2

Malazgirt Zaferi'nin Önemi


  • Oluşturulma Tarihi : 26.08.2021 07:37
  • Güncelleme Tarihi :

Milletimizin kazandığı onca zaferden bugün elde ne kaldığı düşünülürse, Malazgirt Zaferi’nin değeri iyi anlaşılır. Malazgirt’te tümüyle şehit olmayı göze almış bir orduya, Tanrı armağan olarak şanlı bir zafer ve ebedi bir ülke vermiş, Anadolu’da kısa sürede Akdeniz ve Marmara kıyılarına getirmiştir.

MASA BAŞINDA ZAFERLERİ YİTİRME ZAFİYETİMİZ
Alp Arslan B.Selçuklu İmparatorluğu’nun başına geçince ünlü komutanları Halep ve Ahlât üslerinden akınlar yaparak, Anadolu’da Bizans ordusunu vur-kaçla peşinde dolaştırıp yıprattı. Bizans İmp.Romen Diyojen ücretli askerlerden oluşturduğu 200 bin kişilik bir orduyla Türkleri Ön Asya’dan atmak için harekete geçip, 26 Ağustos 1071’de Cuma günü 44-55 bin kişilik(10 bin kişi Kürt ve Araplardan oluşuyordu) Selçuklu Ordusu ile Malazgirt ovasında karşılaştı. Selçukluların uyguladığı Turan taktiği ile ağır yenilgiye uğrayan imparator esir düştü. Savaşın ardından imzalanan antlaşmayla, savaş meydanında kazanılan büyük zafer, masa başında kaybedilmiş gibiydi... Antlaşmanın maddeleri:
-İmparator, kurtuluş akçesi olarak 1,5 milyon altın verecek. -Bizans İmparatorluğu her yıl B.Selçuklu İmparatorluğuna 360 bin altın ödeyecek. -Bizans’ın elinde bulunan bütün Müslüman esirler serbest bırakılacak. -Bizanslılar gerektiğinde Selçuklulara askerî yardımda bulunacak. -İmparator kızını Alparslan’ın oğluna verecek. -Antakya, Urfa, Menbiç, Malazgirt kaleleri Selçuklulara bırakılacak.
Kaderin tecellisiyle Bizans’ta İmp.Romen Diyojen  tahttan indirilip, antlaşma  tanınmayınca; B.Selçuklu Sultanı Alparslan ünlü komutanları Afşin, Artuk, Tutak, Gümüş Tekin, Saltuk, Mengücek, Danişmend Beylere Anado­lu’nun fethedilmesini emretti. Antlaşma yürürlüğe girseydi, Anadolu fethedilmez, büyük zafer semeresiz kalırdı.(Zafere rağmen masa başında taviz vermek, V.asırda Hun İmp. Attilâ ile başlar, günümüze kadar sürer. İlk kez Erdoğan diklenip, tezgahları bozduğu için Batı ona düşman kesildi) 

ZAFERİN ÖNEMİ
Malazgirt Zaferi’nin Anadolu Fethi’nden başka önemli sonuçlarından biri de, İslam ve Hıristiyan Dünyası’nın kaderini değiştirmiş olmasıdır. Gerçekten İran’a ve Bizans’a karşı ilk zaferler kazanılmamış olsaydı, nasıl İslamiyet Arabistan çöllerinde tutsak olur ve insanlığın Eski Çağ Avrupa uygarlıklarını birbirine ulaştıran ve üçüncü büyük eseri olan İslam Uygarlığı’nın ortaya çıkması olanaksız idiyse; Selçuklular ortaya çıkmamış ve Malazgirt kazanılmamış olsaydı, İslam milletleri ve uygarlığı da öylece, daha XI. yüzyılda sahneden çekilirdi. Sonuçta bu uygarlığa XVII. yüzyıla dek üstünlük ve yaşama olanağı veren Anadolu’nun Türkleşmesi ile üç kıta üzerinde dünya düzenine etken olan ve Osmanlı İmparatorluğu’nun kurulmasına olanak veren olayların ortaya çıkışı düşünülecek olursa, Malazgirt Zaferi’nin evrenselliği anlaşılır.
Malazgirt Alparslan’ı İslam Fatihleri derecesine yükselterek, büyük komutanı ölümsüzleştirdi.   
 Haçlı seferlerinin doğmasında başlıca etken olan bu zaferin, Avrupa Medeniyetinin de gelişmesinde payı vardır. Gerçekten Anadolu’nun Fethi’ne karşı, Avrupa’da bilgisizlik ve yoksulluğun doğurduğu Haçlı seferleri yüzyıllar boyu sürmüş, Müslüman Türkler karşısında, Hıristiyan Avrupa sürekli mağlup olmuştur. Fakat bu savaş ve seferler sayesinde, Avrupa, Doğu Dünyası ile münasebetlerini geliştirmiş ve İslam Medeniyeti’nin bilim, kültür ve servetini Batı’ya taşımıştır.
Akdeniz hâkimiyetini Müslümanlara kaptıran Avrupalılar, bu nedenle başka yollar arayarak, coğrafi keşiflerle Okyanuslarla Dünya ticaretini ellerine geçirdiler. Böylece Akdeniz Uygarlığı doğu ve güney kıyılarından, batı ve kuzey kıyılarına taşındı.
Türkler Orta Doğu’daki anarşi devrine son vererek Afganistan’dan, Akdeniz kıyılarına ve Mısır sınırlarına dek uzanan alanlarda tek bir yönetime bağlı, disiplinli bir devlet kurdular. Güvenliğin yerinde oluşu, Doğu ile batı arasındaki İpek Ticaret Yolu’nun yeniden canlanmasına neden oldu.
Türkler Anadolu’ya gelmeden önce, uzun süren Bizans-Sasani ve daha sonra Bizans-Emevi ve Abbasi mücadeleleri, Anadolu’yu Büyük Mezarlık haline getirmişti. Nüfus azalmış, hayvancılık gerilemiş, toprak çoraklaşmıştı. Öyle ki, tarım sadece kalelerde yapılabiliyordu.  Malazgirt Zaferi’nden sonra, Türkler büyük nüfus kitleleriyle Anadolu’yu doldurdukları gibi, tarım ve hayvancılığı yeniden canlandırıp, kendi damgalarını vurdular. Pek çok tahıl ve hayvan cinsini Anadolu’ya getirdiler. Bunlar ara­sında at, koyun, çift hörgüçlü deve sayılabilir. Tahıllar içerisinde buğday, arpa, ayçekirdeği, pamuk, kavun, karpuz ve birçok çiçek cinsi sayılabilir. Anadolu, Türklerle yeniden inşa ve ihya oldu.
Malazgirt Türk toplumsal yapısında da köklü değişikliklere yol açtı. Anadolu’yu vatan edinen Türk boyları,  yeni girdikleri İslâm dininin koyduğu sosyal kuralların etkisiyle, eski bozkır yaşayışından ayrılarak; yaşayışı, edebiyatı ve dünya görüşü değişmiş, toprağa bağlı, taze bir toplum haline geldiler.. Böylece yerleşik uygarlığın güçlü üyeleri olarak da, Dünya Tarihi’nde çok verimli ilerlemeler yaptılar. Kısa zamanda her su başında, her yeşil yamaçta, her yayla doruğunda uzaktan uzağa minareler, medreseler, aşevleri, kütüphane­ler, hastaneler ve köprülerle Müslüman Türk’ün elinde Anadolu nakış nakış işlendi. En sonunda sıcak denizlere kadar uzanan büyük göçün, yılları kapsayan yorucu yolculuğu Anadolu’nun ebedî vatan olmasıyla bitti.
Temeli Alparslan tarafından atılan ve Fatih Sultan Mehmet tarafından sağlamlaştırılan Anadolu Türklüğü, Atatürk’ ün aynı günün 851. yıl dönümünde (26 Ağustos 1922) kazandığı eşsiz zaferle  anıtlaştı. Bu tarihin bilinçli olarak seçildiği kuşkusuzdur. Malazgirt anahtar, Miryokefalon Zaferi ve İstanbul’un Fethi tapu, Başkumandanlık Meydan Savaşı Anadolu’nun kilidi oldu.  Coğrafyayı 950 yıl önce kutlu vatan yapan atalar ve şehitlerin ruhu şad olsun…
Kaynak: Ayten Dirier: Türk Anadolu’da, İzmir-1984(tükendi), ARTUK BEY(ileride basılacak)

Malazgirt Zaferi'nin Önemi
Ayten Başabaş Dirier
Yazarımız Kim ?

Ayten Başabaş Dirier