Sayfa Yükleniyor...
AHÎLİK Teşkilâtını 13. Asırdan itibaren Anadolu’da yayılıp, kökleşmesinde Ahî Evrân(Nasırüddin Mahmud)’ın yanı sıra Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin de büyük rolü vardır. Anadolu Selçuklu Devleti’nin, Moğol istilâsıyla parçalanmasından sonra, zulüm altında inim inim inleyen halkın sığınağı olmuştur.
Moğolların icadı olan 5.Kol Faaliyetlerinin halkı böldüğü, fitne fesadın yaygın olduğu o dönemde Yunus Emre, Mevlâna ile birlikte tasavvuf yoluyla birliği sağlamaya çalışmış ve başarılı olmuştur. Mevlâna’nın ile aralarında geçen haram inek anekdotu birliğin sırrının hoşgörü, dayanışma ve fesadı önlemeye dayandığını gösterir.
*Haram İnek
Bir adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Daha sonra yaptıklarından pişman olunca, iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektâş-i Veli dergâhının aşevine kurban olarak bağışlamak ister. Durumu Hacı Bektâş-ı Veli'ye anlatınca, kurbanı helâl değildir diye geri çevrilir.
Bunun üzerine adam Mevlevî dergâhına giderek aynı durumu Mevlâna'ya anlatır. Mevlâna kurbanı kabul edince, adam durumu Hacı Bektâş-i Veli ‘ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmediğini söyleyip, nedenini sorar.
Mevlâna şöyle der: “Biz bir karga isek Hacı Bektâş-iı Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.”
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektâş-i Veli’ye gider ve Mevlâna’nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun nedenini sorar. Hacı Bektâş-i Veli de şöyle der: “Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Mevlâna’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez.”
Bu hoşgörülü anlayış sayesinde parçalanan Anadolu’da en küçük olan Osmanlı Beyliği kısa sürede güçlenip birliği sağladığı gibi diğer etkenlerle 150 yıl içinde Cihan İmparatorluğu olmuştur.
Günümüzde ortalığı kaplayan fitne-fesat dolu 5.Kol faaliyetlerini bu anlayışla durdurup, ülkemizi güçlendirebiliriz. Batı Dünyası'nda yetişseydi, herkes onu tanırdı. Ahî Evran, Yunus Emre, Mevlâna ve Hacı Bayram-ı Veli’nin yanısıra, onu da çocuklarımıza ve Dünyaya tanıtalım. Hakka yürüyüşünün 750. yılında ruhu şad olsun…
* Hacı Bektaş-ı Veli'den Vecizeler:
-İnsan olmanın birinci şartı kendini bilmektir!
Kendini bilmenin birinci şartı ise haddini bilmektir.
-Adalet, her işte Hakk’ı bilmektir. Kendini bilmeyen
Hakk’ı da bilmez. Hak, güneşten daha zahirdir!
-Allah ile gönül arasında perde yoktur!
-Okunacak en büyük kitap insandır!
-Göz bilimin hakkıdır! Gözlüye gizli, saklı olmaz.
-Aşk meydanı erenlerin ve bilenlerindir.
-Bizim yolumuz, ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulu.
-Cahillere ve kendini bilmezlere sukût ile karşılık veriniz.
-Her ne arar isen özünde (kendinde) ara!
-Bu dünyadaki en büyük servet ilimdir.
İlim, hakikate giden yolu aydınlatan ışıktır!
İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.
-Kadınlarını okutmayan bir toplum,
sürünmeye ve yok olmaya mahkûmdur.
-İyiler iyidir! İyilerin dili, dini, rengi, cinsiyeti sorulmaz.
-Düşmanınız dahi olsa, karşınızdakinin de insan olduğunu unutmayın!
-Karşısınızdakinin iyi olması yetmez, sizin de iyi olmanız gerekir.
-İnsanın kemali, ahlakının güzelliğidir.
-Gücünüzü mazlumlara karşı değil, zalimlere karşı kullanın!
-Nefsinize ağır gelen şeyi başkalarına yapmayın!
-Dil yarası mızrak yarasından beterdir! İncinsen de incitme!
-Marifet ehlinin ilk makamı edepli olmaktır.
-Edep gömleğini ölene kadar sırtınızdan çıkarmayın!
-Hakikatin ilk makamı toprak olacağımızı bilmektir.
-Alimlere ve kendini bilenlere alçak gönüllülük yaraşır.
-Asalet, doğruluk ve duruluktur! Doğruluk, dostun kapısıdır!
-Mürüvvet, (yiğitlik) hoş görmek ve affetmektir.
-Alimin uykusu, cahilin ibadetinden yeğdir.
-Arifler, hem arıdır, hem arıtıcı.
Ariflerin gönlünde murdar nesne(kötü) eğlenmez.
-Adem (insan) suretinde olan herkes adem değildir.
-Asıl körlük nankörlüktür!
-Her insan dilinin altında (arkasında) gizlidir.
-Marifet nefsi silmek değil, bilmektir.
-Başkalarının kusurlarını aramayı bırakın da kendi
kusurlarınızı görmeye bakın!
-En büyük keramet çalışmak ve başarmaktır.
Çalışan bir insan kötülük düşünmez.
Çalışmadan geçinenler bizden değildir.
-Oturduğun yeri pak et, yediğin lokmayı hak et.
-Dininize dizlerinizle değil, kalbinizle bağlanın!
-Cennet için yapılan ibadet, ibadet değildir.
-Dışarıdan dökülen suyla içerideki kir yıkanmaz.
-Benim Kabem insandır! Madem hamı pişiremiyorsun, bari pişmişi berbat etme!
-İnsanın olgunluğu, davranışlarının doğruluğundadır.
-Bizi sevenlerin gönüllerinde biz oturur, dillerinde de biz konuşuruz.
-Gel, fakat insan ol da öyle gel!
-Eline, (iline) beline, (toprağına) diline (lisanına) sahip ol!
-Bir olalım, iri olalım, diri olalım. Hararet nardadır, sacda değildir,
-Keramet baştadır, taçta değildir, Her ne arar isen özünde ara!
Küdüs'te, Mekke'de, Hac da değildir.
-Özünde ve sözünde temiz olmayanların, îmanı tam değildir.
-Sevgi ve acıma, insanlık; hiddet ve şehvet ise hayvanlık vasfıdır.
-Kibrin aslı şeytan, tevazûnun aslı Rahmân’dır.
-Mevki hırsı, koğu, gıybet, edebsizlik, hıyânet Hak’kı inkâr eder.
-Devletli (devlet adamı) odur ki, cehli (cehaleti) sile,
gafletten uyanıp kendini bile!
-Murada ermek, sabır iledir.
Sürekli akan kültürel nehrimiz ahilik ruhunu diriltmek, yaymak ve Anadolu’muzu yeniden fethetmek dileğiyle…
YENİDEN FETHEDELİM ANADOLU’YU
Mevlâna hoşgörüsü, Yunus’un aşkıyla
Yeniden fethedelim Anadolu’yu.
Hacı Bektaş öğretisi, Ahi ruhuyla
Kalkındırıp, gönendirelim Anadolu’yu.
Harmanlayıp birlik, dirlik, inançla
Yurtta, Dünya’da sağlayalım sulhu.
Büyük Türkiye ülküsüyle
Kardeşçe yüceltelim cennet yurdu.
Ayten DİRİER