2

OLİMPİYATLARIN RUHU


  • Oluşturulma Tarihi : 30.07.2021 07:27
  • Güncelleme Tarihi :

citius, altius, fortius
"Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü"

32.Olimpiyat Oyunları Pandemi nedeniyle bir yıl ertelenerek 2021 yılında Japonya’nın başkenti Tokyo’ da başladı. Coşku ve umutla uğurlanan sporcularımız, yıllardır Olimpiyat Ruhu ile hazırlandıklarından; madalya hayalleri her zamankinden daha fazla…

Olimpiyat oyunlarındaki başarı (madalya sayısı) bir devletin nüfusu veya gelişmişliğiyle orantılı değildir. Başarının sırrı sporcu, antrenör, tesis ve yönetici denklemine bağlıdır. Birinin eksikliği, şansı gündeme getirse de, ona da fazla güvenilmemeli ve geçmişteki Süreyya Kop olayı unutulmamalıdır.

Futboldaki yatırımın karşılığını geçmişte finallere kadar yükselerek nasıl aldıysak, diğer alanlarda da, emek, para ve zaman harcanarak yapılacak yatırımlarla yine madalyaları toplayabiliriz. Spor sadece futbol ve voleybol değildir. Diğer alanlara kaydırılacak yatırımlarla; ata sporu güreş, cirit, okçuluk, boks, su sporları, jimnastik ve geçmişte sırıklara rağmen maratonda sivrildiğimiz atletizmde üstün başarılara temel oluşturabiliriz.

Bu çalışmalara hemen şimdiden başlanarak, sporcularımıza Olimpiyat Ruhu’nun aşılanması gerekir. Unutulmasın ki, Einstein’ın dediği gibi “Hayal bilimden öndedir.” ve insan hayal ettiği müddetçe yücelir. 29. Olimpiyatta bunu iki kişi kanıtladı: Jamaicalı Ussain Bolt ve Amerikalı Michael Phelps beklentileri altüst ederek, Olimpiyatta hayallere ve insanın yücelişine sınır konulamayacağını kanıtladılar. Darısı 32.Olimpiyatta bizimkilerin başına! Başarı dileklerimle…

OLİMPİYATLARIN ÖYKÜSÜ

a)Antik Olimpiyatlar

Olimpiyat Oyunlarının öyküsü Antik Çağa uzanır. Düzenli bir festival olmadan önce de, atletizm yarışmaları Akdeniz'in çeşitli kültürleri için çeşitli anlamlar taşıyordu. Arkeolojik araştırmalar eski Mısır’da, atletizm yarışmalarının, dini ve seremoni törenlerinin önemli bir parçasını oluşturduğunu gösteriyor.

Antik Çağ’da Akdeniz Havzasında büyük devletler kurulduğu halde, Balkan Yarımadası’nda bir devlet oluşumunu göremiyoruz. Özgürlüklerine düşkün Polis-Site denilen Şehir Devletleri, birliğe yanaşmayıp birbirleriyle savaştıklarından, sürekli dış tehditlere maruz kalıyorlardı. Bilgeler ve kâhinler bu dağınıklık ve güçsüzlüğü gidermek için siteler arasında;

-Barış ve birliği sağlamak,

-Sporcular arasında kaynaşma ve millî bilinci pekiştirmek,

amacıyla spor yarışmaları yapılmasını önerdiler. Bu yarışmaların başlamasıyla siteler arasında önce kültür birliği sağlandı. Ardından aynı soydan geldiklerini anlayanlar siyasî birliği sağladı. Sonuçta yarımadada birlik ve beraberlik sağlanarak, dış saldırılara karşı koyabilecek güce ulaşıldı. Maraton yarışlarının ilki de, Perslere karşı kazanılan zaferi müjdelemek için koşarken ölen bir askere adanır. MÖ. 716 yılında Yunanlılar ve Persler yıllara dayanan bir savaşa tutuşurlar. Bu savaş meydan savaşına dönüşür ve sonunda Yunan ordusu Atina yakınlarında bulunan Maraton ovasında Pers ordusunu çok ağır bir yenilgiye uğratır.Bunun üzerine savaşın zaferini bildirmek üzere Yunanlı bir asker savaşın kazanıldığı maraton ovasından koşmaya başlayarak Atina’ya doğru yola çıkar. Bu koşuda 42 km 195 metre sonunda bu asker koşarken ölür ve savaşın zaferini krala o gün ulaştıramaz. İşte o tarihten itibaren maraton koşusu 42 km 195 metre olarak koşulmaktadır.

başlangıç tarihi, MÖ. XIV. yüzyıla kadar uzatılabilir. Oyunların Yunanistan'ın Olympia yöresinde başladığı tahmin edilmektedir. MÖ. 776 yılından itibaren ise oyunların tarihi kesin olarak tutulmaya başlanmıştır.

12 yüzyıl boyunca hiç ara verilmeden, her dört yılda bir yapıldı. Bir süre Balkan yarımadasının, daha sonraları da Yunanistan'ı ele geçiren Romalılar yoluyla tüm Roma İmparatorluğu'nun katılması ile devam etti.

veya yöresel bir kahraman adına yapıldığı tahmin edilen bu büyük şölenin, ilkel de olsa, mutlaka dine dayalı bir başlangıcı bulunuyor. MÖ 776 yılında yapılan ve I. Olimpiyatlar olarak adlandırılan bu oyunların programında yer alan ve 192 metrelik sahanın boyuna eşit "Stadion" olarak tanımlanan yarışmanın galibi Coroebus da ilk Olimpiyat Şampiyonu’dur. Geleneklere göre, her Olimpiyat Oyunu bu yarışı kazanan atletin adı ile anılıyor.

yarışma sayısı artırıldı, program bir günden beş güne uzatıldı.

Olimpiyatları'ndan sonra, sahanın geliş - gidişini kapsayan bir yarış eklendi. Sonraları mesafe koşuları, boks, güreş, boks ve güreş karışımı Pankration/Pentatlon denen 5'li yarışma, zırhları ile yarışan askerlerin koşuları ve atlı araba yarışları ile program genişletildi.

Oyunları'nın ilk 600 yılı içinde, Yunan günlük hayatının vazgeçilmez unsuru olan kölelerin yarışmalara katılmasına izin verilmedi. Katılacak yarışmacıların tamamının Grek kanından gelmesine özen gösterildi.

yarımadasının Romalılar eline geçmesi ile durum değişti ve İmparatorluk sınırları içinde yaşayan herkese Olimpiyatlar'a katılma hakkı tanındı. MÖ. 146 yılından itibaren, o zamana kadar genellikle Peloponez yörelerinden gelen Olimpiyat şampiyonları, zamanla, "Küçük Asya" denen Anadolu'dan gelenlere boyun eğdiler.

Olimpiyatlar'da kadın sporcular yer alamıyordu. Hatta kadınlar, seyirci olarak dahi sahaya giremiyorlardı. Zaman içinde Olimpiyatlar sırasında, ancak olimpiyat alanı dışında olmak üzere Tanrıça H e r a adına bayanlar için yarışmalar düzenlendi.

kademeli olarak Romalılar Yunanistandaki gücünü arttırdıkça etkisini kaybetmeye başladı. Hristiyanlık Roma İmparatorluğu'nun resmî dini olunca, oyunların din dışı ve Hristiyan etkisine karşı bir durum olduğu düşünülmeye başladı. 393 yılında İmparator Theodosius bin yılı aşkın tarihi olan oyunları kaldırdı.

b) Modern Olimpiyatlar

393 yılında Olimpiyat oyunları tam olarak bitmedi.17. yüzyılda dahi İngiltere'de bu isimle bir spor festivali gerçekleşmekteydi. Bu arada Fransa ve Yunanistan gibi ülkelerde pek çok festival düzenlenmekteydi. Ama bu organizasyonlar daha ufak boyutlu ve yerel düzeydeydi.

tekrar organize etme çabası 19. yüzyılın ortalarında Alman arkeologların Olimpia antik kentinin kalıntılarını bulmasından itibaren arttı.

dönemde, Fransız soylusu Pierre Frédy Baron de Coubertin 1870-1871 yıllarında Almanya ve Fransa arasındaki savaşı neden Fransa'nın kaybettiğini araştırıyordu. Baron de Coubertin'in düşüncesine göre yenilginin sebebi Fransa'da gerçek anlamda fiziksel eğitimin verilmemesidir. nu sporla aşma düşüncesine girer. Ona göre gençlik sadece kapalı sınıflarda değil aynı zamanda, açık havada spor yaparak yetişmelidir. Baron, Fransa’da çağın gerisinde kalan eğitim ve spor kuruluşlarına yeni bir sistem getirmek istedi. Aynı zamanda ülkeleri spor ile daha yakınlaştırarak ve sporla yapılan rekabet ile savaşları önlemenin daha doğru yol olduğunu düşündü.

Haziran - 23 Haziran 1894 arasında Paris, Sorbonne Üniversitesi'nde düzenlenen bir kongrede bu düşüncelerini farklı ülkelerden dinleyicilere aktardı. Kongrenin son gününde ilk modern olimpiyat oyunlarının da antik oyunların doğum yeri olan Atina'da, 1896 yılında yapılmasına karar verildi. Oyunları organize etmek için Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) kuruldu. Komitenin ilk başkanı olarak Yunan Demetrius Vikelas seçildi.

Kongrede kabul edilen ilkeler şöyle sıralandı:

eskiden olduğu gibi, her dört yılda bir yapılacak.

Klasik Yunan'da olduğunun aksine, tüm dünya sporcularına açık olacak ve yarışma programı, günün sporlarını içerecek.

sadece büyükler yer alacak.

kuralları, kesinlikle uygulanacak.

-Olimpiyat organizasyonu "gezici" olacak ve her olimpiyat başka bir ülkede yapılacak.

oyunlar Atina'da 1896'da başarı ile tamamlandı. Toplam katılan sporcu sayısı 250'den az olmasına rağmen, oyunlar o tarihe kadar yapılan en çok katılımlı spor organizasyonu oldu. İkinci oyunların düzenlenmesi için IOC, Paris'i tercih etti.

yılında 15 ülkeden 245 sporcu ile başlayan oyunlar, 2000 yılına gelindiğinde Sidney'de 200'ü aşkın ülkeden 10.500 katılımcıya kadar çıktı. Yine Sidney'de 16.000 gazeteci ve televizyon muhabiri bu organizasyonu takip etti. Bu şekilde oyunlar dünyanın en büyük medya olaylarından biri durumuna geldi. Bugün oyunları 4 milyara aşkın kişinin televizyonlardan izleyebildiği bilinmektedir.

denli büyük büyüme yine de sorunlara sebep olmaktadır. 1980'lerdeki finansal sorunlar sponsorlar ve yayın hakları ile bir şekilde çözülsede bu denli yüksek sayıda katılımcı, medya ve seyirciyi konuk etmek şehirler için oldukça büyük yük getirmektedir.

Yunanistan Devletinin Olimpiyat Oyunlarını boykot etme ve yapılmamasını isteme gibi bir hakkı vardır.

Olimpiyat Sembolleri

Olimpiyatı simgeleyen sözcükler

citius, altius, fortius

"Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü"

Olimpiyat Oyunları'nın simgeleşmiş parolası latince üç sözcükten oluşmaktadır. Modern Olimpiyat Oyunları'nın kurucusu Baron Pierre de Coubertin, eski bir arkadaşı olan Rahip Didon'un öğretmenlik yaptığı okulun bayrağına yazdırdığı bu sözcükleri Olimpiyat Oyunları ruhuna uygun bulduğundan aynen almış ve simge yapmıştır. Bu üç latince sözcük, "Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü" anlamına gelen "CITIUS-ALTIUS-FORTIUS"tur.

Olimpiyat Bayrağı

Olimpiyat Oyunları'nın bayrağı; beyaz zemin üzerine iç içe geçmiş beş ayrı renkteki beş halkadan oluşur. Dünyanın beş kıtasını dostluk ve sevgi duyguları içinde birbirine bağlamayı simgeleyen bu halkalardan üçü üstte, ikisi alttadır. Üstteki üç halka soldan sırasıyla mavi, siyah ve kırmızı; alttakiler ise sarı ve yeşildir. Bu renkler önceleri kıtalara göre değerlendirilmiş, daha sonra ise Uluslararası Olimpiyat Komitesi bu beş rengin Olimpiyat Oyunları'na katılan üye ülkelerin bayrak renklerini simgelediğini açıklamıştır. Olimpiyat Bayrağı, 1920 Anvers Oyunları'ndan bu yana dalgalanmaktadır. Bu bayrak 6-12 Mayıs 1913 günleri arasında yapılan toplantıda Uluslararası Olimpiyat Oyunları'nın kurucusu ve Başkanı Baron Pierre de Coubertin'in teklifiyle genel kurula sunulmuş ve kabul edilmiştir.

Olimpiyat Meşalesi

Olimpiyat bayrağı eski Yunan zamanından gelen bir gelenektir. Yunanlılar Mitolojik Tanrıları olan Zeus'a karşı olan saygılarını göstermek için bu bayrağı asarlarmış. Olimpiyat Meşalesi, Yunanistan'ın Olemp Dağı'nda, güneş ışığından dev mercekler kullanılarak tutuşturulmaktaymış.

Meşale, oyunların yapılacağı ülkeye kadar elden ele teslim edilmek suretiyle geçtiği ülkelerin atletleri tarafından taşınmakta ve Olimpiyat yapılacak stadyumdaki dev meşale bu meşaleyle tutuşturulmaktadır. Açılış töreninde yanan meşale kapanış töreni sonuna kadar sönmez. Olimpiyat Meşalesi, 1936 Berlin Oyunları ile Olimpiyat tarihine girmiştir.

Olimpiyat Yemini

Olimpiyat Oyunları'nın açılış töreni sırasında oyunlara katılan bütün sporcular Olimpiyat Yemini ederler. Bu yemini, organizatör ülkenin ünlü bir sporcusu, bütün sporcular adına söyler. Yemin şöyledir:

"Olimpiyat Oyunları'nda ülkemin şerefi ve sporun zaferi için kurallara uyarak dürüst yarışacağımıza ve gerçek sportmenlik ruhu içinde mücadele edeceğimize and içeriz."

Bu yemin de 1920 Anvers Oyunları ile Olimpiyat tarihinde yerini almıştır. İlk olarak Belçikalı ünlü eskrimci Victor Boin Anvers'te söylemiştir.

Sporcuların yemini Fransız Baron Pierre de Coubertin tarafından yazılmıştır.

"Bütün sporcular adına, bu olimpiyat oyunlarında yer alırken, bütün kurallara saygı duyup, bağlı kalacağıma, gerçek sportmen ruhunu taşıyacağıma, sporun görkemine ve takımlarımızın onurlarına leke getirmeyeceğime söz veriyorum. "

Olimpiyat Madalyası

Olimpiyat Oyunları'nda birinciliği kazanan sporculara altın, ikincilere gümüş, üçüncülere de bronz madalyalar verilmektedir. Madalyaların altın ve gümüş olanları kaplamadır. 60 milimetre çapında ve üç milimetre kalınlığındaki bu madalyaların bir yüzünde, 1928 yılından beri İtalyan sanatçısı Gossoioli tarafından çizilen, elinde zafer çelengi tutan Zafer Tanrıçası N i k e'ın kabartması yer almaktadır. Madalyanın arka yüzünde ise, olimpiyatı düzenleyen ülkenin amblemi bulunmaktadır.

Olimpiyat Festivali

Günümüzde festivaller, olimpiyat oyunlarının temelini oluşturmaktadır. Bu seremoniler, farklı kültürlerden gelen tüm insanların oluşturduğu uluslararası bir topluluğu simgeler. Farklı sosyal ve kültürel çevrelere rağmen, ulusların bir arada barış içinde organizasyonda yer almaktadır.

Olimpiyat İlkleri

Olimpiyatların ilk çıkışı: MÖ.. 776 eski yunan

İlk olimpiyat: 1896 Atina

İlk kış olimpiyatları: 1924 Chamenix/Fransa

İlk olimpiyat oyunları fikri: 1892 Fransız Pierre Coubert

İlk olarak 1900 olimpiyat oyunlarında bayanlar olimpiyat oyunlarına katılmışlardır.

İlk açılış seremonisi 1908 Londra Olimpiyat Oyunlarında gerçekleştirilmiştir.

Olimpiyatlarda madalyalar son olarak 1912 yılında altından yapıldı. Bundan sonra madalyalarda altın kaplama kullanılmaya başlandı.

*Olimpiyat Oyunları sırasında silahların susması bir gelenektir. Dünya Savaşları’nda silahlar

susturulamadığı için Olimpiyat Oyunları yapılmamıştır. 29.Olimpiyat Oyunları’nda Gürcistan, Güney Osetya’ya saldırınca ummadığı bir karşılık görmüş, topraklarının üçte bir Rusya tarafından çiğnenerek cezalandırılmıştır.

OLİMPİYATLARDA TÜRKİYE

Türkler, Olimpiyat Oyunlarına II. Meşrutiyet’in ilanından sonra ilgi göstermeye başladı. 1908 yılında Selim Sırrı (Tarcan) tarafından Millî Olimpiyat Komitesi (IOC) kuruldu. III.Olimpiyat Oyunlarından sonrakiler savaş nedeniyle yapılamadığından, katılım olmadı. Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından 1924 ve 1928 Olimpiyatlarına katılan sporcularımız madalya alamadı. 1932 Los Angeles O.Oyunlarına uzak mesafe ve masraf nedeniyle sporcularımız katılamadı. Alman Nasyonalizminin üstünlük gösterileriyle geçen 1936 Berlin Olimpiyatlarında, gençlerimizin Ata Sporu Güreşte 2 madalya alması, yurtta sevinç yarattı. II.Dünya Savaşı nedeniyle 1940, 1944 Olimpiyatları yapılamadı. Olimpiyatlara katılan sporcularımızın genel performansları şöyledir:

1936 Berlin Olimpiyatları: İlk madalyalarımız: Yaşar Erkan ve Ahmet Mersinli- güreş

1948 Londra Olimpiyatları: Atletizme ilk madalyamız: Ruhi Sarıalp(üç adım atlama)

1984-Los Angeles Olimpiyatları: Boksta ilk madalyalar: Eyüp Can- Turgut Aykaç

1988-1992-1996 Olimpiyatları: Naim Süleymanoğlu'dan üç halter şampiyonluğu

Hülya Şenyurt: Olimpiyatlarda bize madalya kazandıran ilk bayan sporcumuz(judocu)

Olimpiyatlar Hakkında Bilmeniz Gerekenler:

Olimpiyat Komitesi Başkanı: 105 yılda yedi Başkan değİştiren IOC, gençliğimizdeki efsane başkanı Juan Antonıo Samaranch idi. Şimdiki Başkan ise Thomas Bach’tır.

Olimpiyatlarda ev sahipliğini devletler değil kent'ler yapar.

Olimpiyat halkaları: 5 ayrı kıtayı simgeler ve sırasıyla, mavi, sarı, siyah, yeşil ve kırmızıdır...

Olimpiyat oyunlarının sloganı: daha hızlı, daha yükseğe, daha güçlüdür (Latincesi: citius, altius, fortius)

Stadyuma her zaman önce Yunanistan ekibi ve en sonda da ev sahibi ülkenin ekibi girer.

Olimpiyat oyunlarının süresi 15 günü geçmez.

Olimpiyat kapsamındaki sporlar: at yarışı, atıcılık, atletizm, basketbol, bisiklet, boks, çim hokeyi, eskrim, futbol, güreş, halter, hentbol, jimnastik, judo, kano, kürek, masa tenisi, modern pentatlon, okçuluk, sutopu, tenis, tramplen, voleybol, yelken, yüzme...

Kış olimpiyatları kapsamı: biatlon, bobsled, buz hokeyi, kayak, kayak krosu, kayakla atlama, kayakla iniş...

SONUÇ

32.Olimpiyat Oyunları Pandemi nedeniyle bir yıl ertelenerek 2021 yılında Japonya’nın başkenti Tokyo’da başladı. Geçmişe göre iyi bir performans gösteren sporcularımız, Olimpiyat ruhunu ve hayalleri gerçekleştimenin sınırsızlığı ve sevincini aşıladı.

Haydi Gençler, “HAYAL BİLİMDEN ÖNDEDİR.” der Einstein… Sonuna kadar hayalleriniz için koşun! Türkiye’ye sevinç yaşatın…

“citius, altius, fortius/Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü"

KAYNAKÇA

www.olympic.org/

www.bedeneğitimi.s5.com-Olimpiyatlar

-Charles Seignobos : Avrupa Milletlerinin Mukayeseli Tarihi, Ankara-1960

-Emin Oktay: TARİH I

www.eğitim.com- Yaşadığımız Evren

www.frmtr.com

www.kutuphanen.net

www.ntvcnbc.com – Olimpiyatlar

www.olimpiyatoyunları.info

www.tubitak.gov.tr-BİDEB Ulusal ve Uluslar arası Olimpiyatlar

-www.3harf.com

www.wikipedia-

Resimler:TRT Spor

OLİMPİYATLARIN RUHU
Ayten Başabaş Dirier
Yazarımız Kim ?

Ayten Başabaş Dirier