2

Şer’den Hâyr Çıkarmak


  • Oluşturulma Tarihi : 14.08.2021 08:07
  • Güncelleme Tarihi :

“Politik olmayan hiçbir saldırı yoktur.”

Thomas More

Haziran ayından itibaren toplumu saran yangın ve sel gerginliği, Temmuzda dört değil, kırk koldan patlak verdi. Karadeniz bölgemizde felâkete dönüşen seli, Akdeniz bölgemizdeki aynı anda zincirleme yangınlar izledi. Yangın uzun çabalardan sonra elbirliğiyle söndürülürken, Karadeniz’de yine seller başladı. Eskiden dünyanın belli yerlerinde olan bu doğal olaylar, ne yazık ki son yıllarda -cezalandırıcı olarak- her yeri sardı. Bu doğal olayları tetikleyenlerin organize çalıştığını artık herkes biliyor.

Yangınları her yere sıçratan terörist Ateşin Çocuklarını organize eden İblisin Kardeşleri, yeni bir dünya düzeni peşindeler. Amaç 2021-2030 yılları arasında, Tek hükümetli, ordulu, merkez bankalı, Parasız ödeme sistemli; millî bağımsızlık-özel mülkiyet-aile kurumunu bitiren, nüfusu azaltan, asgari ücretli, sosyal kredili ve mikroçiple herkesi izleyen Yeni Dünya Düzenini uygulamaya geçirmek.

Bu nedenle hedeflerinde bu projeye karşı çıkacak Millî Devletler yer almakta, onlara sırayla diz çökertilmektedir. Direnenlerin başında gelen Türkiye’de bu sabote olaylar başlamadan çok önce toplumumuzu geren, bölen kirli yalan ve çarpıtma haberler sosyal medyayı kuşattı.

Bütün dünya Kaliforniya’dan Sibirya’ya aylardır yanıyor. Geçen yıl Avustralya yangını yaz boyu sürüp, yağışlar başlayınca söndürülebildi. Yunanistan’ın başkenti Atina alevlere teslim olup, yangınla başarıyla cebelleşen Türkiye’den yardım istedi. İtalya’dan İspanya’ya, Balkanlar’dan Kırım’a her yer cayır cayır yanarken devletler çaresiz izledi.

Merak ediyorum diğer ülkelerin halkı birbirine böylesine düştü mü, basını, sosyal medyası fitne-fesat yaydı mı? Hiç yakanları eleştirdi mi? Bizde ise klavye silahşörleri, onlara üflendiği üzere ilk günden devleti yönetmeye, hesap sormaya kalkıştı. Söndürenler sabah akşam eleştirilirken, sürekli THK hesabı soruldu. Devletin bu kadar sağlam uçağı, helikopteri, askeri, polisi, korucusu, işçisi göze görünmedi; ama üç adet 1960 model uçağın hesabı soruldu. Elbette eksiklikler vardır, bunlar yangında değil sonra tartışılmalı…

Estirilen yalan rüzgârlarına rağmen şu ana kadar yangınlara karşı en iyi mücadeleyi Türkiye verdi. Yediden yetmişe, her yandan yardıma koşuldu. Eğer doğal akış olsaydı her şey yeterliydi. Dünya egemenliği peşindeki küreselcilerin kuklası terör örgütü, söndürme kapasitesini kat kat aşan bir şekilde Akdeniz kuşağı boyunca, aynı anda yangını başlattı. Tuzak açık, devlet yönetimde aciz diyerek, rejim krizi çıkarmak; halkı birbirine düşürüp, kaos yaratmak...

Unutulmasın ki, her başı derde düşenin sığınacağı tek Türkiye var, bizim ise gidecek başka yerimiz yok! Herkesin aynı şekilde düşünmesi beklenmez, ama vatan söz konusu olduğunda halay-horon düzeninde birleşelim, tehlike geçince zeybeğe başlarız. Şimdi devletin arkasında koşulsuz durma zamanıdır. Bize kurulan tezgahları bozup, sonra eksikleri toplumca tartışalım.

Şer’den hâyr çıkarmak

Millî servetimizin yok olduğu, şerli orman yangınını hâyra çevirelim. Kozalaklarıyla birer yangın bombası olan, çok geç sönen çamların yerine, 1950’lerde İspanya ve ABD’nin hileyle yok ettiği Delice zeytinlerimizi, toprak ile iklime uygun meyvelerimizi dikelim. Bizim topraklarımız bitektir, her ürünü bağrına basar. Yerleşim yerlerine yakın en çok ihraç edilen meyvelerimizi ekelim. İç kesimlerde ise çamların yeniden yeşermesini bekleyelim. Devletimiz milyonlarca fidan seferberliğini sonbaharda başlatacak.

Ekonomik, askerî, sosyal, siyasî saldırı silahına dönüşen ormanlarımız ve diğer doğal servetleri “en stratejik millî savunma” anlayışı ile sıkı koruma altına alalım. Bu konuda iş bulamadığı için Polis olan Orman ve Ziraat Mühendislerimiz görevlendirilirse, çok olumlu bir düzen geliştirilebilir. Lise ve Üniversite gençlerinin yaz aylarında tatillerini ormanda gözcü-izci olarak geçirmesi sağlanarak, girişler denetlenebilir. Temmuz ayında ormanlara piknikçi girişi tamamen yasaklanırsa tehdit savılır.

Madalya yağmuruna teşekkürler

2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda Türkiye’yi 50 kadın, 58 erkek, toplam 108 sporcu, 18 branşta temsil etti. 1948 Londra Olimpiyatlarında 6 altın, 4 gümüş, 2 bronz kazanan Türkiye uzun süre bu başarıyı gösteremeyip; 2020 Tokyo iki altın, iki gümüş ve dokuz bronz ile toplamda 13 madalya yağmuruyla, yangınların kavurduğu yürekleri serinletti. Altın madalyalı okçu Mete Gazoz, boksör Busenaz Sürmeli; Gümüş madalyalı boksör Buse Naz Çakıroğlu, karateci Eray Şamdan; Bronz madalyalı Tekvandocu Hakan Reçber ve Hatice Kübra İlgün, güreşçi Rıza Kayaalp, Yasemin Adar ve Taha Akgül, cimnastikçi Ferhat Arıcan, karateci Ali Sofuoğlu ve Merve Çoban ile son ana kadar büyük başarı gösteren, yanlış taktik kurbanı A Millî Kadın Voleybol Takımı ile madalya almasa da büyük gayret gösteren sporcularımızı kutlar, gelecekte üstün başarılar dilerim.

Yurdumuzu saran afâtlardan, millî birlikle kurtulmak temennisiyle, Batı Karadeniz’de sel kurbanı olan kardeşlerimize rahmet, yakınlarına sabır dilerim.

Şer’den Hâyr Çıkarmak
Ayten Başabaş Dirier
Yazarımız Kim ?

Ayten Başabaş Dirier