2

Günümüzde Heykeller Put Değil, Tarihtir -2


  • Oluşturulma Tarihi : 08.02.2022 07:12
  • Güncelleme Tarihi :

Yeni imparatorluk döneminin en güzel eser, Amerna şehrinde bulunan Kraliçe Nefertiti‘ye ait olan büsttür. Sanatçısı bir yanda geleneğe bağlı kalmaya çalışırken, bir yandan da modelinin şahsi özelliklerini betimlemeye çalışır. Gize piramidinin yanında bulunan Sfenks heykeli ise eski krallığın krallarından olan Kefren‘nin portresini taşır.

Rölyefler daha çok tapınak ve mezarların duvarlarını süsler. Mısır rölyefleri daima bir olayı anlatır. Rölyeflerde baş, kollar, ayaklar, bacaklar ve gövde profilden; gözler ve omuzlar cepheden gösterilir.

*Antik Yunan’da heykelcilik: Antik Yunan heykelinde, kişisel özellikler değil, ortak ideal tip önemlidir. İdeal yüzler, ideal ölçülere uygun insan vücutları Yunan heykelinin başlıca özelliğidir. Başlangıçta kil, taş, fildişi, kemik ve tunç gibi malzemelerden ilkel heykelcikler ortaya koyan Yunan heykelcileri, zamanla bunu geliştirdiler. Anıt heykellerin ortaya çıkmasının nedenleri; olimpiyatlarda başarı kazanan atletlerin heykellerinin dikilmesi geleneği, gelişen mimariye bağlı olarak, tapınakların taştan yapılması ve bunların iç ve dış cephelerinin kabartmalarla süslenmesi sayılabilir.

Yunan heykeli karşıtlıklar ve dinamizm üzerine kuruludur. Baş, kollar ve bacaklar başka başka yönlere bakarlar. Yunan heykelcisi vücut nüansları üzerinde çalışmıştır. Yunan heykelcileri örtü altından hissedilen gövdenin formunu ortaya çıkarmanın çekiciliğini fark edince, gizlerken göstermek heykelcilikte bir motif olmuştur. MÖ 7. ve 6. yüzyılda iki büyük heykeltıraşlık ekolü görülür: Girit-Pelepones, İyonya (Anadolu). Yunan heykelciliği üç bölümde incelenebilir:

Antik Çağ: (MÖ 490–460) Bu dönemden itibaren vücudun ağırlığının bir bacak üstüne verildiği, görülür. Bu yeni duruşun gelişmiş örneğine Olimpiya Zeus tapınağında rastlanır.

Klâsik çağ: Bu dönem Parthenon tapınağının içinde bulunan altın, fildişi Athena heykelini yapan heykeltıraş Fidyas ile en parlak çağına ulaşmıştır. Sanatçı en çok tanrı heykelleri yapmıştır.

Helenistik çağ: (MÖ 330–30) Bu dönemde portrecilik gelişmiş, devlet adamlarının portreleri yapılmıştır. B.İskender portreleri ve bunların sanatçısı Lysippos öne çıkar. Sanatçı o zamana kadar uygulanan oranlar sistemini değiştirmiştir. Baş küçülmüş, gövde uzamış, baş vücudun 1/6’sı olmuştur.

*Romalılarda heykelcilik :

Romalılar, bu konuda yaratıcı olmayıp, Yunanistan’dan getirdikleri heykelleri kopyalayarak çoğaltmışlardır. Portrecilikte ise dini geleneklerle başarılı olmuşlardır. Geleneklerine göre ölen bir kişinin yüzünün balmumundan kalıbı alınır ve cenazeden sonra evin bir köşesinde saklanırdı. Özellikle cumhuriyet döneminde portrecilik çok gelişmiştir. Bu dönemde oldukça gerçekçi bir üslupla yapılan portrelerde her türlü yüz ifadesi ve şahsi özellikler başarıyla işlenmiştir.

Romalılar zaferle döndükleri seferler sonrasında, kazandıkları başarıları simgeleyen anıtlar dikmeyi adet edinmişlerdir. Belirli zaman ve yerde gerçekleşen olayları anlatan kabartmalarla süslü bu anıtların en önemlileri Augustos döneminde Roma’da yapılmış olan barış sunağında bulunur. Bir diğer önemli anıtsa İstanbul Sultanahmet Meydanı’ndaki Teodesius obeliskidir (MÖ. 4yy.). Bu anıtın kaide kısmında imparator, maiyetiyle beraber hipodrom locasında görülür. Kabartmanın merkezinde imparator bulunurken, diğer figürler imparatora yakınlık derecelerine göre yerleştirilmiştir.

İnsanların heykellere tapmaya başlamasından sonra, heykelcilik sanat ve geçim için ticaret metası olmuştur. Arkeolojik kazılarda, çeşitli yörelerde bol miktarda bulunup müzelere konan heykeller bunu kanıtlar. Bilhassa mermerden yapılan heykeller, günümüze kadar sanat özelliklerini korumuşlardır.

Rönesans Döneminde heykelcilik:

Rönesans hareketi ile Avrupa’da heykelcilik ayrı bir önem kazanmıştır. Michelangelo ile doruğa çıkan heykel sanatı, süsleme sanatı ile birlikte gelişmiştir. Dönemin ünlü sanatçıları; Gıan Lorenzo Bernini, Donatello (1386-1466); Rönesans öncüsü Giovanni Bologna (1529-1608), Michelangelo (1475-1564) olup Davut eseri ile büyük ün kazandı. Antonio Canova (1757-1822),Aşk Tanrısı Öpücüğü; Yeniden Canlanan Ruh eserleri; F.Auguste Rodin (1840-1917) Düşünen Adam eseri; H.Spencer Moore (1898-1986); Büyük Yatan Şekil eseri; Sir Jacob Epstein (1880-1959), Jean/Hans Arp (1887-1966; Alberto Giacometti (1901-1966), Elisabeth Jean Frink (1930-1993) Batıda yetişen ünlü heykeltıraşlardır. Heykeller zamanla şimşir, ıhlamur, meşe ve ceviz gibi sert ağaçlar oyularak farklı ölçüde yapıldı. Günümüzde heykeltıraşlar tarafından ekseriya mermer, bronz, tunç gibi kırılma tehlikesi daha az olan ve dayanıklılığı bulunan malzemeler kullanılmaktadır. Bunların yanında fildişinden heykel yapmak, eskiden olduğu gibi günümüzde de biblo şeklinde devam etmektedir. Türklerde Heykel Sanatı gelecek bölümde…

Günümüzde Heykeller Put Değil, Tarihtir -2
Ayten Başabaş Dirier
Yazarımız Kim ?

Ayten Başabaş Dirier