2

İZMİR’DE MARDİN TANITIM GÜNLERİ 4-7 Mart 2022


  • Oluşturulma Tarihi : 03.03.2022 10:15
  • Güncelleme Tarihi :

Bazı şeylerin hasreti, ondan uzaklaşınca buram buram tüter. Sıla hasreti hepsinden baskındır. Bülbülü altın kafese koymuşlar, “ah yuvam!” demiş misali; en güzel yerlerde yaşasak bile, doğup büyüdüğümüz yerin havasını, suyunu, yemeklerini, kültürünü hasretle anarız. Bu hasretin temelinde; gerçekte bir daha yaşanması imkânsız kaybolan yıllar ve ana-baba sevgisiyle yoğrulmuş, insanın anayurdu sayılan çocukluğa duyulan hasret yatar.

İzmir’de yaşayan Mardinliler arasında günlerdir süren yazışmaların özünü, Karşıyaka Bostanlı Pazar yerinde 4-7 Mart Cuma-Pazartesi günleri arasında yapılacak Mardin Tanıtım Günleri oluşturmaktadır. Her kanaldan birbirimize haber veriyor, orada buluşmak üzere sözleşiyoruz. Sık sık gitmesek de, demografisi, dokusu değişse de ruhumuz orada o daracık sokaklarda, abbaralarda, okullarda, mesire yerlerinde dolanıp, evlerin avlularında tahtlarda dinlenir, gözlerimiz sonsuz dalgalar halinde uzanan erguvanî yeşil Mezopotamya/Beriye ovasına dalar, anılar denizinde kulaç atar.

“Mardin anlatılmaz yaşanır” diyenlere hak vermek gerekir. Ne kadar anlatırsak anlatalım, Mardin’i Mardin yapan hoşgörüye dayalı Artuklu Ruhu’nu, çağları deviren kalenin havasını solumadan; şiirsel bir anlatımla duyguların oya gibi taşa işlendiği yüksek tavanlı manzaralarında uyumadan, üç kıta arasında bir sentez oluşturan asil müziğini dinlemeden, farklı aromalara sahip ürünleri ve yemeklerini tatmadan Mardin anlatılamaz…

Bostanlı’daki standları gezerken, sıradan bir şehrin değil, 12.000 yıllık(Dargeçit-Boncuklu Tarla kazısında tesbit edildi) ırkları hoşgörüyle kaynaştıran kadim,  ilklerin şehrinde doğup büyüyen, gönlü-eli açık, dost canlısı insanlarla karşılaşacak, mayasını ikram edilen, satılan ürünlerde bulacaksınız. Her şeyiyle özgün, altın-gümüşten taşa yansıyan zarif Mardin Kültürünü yerinde görme arzusuna kapılacak, tatilde gidilecek yerlerin başına Masal Şehir Mardin’i koyacaksınız.

Değerli İzmirli kardeşlerimizi Bostanlı Pazar yerine bekleriz… Ünlü ımlebbes(bademşekeri) ve leblebisini, sağlıklı naturel çeşit çeşit sabunlarını, sucuk denilen cevizli lokumunu,  Lokman Hekimin kullandığı her derde deva baharatlarını, ince işçiliğe dayalı  göz nuru telkari takılarını, lezzetli Süryani şarabını, taze peynirden yapılmış helvasını, ipek gibi akan pekmezini, yanık yoğurdunu(leben ımşavvat), tel şehriyeli bulgurunu, en güzel mahlota çorbasının yapıldığı mercimeğini, kurutulsa da aromasını koruyan sebzelerini, hatun parmağı kuru üzümünü(asabi’il hatun)  almayı unutmayınız.

İLKLERİN ŞEHRİ MARDİN

Dünyada 12.000 yıllık tapınağın Mardin Dargeçit-Boncuklu tarlada bulunduğunu,

Dünyada altın ve Gümüş işlemeciliğinin ilk kez Mardin´de MÖ. 4500-3500 yılları arasında sityaniler döneminde görüldüğünü,

Dünyada ilk kumaş dokumacılığının iplik boyama ve keçeciliğin Mardin´de başladığını,

Dünyada ilk dericilik sanatının debbağlık adıyla Mardin´de başladığını,

Tarihte iki güçlü devlet arasında ilk Tampon devletin Mardin ve çevresinde kurulan Mitanniler olduğunu,

Artuklu Beyliği’ne adı verilen Artuk Bey ve oğullarının Kudüs Valisi olduğunu,

İslâm Dünyasında Haçlıları ilk kez Artukluların yendiğini,

12.yy´dan 15.yy´a kadar Mardin´in Artuklu beyliğinin başkenti olduğunu ve 18 hükümdar gördüğünü,

Osmanlılardan sonra Anadolu’da en uzun süre yaşayan Beyliğin Artuklular olduğunu,

Karakoyunluların lideri Cihan şahın 1405’te Mardin´de doğduğunu,

Anadolu’da ilk rasathanenin Mardin-Dunaysır(Kızıltepe)’da Artuk Arslan tarafından 13.yy’da kurulduğunu,

İlk karma dilin Artuklular döneminde Arapça-Türkçe-Süryaniceden oluşturulduğu, daha sonra Osmanlıcaya devrettiğini,

Dünyada ilk helva üretiminin Mardin´de yapıldığını,

Dünyada en fazla kavim ve medeniyete ev sahipliği yapan ilin Mardin olduğunu,

Mardin´de Müslüman ve Hristiyan annelerin bir birinin bebeklerini emzirdiğini,

1932 yılına kadar bütün Süryanilerin dini merkezinin Mardin olduğunu,

Süryani Katolik merkezinin 1853-1910 Mardin´de olduğunu,

Dünya´da ilk diş tedavisinin Mardin´de yapıldığını,

İlk İncil´in Mardin´de Deyrulzafaran Manastırında olduğunu,

Dünya’da ilk üniversitenin Mardin-Nusaybin’de Mor Yakup Manastırında kurulduğunu,

Dünyanın en büyük Din alimlerinin Mardin´de yetiştiğini ,

Hz.Ömer´in Süryanilere zarar verilmemesi yönündeki emirlerini içeren ahidnamesinin Mardin´de Deyrulzafaran´da olduğunu,

Peygamberimizin postası Şeyh Çevük/Çabuk´un kabrinin Mardin´de olduğunu,

Dünya´nın en güçlü hamallarının Mardin´de olduğunu,

Dünya´da ilk altın madenlerinin Mardin´de bulunduğunu,

Mardin´de bozulmasın diye yiyeceklerin kuyulara sarkıtıldığını,

Doğu ve Güneydoğu Anadolu´daki ilk matbaanın Mardin´de kurulduğunu,

Mardinli İlim ve Bilim adamlarının Amerika, Mısır ve dünyanın birçok ülkesinde Ordinaryüs Profesörlük yaptıklarını.

Mardin´in UNESCO tarafından Venedik ve Küdüs´le birlikte Dünya Mirasına aday kent olduğunu,

2015 Nobel Kimya Ödülü´nün sahibi Mardinli olduğunu,

Biliyor muydunuz?

SENDE GEÇİYOR RÜYALARIM

Bulutlara  değiyor  taçlı  başın

Oymalı  nakışlı   a l t ı n   taşın

T a h t t a    sayılır   yıldızların

Sende  geçiyor  r ü y a l a r ı m

Sende geçiyor  rü y a l a r ı m

(Uzun Hava)

Altından bir şelâle dökülür zümrüt ovaya

Bir doğu masalında dondurmuş zamanı

Yaşatır bağrında binlerce yıllık uygarlıkları

Büyülü  bozkır  havası kaplar her yanı

Taa  yürekten vurur,  sarar insanı

Ö z l e r i m  Kabale,  Zınnarı’nı

Solurum    D e y r’ i n    havasını

Gözlerim  Ferdos’un  ufuklarını

Sende  geçiyor   r ü y a l a r ı m

Sende geçiyor  rü y a l a r ı m

(Uzun hava)

Hoşgörü harmanlı gerdanlık, kalenin boynunda

Yarışır yıldızlarla, aydınlatır çıplak dağı

Uyumaz!  Her dil, dinden insanların çileli anası

Bekler, onu yüceltecek vefalı çocukları

Durma!  Git Mardin’e,  yaşa tarihî masalı

Sıladan   ayrılmak  pek  yaman

Hasretin  yakıyor  aman  aman

Gözümde  t ü t t ü ğ ü n  zaman

Sende   geçiyor   r ü y a l a r ı m

ZAMANIN BEŞİĞİ MARDİN

Zamanı ezelden almış koynuna

Sallar  durur sonsuz  uykusuna

Her renk  safran,  ikindi  vakti

Ezan,  çan,  hazan söyler ninni

Süryani, Mervani sürmüş ilk hükmü

Süslemiş her yeri Artuklu  m ü h r ü

Önünden geçen nice kavmi üzmüş

Anlı,  şanlı krallar boyun bükmüş

Dicle Zaza’ca  sokulur  kıyısına

Hasrettir çağlarca  Kral Kızına

Biri yerin altında,  biri yüzeyde

Rüzgârın dilinde birer söylence

Onların  ahından  sevdalar yanık

Kavuşmayanlara çaresizlik tanık

Kale gururlu,  suskun hep ağlasa da

Zamanı ezelden beri sallar koynunda

Daşi, Kurmanci,  Sorani  ovayı işler

Toprak kokulu, güneş yanığı yüzler

Yaşatır dört mevsimlik   ş e n l i ğ i

Ezan, çan, hazan söyler  b i r l i ğ i

Ayten Başabaş Dirier

İZMİR’DE MARDİN TANITIM GÜNLERİ 4-7 Mart 2022
Ayten Başabaş Dirier
Yazarımız Kim ?

Ayten Başabaş Dirier