edebî eserler geniş yer kaplasa da; 4. asırdan itibaren Felsefe ve Tıp Bilimleri alanında yapılan çeviriler ve yazılan eserlerle bilimin gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
2. asırdan başlayarak 12.asra kadar(100-1100 yılları) Mezopotamya’da, kilise bünyesinde 50’ye yakın okul açılmıştır. Din ve eğitimin teorik ve kurumsal anlamda iç içe verildiği bu okulların en önemlileri şunlardır:
-Edessa/Urfa Okulu (2. Asır/100-489)
-Solik ve Katisfun/Medain Okulu (2. asır/100>)
-Antakya Teoloji Okulu (290-430)(Eski İskenderiye Akademisi)
-I. Nusaybin Okulu
-Zukannin Manastırı Okulu (4. Asır/300)
-Mor Gabriel Manastırı Okulu (397-12. asır/1100>)
-Mor Cercis Okulu (5.asır/400)
-Mor Zoğe Manastırı Okulu (483-954)
-II.Nusaybin Okulu (489-12. asır/1100)
-Başayke Okulu (6.asır/500)
-Kın-Neşrin Manastırı Okulu (530 – 11.asır/1000)
-Riş-Ayno/Ras-el-âyn/Ceylan Pınar Okulu (536)
-Mor Matay Manastırı Teoloji Okulu (6-13.asır/500-1200)
-Ninve/Musul Okulu (7.asır/600)
-Hamud Manastırı Okulu (7-9.asır/800-1000)
-Mor Barsavmo Manastırı Okulu (790-13.asır/1200>)
-Mor Barıd Manastırı Okulu (96-1243)
-Malatya Okulu (969-1243)
-Harran Okulu ve Deyru’z-Zaferan Okulu (5-20.asır/400-1900>)
Hıristiyanlığnı kabul edildiği ilk dönemlerde, havariler tarafından vaaz yoluyla yapılan eğitim çalışmaları, kilise ve manastırların kurulmasıyla, daha sistemli bir şekilde sürdürülmüştür. Manastırlardaki okullarda din ve ilim eğitimine ağırlık veren Süryani din adamları, yetiştirdikleri öğrencilerle bilimi tüm insanlara ulaştırmayı hedeflemişlerdir.
*Edessa/Urfa Okulu 4.asırdan itibaren Helenistik Dönem(Doğu+Batı Medeniyetleri’nin sentezi) âlimlerinin Grekçe/Yunanca yazdıkları eserlerin en seçkinlerini Süryanice’ye çevirmekle kalmamış, Yunanca eğitimi vermeye de başlamıştır. 12. Yüzyılın sonuna kadar olan sürede en ünlü okulların arasında yer alan bu okulda yetişen Süryani âlimleri, Felsefe ve Tıp bilim kitaplarını önce Süryanice'ye daha sonra da Arapça'ya çevirmişlerdir. Bu okulda yetişen âlimler 7.asrın ortasından itibaren Müslüman bilginleri etkilemiş, İslâm Rönesansı’nın gelişmesine katkıda bulunmuşlardır.
-Tarih: 5-6.asırlarda Mezopotamya’da yaşanan olayları anlatan ve yazarı belli olmayan Tarih kitaplarının Urfa okulunda yetişen Yeşu Estunoro ve Melkit’e ait olduğu söylenir. 6.asrın sonlarında Efes’li Yuhanna’nın yazdığı Kilise Tarihi en eski Süryani Tarih kitabı sayılır. Doğulu Münzevilerin Biyografileri adlı eseri de çok önemlidir. Eusebius’un Kroniği Urfa’lı Yakup tarafından gerekli düzeltmeler yapılarak Süryanice’ye kazandırılmış, kendi eserini de aynı minvalde yazmıştır. Münzevi Atharab’lı Yuhanna’nın 8.asırda yazdığı yıllıklar da önemlidir. Yine 8.asırda Anhil’li Muşe, Daniel Bar Muşe ve Şam’lı Yuhanna Bar Şmuel tarafından yazılmıştır. 9.asra kadar olan olaylar Kartmin-Mor Gabriel Manastırının tarihçesi halinde orada yayan bir rahip tarafından yazılmıştır. Nusaybinli Mor Şemun’un yazdığı yıllık, Malatya Metropoliti İgnatius, Keysum Episkoposu Eliyo, Diyarbakır Metropoliti Dionosius Bar Salibi ve Antakya Patriği Büyük Mikael tarafından 11-12.asırlarda yazılan yıllıklar ve Tarih kitapları daha sonra yazılanlara önemli kaynak oluşturmuş ve Batılı dillere çevrilmiştir.
12. yüzyılda Süryaniler'in büyük zekâsı Mor Mihoyel Rabo çok farklı konularda eserler vermiştir. En ünlü eseri ise 21 ciltten oluşan Tarih kitabıdır. Mor Mihoyel Rabo bu kitabın her sayfasını üç kolona ayırarak; 1. kolonda dinsel, 2. kolonda siyasal, 3.kolonda da güncel olayları anlatır. Bu düzenleme sayesinde okuyucu, dinî, siyasî ve tarihî olayları arasındaki ilişkileri kolayca kavrayıp, bağlantı kurar.
Bunlardan başka yazılan Özel Tarih ve Risale kitapları da dönemlerini aydınlatma bakımından çok önemlidir. Patrik seçimindeki çekişmeler, Türk Fetihleri, Moğol İstilası, Timur İstilası yine o dönemlerde yaşayan Rahip ve Patrikler tarafından yazılmıştır. Midyat’lı Rahip Aziz’in 16.asır başlarında yazdığı dört bölümlük Mezopotamya’daki siyasî olayların anlatıldığı eseri önemli bir kaynaktır. Sonraki dönemlerin olayları 20. asra kadar yazılmıştır. Kilise Tarihi konusunda Grekçe yazılan eserlerin aslı kaybolduğundan, Petersburg ve Britanya Müzelerinde bulunan eserlere karşılık Süryanice asıllı olanlar tercih edilmektedir.
-TIP: Tıp ilmi Süryani âlimlerin en çok çalışma yaptıkları alandır. Bin yıldan uzun süre yaptıkları çalışmalar ünlerinin her yere yayılmasına yol açmıştır.
Abû’l Farac (Bar Habraeus) tarihî, siyasî, dinî, dilbilim çalışmalarının yanında Tıp alanında da çok önemli eserler vermiştir. Bunlarla birlikte matematik ve astronomi dallarında yazılar yazmış, özellikle Tıp alanında Yunanca'dan Süryanice'ye çeviriler yapmıştır. Abulfarac'ın en önemli eserlerinden biri “Dünyanın Kronolojik ve Politik Tarihi” adlı çalışmasıdır. Bu eser, 1945 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından Türkçe'ye çevrilerek basılmış, ikinci baskısı 1987 yılında yapılmıştır.
Abû’l Farac yazdığı Tarih kitabında Anadolu’daki meşhur Süryani hekimleri şöyle sıralar: Miyafarkin Metropoliti Marutha(421), Hekimlerin başı ve Sruç’lu Mor Yakup’un amcasının oğlu Kuro(521), iki eser sahibi Riş Ayno’lu Serkis(536), Sincar’lı Gabriel(610), Papaz Emaos, Diyarbakırlı Atnos, Filogrios, Episkopos Grigorios(8.asır), Patrik Theodosius(896), Tıp ile ilgili Arapça eser yazanlar Abrohom Bar Bakus, Yahya Bar Adi(974), Ali Bar Bakus(1004), İsa Bar Zuro(1008), Abdülhayr al-Hasan Bar Hamoro, Abûl Başar Süryoyo, Yabrudlu Abûlfaraç(1035), İsa Bar Ali Bar Bakus(1043) Tikritli Alfasal Bar Garir, Tikritli Abûnasır Bar Garir(1079), Diyakos Abû al Yasar(1100) Papaz Abûlfarac(1112), Urfa’lı Diyakos Abû Said(1138), Hekmlerin başı Diyakos Abû Ali, Diyakos Sohdo Dbeth Şumno(1170), meşhur hekim Burhan(1190), Urfa Metropoliti Athanasius Denho(1191), Kartbart’lı Şemun(1207), Diyarbakır Metropoliti İvannis Mina(1222), Kayseri’li Abû Hasan(1222), Bağdatlı Toma’nın oğlu Abdülkaram Said(1223), Doğu’daki hekimlerin başı Başdiyakos Abû Said(1224), Urfa’lı Hasnun(1227), Urfa’lı Gabriel, Malatya’lı Abû Salem Bar Karbe(1234), Bağdatlı Mari Dbeth Toma(1236), Antakya’li bilgin Teodori(1240), Hasnun öğrencisi Urfa’li İsa(1244), Hasankeyf’li Papaz Yeşu dbeth Toma(1243)Abdülhayr Sahel Bar Saed dbeth Toma(1249), Abûlfarac’ın babası Maalatya’lı Diyakos Ahrun Bar Toma(1252), Malatya’lı Mikael Bar Bargas(1255), Musul’lu Abdülhayr Dokik(1258), Urfa’li Mafiryan Saliba(1258), Erbil’li Papaz Cemaleddin(1269), Tac el Devle Abû Tahir dbeth Toma(1277) Malatyalı Kufar Bar Ahrun(1284), Urfa’li Abülhayr, Malatyalı Abûlfarac(1286), Papaz Şemun dbeth Toma(1289), Bartulli’li Diyakos Yuhanna Bar Saro(1292), Bartulli’li Diyakos Behnam Habukni(1293), İshak Bar Abûlfaraç Bar Kaşişo(1299), Siirt’li Mafiryan Aziz(1487), Şam’li Diyakos Yuhanna(1580), Patrik Nimetullah Nureddin(1587) Episkopos Toma Nureddin(1592). Dönemlerinde iz bırakan 56 hekimden koyu yazılanlar Arapça Tıp eserleri yazarak, geleceğe miras bırakmışlardır.
Riş Ayno’lu Serkis Arapça’ya çevirdiği 9.asra ait Beyrut’lu Anatolius Phyndanius’un Tarım ile ilgili kitabına, yazarın Veteriner Hekimliği ile ilgili kitabından iki bölüm eklemiştir.
Felsefe: Süryaniler'in en fazla ilgi gösterdiği alanlardan biri de Felsefedir. Riş'aynolu Sargio(Serkis), Urfalı Eyüp ve Abdyeşu Dsavbo bu alanın önde gelen isimlerindendir. Urfa’lı Eyüp Felsefe ve Tabii İlimler alanında ansiklopediler yazarken; Sargio da Aristoteles'in eserlerini Süryanice'ye çevirmiştir. En önemli eseri de Aristoteles'in mantığı üzerine yazdığı eserdir.
Patrik Efrem I.Barsavm(1887-1957) ise 20. asırda yetişen en önemli Süryani bilginlerinden biri olup, "Doğu'nun Yıldızı" ünvanı ile anılmıştır. Günümüze birçok önemli eser bırakmıştır. En önemli eseri ise “Berule Bdire/Saçılmış İnciler” adlı kitabıdır. Süryani di, edebiyat ve kültürünün tarihini kronolojik şekilde yazmıştır.
-Matematik ve Fen Bilimleri:
Astronomi ile ilgili ilk eser, Araplar’ın makalelerinde bahsettiği Bardayson’un kayıp eseridir. Riş Ayno’lu Serkis’in “Ay’ın etkileri” ile ilgili eseri vardır. Sevire Sabuhat da burçların menzilleriyle ilgili resimli kitap yazmıştır. Bu eserden yeryüzünün yaşanabilen ve yaşanılmaz yerleri, göklerin, yerin ve aralarındaki boşluğun ölçüsü, astrolobe ile ilgili makalesi ve 14 Nisan 665 yılı hakkındaki mektubu kalmıştır. Urfa’lı Yakup da “Altı Gün” hakkında önemli bir kitap yazmıştır. Davut Bar Pavlus dbeth Raban’ın “İklimlerin Sırları, Günlerin ve Gecelerin Değişimi” risalesi, Muşe Bar Kifo’nun “Altı Gün” adlı hacimli bir eseri vardır. “Tüm Nedenlerin Nedenleri” adlı eserin yazarı özgün düşüncelerinin yanısıra değişik ilimlerle ilgili bölümler ve 10.asırda Doğu’da bilinen ilmi bilgilerin çoğuna resimlerle yer vermiştir. Bartulli’li Yakup’un “Hazineler Kitabı” Coğrafyadan bölümler içerirken, “Diyalog” adlı Felsefî eserine Astronomi, Aritmetik, Araştırma ve Müzik ile ilgili bölümler eklemiştir. Amacı okuru, Matematik bilgisi aracılığıyla Felsefî düşüncenin en yüksek doruğuna, yani Teolojiye çıkartmaktı.
Abûlfarc’ın “Mnorath Kudşe” ve “Ktobo dZalge” adlı iki kitabı Coğrafya, “Suloko Havnonoyo” resimli eseri ise astronomi ve kozmografi konularında bilgi içerir. Matematik konusunda Maraga’da dersler vermiştir.(1268) P:E:M: Berthelot’un “Ortaçağ’da Kimya” adlı Grekçe’den çevirdiği eserinde, Kuyumcular için Süryanice yasalar denilen metinlerde madenlerin karışımı, renklenmesi ve cisimlerin değiştirilmesi hakkında kendi deneylerine göre bilgi yer alır. Antik psödo Simya konusu ile Astrolojinin manasızlıklarını, Hıristiyanlık öğretisi gereğince reddederler.
*Harran Okulu:
Harran(Helenopolis) Okulu; Urfa ve Rasül-Ayn (Ceylanpınar) arasında yer alan eski bir yerleşim yerinde kuruldu. İskender’in Doğu Seferi sırasında Yunanistan, Makedonya ve Ionya’da(Batı Anadolu ve Adalar) yetişen bir çok âlim ona katılıp, Harran’a yerleştiler. Dünyanın ilk cihangiri olan İskender, Doğu ve Batı Medeniyetlerini kaynaştırmak istediğinden geçtiği yerlerdeki âlimleri toplayıp, Doğu’da yerleştirdi. Böylece Helenistik Medeniyet dönemini başlattı.
Hıristiyanlığın ilk asrında Harran’da; Helenler, Keldaniler ve Araplar oturuyordu. Hıristiyanlık güçlenip Doğu Roma/Bizans Devletinin resmî dini haline geldiğinde Harranlılara baskılar başladı. Harran, yeni dini kabul etmek istemeyenlerin merkezi haline gelince, buraya “Helenopolis” adı verildi. Harranlılar, Müslümanlar bölgeye girince, kurtulmak için kendilerine “Sabiiler” adını verdiler.
Harran Akademisi’nde eğitim üç aşamalı olup;
-Birinci aşamada küçük yaşta okula alınan çocuk, sırlar bilgisine sahip olsun diye belli bir eğitimden geçirilirdi. Süryanice, Yunanca ve Arapça dillerine sahip olmaları sağlanırdı.
-İkinci aşamada Edebiyat, Matematik, Astronomi ve Müzik dersleri verilirdi. Matematik dersinin amacı, ileride felsefe ve ileri düzeyde astronomi dersleri için zihin etkinliğini geliştirmekti. Bu aşamada öğrenci, Yunanca ve Süryanice’den Arapça’ya kolaylıkla çeviri yapacak düzeye geliyor, Euklides(Öklid), Batlamyus’un eserlerini anlayacak düzeye ulaşıyordu.
-Üçüncü aşama ise, yüksek öğrenim olup, öğrenci Felsefe, Tıp ve Matematik dersleri alırdı. Artık yavaş yavaş küçük bilimsel eserler yazmaya başlayan öğrenci, eser basımı ve cilt işini de öğrenirdi. Harran Akademisi’nin kapısında, Platon’un Atina Akademisinde olduğu gibi “Kendini bilen tanrısını bilir” ifadesi yazılıydı. Bu akademi yaklaşık olarak yarım asır etkinlik gösterdikten sonra Bağdat’ta kurulan Dar’ül Hikme’ye taşındı.
Harrran Akademisi’nde önemli çalışmalar yapmış olan filozofların en ünlüleri Teodor Ebu-Qurra ile Sabit Bar-Qurra’dır. Teodor Ebu-Qurra’yı önemli kılan özellik, onun dini inançları rasyonel/akılcı bir bakış açısıyla yorumlamaya çalışmasıdır. Süryanice, Arapça ve Yunanca bilen Ebu Qurra ile yaşadığı dönemde hakim kültür Mutezile düşüncesi arasında etkileşim meydana gelmiştir. Saydığımız üç dilde eserler bırakmıştır.
Sabit Bar-Qurra (821-901)bu okulun yetiştirdiği en büyük âlimlerden olup, İslam Felsefesinin kaynaklarından biri olan çeviri sanatında en önemli çalışmaları yapan filozoftur. Yunanca ve Süryanice dillerini çok iyi bildiği için kısa zamanda Pisagor, Platon(Eflâtun), Aristo, Proklus ve diğer Yunan filozofların eserlerine vakıf oldu. Rakka’ya giden Sabit, burada Hıristiyan, Yahudi ve Sabiiler için Felsefe ve Tıp alanında çalışmalar yürütecek bir akademi açtı. Bu akademide Battanili Muhammed b. Cabir b. Sinan, İbrahim b. Zehrun, oğulları İbrahim ve Sinan Bar-Sabit Qurra gibi bilginler yetişti. Yahudi Bar-Ebi Sena ile Hıristiyan Useybi Bar-İsa da Sabit’in yetiştirdiği bilginlerdir. Daha sonra Bağdat’a taşınan Sabit, burada da Huneyn Bar-İshak ile birlikte çeviri etkinliklerine katılarak ve İslam felsefesinin kaynakları olan Yunan felsefi eserleri Müslümanlara kazandırdı.
Deyrül Zaferan Manastırında yetişen âlimler ayrı bir yazı konusu olacak değerdedir.
Sonuç
Bilim meşalesini Doğu ve Batı Dünyasının en uzak bölgelerine taşıyan âlimlerin çoğu Tur Abdin yöresinde yetişmiş Süryanilerdir. Tarih boyunca bilim, eğitim ve öğretime çok önem veren Süryaniler; Felsefe, Tarih, Tıp, Astronomi, Fen bilimleri, Edebiyat ve Tercüme alanlarında önemli isimler yetiştirmiş ve eserler vermişlerdir. Özellikle Tercüme ve Tıp alanlarında ön plana çıkarak, Doğu-Batı Medeniyetleri arasında bir köprü oluşturmuşlardır. Avrupalılar Endülüs ve Haçlı Seferleri sırasında Anadolu’da İslâm Medeniyetini yüceltenlerle karşılaşmış, eserlerini Batı’ya taşımışlardır.
Süryaniler tarihlerinde, Romalılar, Persler, Bizanslılar, Araplar, Moğollar ve Türkler zamanında en doğru tarihsel dökümanlara sahip olduklarından, asılları kaybolmuş olan Grekçe/Yunanca Hıristiyanlık kitapları, Süryanice'ye yapılmış çevirileri sayesinde korunabilmiştir. Süryani yazarların ürettikleri eserler, kendi dönemlerinde adeta bir başvuru kaynağı olma özelliğine kavuşmuş ve başka dillere çevrilmiştir. Bu dökümanların içinde dinî ve edebî eserler geniş yer kaplasa da, 4. asırdan itibaren Felsefe ve Tıp Bilimleri alanında yapılan çeviriler insanlığın yücelişinde önemli rol oynamıştır. 2. asırdan başlayarak 12.asra kadar(100-1100 yılları) Tur Abdin ve çevresinde kilise bünyesinde 50’ye yakın okul açılarak, din ve eğitim teorik ve kurumsal anlamda iç içe verilmiştir.
İnsanlığın aydınlanmasında önemli bir yeri olan Tur Abdin Yöresinin, eski görkemli huzurlu ve aydınlık günlerine kavuşması, Türkiye’nin tanıtımında önemli rol oynayacaktır. Bunun için geri dönüşün özendirilmesi, Midyat’ın il yapılması ve Süryani Fakültesi’nin kurulmasına ivedi önem verilmesi yöre halkının hayali ve dileğidir.
KAYNAKÇA
Akyüz, Gabriel : Tüm yönleriyle Süryaniler. Kırklar Kilisesi, Mardin-2005
Barsam I, Patrik İgnatius Efrem: Saçılmış İnciler/Süryanilerin Yazınsal Tarihi, Türkçesi: Zeki Demir, İstanbul-2005
Çelik, Mehmet : Süryani Kilisesi Tarihi I., Yaylacık Matbaası, İstanbul-1987
Dolabani, Hanna: Haykar’ın Meselleri, Mardin-1963, 32 sayfa.
Özcoşar, İbrahim: 19. Yüzyılda Mardin Süryanileri, İstanbul- 2008
Tahincioğlu, Yakup: Tarihleri, Kültürleri ve İnançlarıyla Bu Topraklarda Yaşayan SÜRYANİLER, Butik Yayınları-İstanbul-2011
www.aa.com.tr-30 Nisan 2021
Aydınlı, Osman : “Süryani Bilginlerin Çeviri Faaliyeti ve Mu’tezilî Düşünceye Etkisi”
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2007/1, c. 6, sayı: 11, ss. 7-33.
Demir, Zeki : “İlklerin milleti Süryaniler”, İstanbul - Bizim gazete12 Ekim 2002
https://bianet.org/kadin/toplum/13857-ilklerin-milleti-suryaniler
Doru, Nesim : “islam Felsefesinin Kaynaklarından Biri Olarak Harran Akademisi ve Süryani Felsefesi”
2022- https://www.turabdin.org/sssicerik/suryani-felsefe-sine-dair
Güler, Abdülkadir: Haykar’ın Sözlerinden”,https://blog.milliyet.com.tr/haykar-in-sozlerinden /Blog/?BlogNo= 633721, Milliyet Blog-20 Eyl 2021
Güryılmaz, Hediye Selda:”Süryani Kültürü, Dili ve Edebiyatına Genel Bakış”
https://www.kasabadanesinti.com/suryani-kultutu-dili-ve-edebiyatina-genel-bakis-2-hediye-selda-guryilmaz/
Yeşilmen, Halit: “Kadim Süryani Atasözlerinin Kaynağı ve Rolü”, folk/ed. Derg, 2020; 26(4):985-1002 DOI: 10.22559/folklor.1312, s.985-1002, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1369969
http://www.suryanikadim.org/suryani_kulturu.aspx