2

Türkiye’de Anayasa Hareketleri-3


  • Oluşturulma Tarihi : 26.02.2021 07:47
  • Güncelleme Tarihi :

Türk Tarihi’nde Demokrasi Hareketlerinin ilk adımları, Osmanlı İmparatorluğu döneminde XIX. asrın başlarında Fransız İhtilâli’nin etkisinde kalan III.Selim’in Nizam-ı Cedit Islahatları ile II.Mahmut’un Sened-i İttifakı(1808) imzalamasıyla başladı. Abdülmecit döneminde çıkarılan, padişahın kendi mutlak kudretini yine kendi iradesi ile sınırladığı 1839 Tanzimat ve 1856 Islahat Fermanları bu yolda atılmış önemli adımlardır.

Batılıların, azınlıklar nedeniyle içişlerimize karışmasını önlemek için, Tanzimat ve Islahat fermanları ile her gücün üstünde bir yasa gücü kabul edilip, bütün Osmanlı toplumunun hak

ve hürriyetleri Batılı hukuk anlayışıyla kurulan mahkemelerle güven altına alındı.

1868-1878 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından derlenen Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye, İslâmi özel hukuk (medeni hukuk) kuralları kodeksi olup, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yarım yüzyılında şer’i mahkemelerde hukuki dayanak olarak kullanıldı. Islahat Hareketleri dış etkili ve tepeden olduğu halde, Abdülaziz dönemindeki “Yeni Osmanlılar” hareketi ilk kez tabandan başladı. Aydınlarımız, Genç Osmanlıları modern muhalafet partisi, Türkçülüğün müjdecisi ve anayasacılık akımının hazırlayıcısı olarak belirtir.

V.Murat’tan sonra tahta geçen II. Abdülhamit, I.Meşrutiyeti ilan edince Türklerde Anayasal Dönem başladı. Batılıların içişlerimize karışmasını önlemek için ilan edilen 1876 Kanun-î Esasi’nin özelliği; Fransız İhtilâli’nin ardından Batıda yayılan hürriyet, eşitlik, adalet gibi Batı için yeni kavramlardan etkilenmiş olmasıdır. Oysa bu kavramlara, kesin halk sınıflarının bulunmadığı Osmanlı toplumu yabancı değildi. İlk Anayasa Osmanlı toplumunda, meşrutiyet taraftarı birçok fikir akımının doğmasına yol açtı. Anayasal yönetimin imparatorluğu parçalanmaya sürüklediğini fark eden II. Abdülhamit, 1877 Osmanlı-Rus Savaşı(93 Harbi) başlayınca Anayasa’yı rafa kaldırdı. Böylece Dünyada ilk çok renkli, çok dilli meclis ve Türklerin demokrasi girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.

1908 yılında İngiltere Kralı ve Rus Çarı Reval’de buluşup, Osmanlı İmparatorluğu’nu paylaşmayı ve Makedonya’ya özerklik vermeyi görüşünce aydınlar ve subaylar ayaklandı. Bu durum karşısında II. Abdülhamit, II. Meşrutiyet’i ilan etti. 1876 Anayasası köklü değişikliklere uğradı. Hürriyet, musavat, uhuvvet (Özgürlük, eşitlik, kardeşlik) havasının estiği bu dönemde; ilk kez kadın hakları, eğitimi ile lâiklik kavramının basın yoluyla Türk toplumuna tanıtılması, Cumhuriyet dönemine temel oluşturdu. Devlet düzenini değiştirmeye yönelik 31 Mart İsyanı(13 Nisan 1909) sonunda, II. Abdülhamit tahttan indirilerek Selanik’e sürüldü, yerine kardeşi V. Mehmet Reşat geçirildi.

İsyanla sonuçlanan bu geniş demokrasi hareketinin ardından Trablusgarp, Balkan ve I.Dünya Savaşı ile imparatorluk dağıldı, savaş sonunda parçalandı. 1908-1913 yılları arasında çok partili, 1913-1918 yılları arasında ise İttihat ve Terakki Fırkası’nın (Partisi) tek partili hayat dönemi oldu.

XIX.yüzyıl boyunca Avrupa Devletleri’nin içişlerimize karışmasını engellemek, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasını önlemek, toplumsal huzuru ve barışı korumak için yapılan ıslâhatlar ve demokrasi girişimlerinin sonucu hep ters tepmiş, biz verdikçe onlar istemiş ve sonunda devleti parçalamışlardır. Batılıların dayatmasıyla yapılan ıslâhatların önemli bir bölümü sosyal yapıya ters düştüğünden, başarı sağlanamamıştır. Önceki ıslâhatlar Batı ile aradaki mesafeyi kapatmayı amaç edinen teknik nitelikli ve devlet öncülüğünde yapılmıştı. XIX ve XX. yüzyıllardaki ıslâhatlar ise devletin bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumayı hedeflemiş ve aydınların dayatmasıyla yapılmıştır. Daha çok dış etkenler ve savaşlar nedeniyle yarım kalıp, devleti parçalanmaktan kurtaramadı.

Bu nedenle Batı bizden, ıslâhat/yenilik istedi mi, Dağılma Dönemi tüm dehşetiyle karşıma dikilir. Yine de bu ıslâhatlar halkı bilinçlendirip, Atatürk devrimlerine temel oluşturduğu için çok önemlidir.

Türkiye’de Anayasa Hareketleri-3
Ayten Başabaş Dirier
Yazarımız Kim ?

Ayten Başabaş Dirier