Sayfa Yükleniyor...
Adnan Menderes Hava Limanı’ndan akşam vakti havalanan SunEkspres uçağı İzmir üzerinde dolanıp gecenin koynuna süzülürken, Sende Geçiyor Rüyalarım türküsünün nağmeleri zihnimde uçuşmaya başladı. Bulutlar üzerinde bir kuğu gibi süzülen uçağın camından aşağılara bakıp, geçtiğimiz yerleri tahmin etmeye çalışırken dolunay göz kırpmaya başladı. Cennet yurdumun karanlıkta bile güzelliğini hissettiren yerleşim alanları seyrekleşip, Toroslar üzerinde uçarken arada görünen seyrek ışıklar yurdun nöbetçilerinin varlığının hissettirdiği gibi yaylada hayatin varlığını da kanıtlıyordu.
***
Adana’da şehirlerimizin gece görüntüsü görkemli bir hale bürünürken, Atatürk Barajı’ndan itibaren sık yerleşim alanlarının görüntüsü masal diyarını andırmaya başladı. Sık yerleşim alanları toprağın her karışının işlendiğinin kanıtıydı. Güneyde Çin Seddi gibi uzanan ışık seli oradan sızmaya çalışacakları yakmaya hazır bir kalkandan farksızdı. Uçak Kızıltepe üzerinde alçalmaya başladığında gece yolculuğunun selametle sona ermesine şükrettik.
***
Uçaktan indiğimde yıllardır özlemini çektiğim, şurup gibi yayla havası, “Hoş geldin vefalım” der gibi yüzümü okşamaya başladı. Püfür püfür esen havayı ciğerlerime kadar çekerek, havaalanının Artuklu motifli görkemli cephesine bakıp, Fehim Adak’a rahmet okudum. Yavaşça dönüp, hasretini çektiğim kaleme baktığımda titredim. Karşımda yorgun, mahzun, yaşlı, yalnız bir siluet görünce gözümden yaşlar süzülmeye, ana toprağımın yıllar ötesinde gömülü anıları resmigeçide başladı.
***
Konvoy halinde arabalar art arda şehrime doğru yol alırken, dolunaya yıldızlar eşlik etmeye başladı. Yıllar önce Vali Parkındaki Sevim-Selim Uçar’ in lojmanından kaleye bakarken mırıldandığım VUSLAT şiirimin mısraları, Mukaddes Üzeroğlu’nun nağmeleri eşliğinde MARDİN’İME kavuştum.
VUSLAT
Ben Mardin’i gördüğümde yıldızlar içinde
Doğar mehtap, coşar rüzgar, taşar yüreğim
Dolaşınca Beden’inde Vuslata ererce
Güler her şey, çöker hasret, titrer benliğim