2

Türkiye’de Anayasa Hareketleri 4 I-Yeni Anayasa Gerekliliği -3


  • Oluşturulma Tarihi : 28.02.2021 08:31
  • Güncelleme Tarihi :

Cumhuriyet Dönemi Anayasa hareketleri, Millî Mücadele’nin başlangıcına dayanır. Çanakkale kahramanının “Vatanın bağımsızlığı, milletin istiklâli tehlikededir!” çağrısı üzerine; millî iradenin tecelli ettiği Kuvayı Milliye Çeteleri, Dernekler, Kongrelerin ardından; 16 Mart 1920’de İstanbul’un işgal edilip, Mebusan Meclisi’nin dağıtılması üzerine 23 Nisan’da Büyük Millet Meclisi açıldı. Mecliste I.Grup ve II. Grup adıyla çalışan milletvekilleri, 10 Ocak 1921-Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nu kabul etti. Meclisin hazırladığı 1921 Teşkilât-ı Esasiye Kanunu(Anayasası) Millet eliyle hazırlanan tek Anayasa özelliğini taşır. 23 maddeden oluşan yeni Anayasa; egemenliği kayıtsız, şartsız millete ait sayarak, Kuvvetler Birliği(Yasama+Yürütme+Yargı) ve Meclis üstünlüğü ilkelerini esas aldı. Olağanüstü bir döneme ait olan bu Anayasa kısa, pratik ve ihtilâlci bir karaktere sahipti.

1923’te Cumhuriyet’in ilanından önce 9 Eylül’de M.Kemal Paşa, Halk Fırkası’nı kurdu. 20 Nisan 1924’te kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında; 1921 Anayasası’ndaki; Millî Egemenlik, Tek Meclis, Kuvvetler Birliği, Meclisin üstünlüğü ilkeleri daha yumuşatılarak, Parlâmenter Rejime doğru adım atıldı. Seçme yaşı 18, seçilme yaşı 30, seçim süresi 4 yıl olarak kabul edildi. Soru, Gensoru, Meclis Soruşturması yoluyla Hükümetin denetlenmesi; Cumhurbaşkanı ve Hükümetin Meclis üyeleri arasından seçilmesi, Hükümetin güvenoyu alması esas alındı. Bakanlar, Yargıtay ve Danıştay başkan-üyelerinin görevlerinden doğacak sorumluluklardan dolayı yargılanmaları için Yüce Divan kurulması benimsendi. 1928’de Lâikleştirilen Anayasa, 1934’te seçmen yaşını 22’ye çıkarıp, Kadınlara seçme ve seçilme hakkı ile topraksız köylüye devlet tarafından toprak verilmesi için Toprak Reformu hükümleri eklenerek, 1961’e kadar uygulandı.

Atatürk Dönemi’nde de çok partili siyasi hayat denemeleri yapıldıysa da, süreklilik kazanamadı. 1924’te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, 1930’da Serbest Cumhuriyet Fırkası girişimlerinin ardında Şeyh Sait ve Menemen Ayaklanmaları çıkınca, düzeni korumak adına yeni kurulan partiler kapatıldı. 1946 yılında II. Dünya Savaşı’nın ardından Demokrat Parti’nin kurulmasıyla Türkiye’de çok partili hayat başladı, ama demokrasimiz istikrarlı bir şekilde ne zaman rayına oturduysa, iç ve dış güçler tarafından kargaşaya sürüklendi.

1961 ve 1982 Anayasaları, darbelerin ardından Kurucu Meclisler tarafından, Parlâmenter sistem ve insan hakları yönünden genişletilerek hazırlandı. Topluma ilki geniş, diğeri dar geldiğinden demokrasi tam rayına oturamadı. Çünkü demokrasi aynı ülküye yönelik, düzen içindeki toplumlarda tam olarak uygulanabilir. Demokrasi kavramının yanlış anlaşılması veya keyfi uygulanmak istenmesi nedeniyle; geçmişte Anadolu’da kurulup-yıkılan uygarlıklar için kullanılan “Büyük Mezarlık” deyimi, günümüzde “Partiler Mezarlığı”na dönüştü.

Halen yürürlükte bulunan 1982 Anayasasının 2. maddesinde de aynen 1961 Anayasa’nın 2. maddesinde olduğu gibi “Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğu” belirtilerek, hukuk devleti ilkesi ile ilgili ilkeler korundu. Ama olağanüstü dönemde hazırlanan 1982 Anayasası günümüz ihtiyaçlarına yetersiz kaldığından, yapılan değişiklikler teknik sorun yarattığından yeni anayasa yapılması şart. 1924 Anayasası esas alınarak, dış telkinlere(AB-D) aldırmadan, toplumsal kaynaşma sağlanıp; birlik ve beraberliği pekiştiren, çağa ve Türkiye’nin dinamizmine uygun, hazırlanışı, içeriğiyle yeni bir sivil anayasa yapılması temennimiz...

Batı özgürlükçü demokrasiye 700 yılda ulaştı. Biz Anayasal Meşruti Demokrasi’ye 1876’da başladık. Daha 141 yaşında olup, çok genç sayılır. Ülkece ortak ülkü etrafında birlik ve beraberliği sağladığımız zaman ona tam anlamıyla kavuşacağımıza inanıyorum…

Türkiye’de Anayasa Hareketleri 4 I-Yeni Anayasa Gerekliliği -3
Ayten Başabaş Dirier
Yazarımız Kim ?

Ayten Başabaş Dirier