2

Yeni Yıl Ne Zaman Başlar?


  • Oluşturulma Tarihi : 01.01.2022 09:22
  • Güncelleme Tarihi :

Değerli okurlar, 2022 yılınızı kutlar; size, sevdiklerinize, sevenlerinize ve ülkemize birlik, huzur, mutluluk, esenlik, sağlık, başarı, şans getirmesini dilerim. Yeni yılı karşıladığımız “Yılbaşı eğlenceleri” birkaç yıldır tartışmasız yaşanıyor. Daha önce ev içi çekişme ve huzursuzluklara neden oluyordu. Yine de kutlamalara dokunduranlar çok. 24/25 Aralık Noel gecesi Müslümanların da birbirinin yeni yılını kutladıklarını görünce kavramların yine karıştırıldığını anladım. Konuyla ilgili kavramları açıklamakta yarar var.

*YILBAŞI

Yılbaşı kutlamalarının dinden çok, kültürle bağlantısı var ve insanlıkla yaşıt… Toplumsal olay ve olguların başlangıcı Mezopotamya’da olduğuna göre, yeni yıl etkinlikleri de orada başlar. Yeni yıl ilk kez, günümüzden IV bin yıl önce Babil Kulesi’nde ilkbaharda kutlanmaya başlandı. Daha sonar Mısırlılar, çöl topraklarına hayat veren Nil’in taştığı Eylül ayında kutlayarak sürdürdü. Milattan önce 46 yılında Roma’da Julius Sezar tarafından kabul edilen ve günümüzde de halen kullanılan takvimle yeni yıl, Ocak ayının ilk günü olarak belirlendi. Jülyen takvimi bazı değişikliklerle günümüze kadar geldi. Romalılar yılın ilk ayına, başlangıçların tanrısı Janüs (January) yani Ocak adını verdiler. Tüm ülkeler, dinler ve kıtalar için her alanda yeni bir başlangıç anlamı taşıyan yeni yıl, değişik gelenek ve törenlerle karşılanır. Tümünün ortak amacı ise, yeni yılın binbir umutla bolluk ve şans getirmesidir.

*NOEL

Uzun süre Yılbaşı, Noel ile bağdaştırılarak, Hıristiyan geleneği diye kutlanması engellenmeye çalışıldı. Oysa Yılbaşı doğal bir olay, Noel ise dinsel temalıdır. Roma İmparatoru Konstantin (324-337) zamanında İznik’te toplanan konsülde, 22 Aralık’ta güneşin doğumu için yapılan Pagan Bayramı Hz. İsa’nın doğumu olarak 24 Aralık’a alınıyor ve Noel Bayramı deniliyor. Batı kilisesi ise, yani Katolikler 25 Aralık’ta kutluyorlarmış. Günümüzde Ortodoks ve Katolikler, 24 Aralık gününü Hz. İsa’nın doğumu (Noel), 6 Ocak gününü de Hz. İsa’nın vaftizi olarak kutlarlar.

Noel kelimesinin kökeni Latince natalis /doğum kelimesidir. Bir diğer iddiaya göre Noel kelimesi, Galya dilinde (Keltçe) yeni anlamına gelen “noio” ile güneş manasına gelen “hel”in birleşmesiyle oluşmuştur ve “yeni güneş” anlamına gelmektedir. Batılı ülkelerde Noel anlamında kullanılan Christmas ve benzeri diğer kelimeler ise Yunanca Khristos (Mesih) ve Latince miss (yollanmış, gönderilmiş) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. “Yollanmış, gönderilmiş” kelimelerinin, İsa’nın Son Akşam Yemeği’ndeki son sözlerini sembolize ediyor olabileceği düşünülmektedir.

*NOEL BABA

Hıristiyanların Noel Baba dedikleri Aya Nikola, Antalya’nın Patara kasabasında Myra(Demre)’da yaşamış bir azizdir. Rumca’da Aya, aziz demektir. Avrupa’da Saint denir. Kudüs’e giderken çıkan bir fırtınayı dindirdiği için denizcilerin koruyucusu sayılır. Demre’de fakirlere, bilhassa çeyizi olmadığı için evlenemeyen kızlara yardım ettiği anlatılır. Kendisini gizlemek ve fakirleri rencide etmemek için gece fakirlerin evine girip para bırakırmış. Pataralı bir zengin fakir düşmüş kızlarına çeyiz yapamayacak hale gelmiş. Aya Nikola, gece evin penceresinden bir kese para bırakmış. Sabah büyük kız keseyi bulup sevinmiş. Diğer iki kızın çeyiz paralarını da pencereleri kapalı olduğu için bacadan atmış. Kese, kuruması için ocağa asılı çorabın içine girmiş. İkonalarda Aya Nikola bu sebeple elinde üç altın top tutarak resmedilir. Noel Baba’nın hediye atması için ocağa çorap asılması geleneği buradan kalmadır. Aynı iyi şansa ulaşma umuduyla bu gelenek, yüzyıllardır sürdürülmektedir.

Hz.Muhammed’in gelişinden önce yaşadığı için, Müslümanlar kendisini salih bir mümin kabul eder. Aya Nikola’nın Noel Baba haline sokulması ilk önce Almanya’da görüldü. Bu efsanevi gelenek zamanla Avrupa ülkelerinde yayıldı. Noel Baba, “yaşayan” bir folklorik olaydır.

*NOEL AĞACI

Yaprak dökmeyen ağaçların, ölümsüz yaşamın simgesi olarak benimsenmesi çok eskiye dayanır. Türkler, Çinliler, Mısırlılar, Avrupa’daki Pagan topluluklar ve Yahudiler aynı düşünceyle bu ağaçlara dinî ritüellerinde yer vermişlerdir.

Süslü Noel ağacı geleneği en çok Almanya’da yaygındı. 1605’te başlayan çam süslemesi daha sonra Avusturya, İsviçre, Polonya ve Hollanda’da yayıldı. Göçmen Almanların Kuzey Amerika’ya XVII. asırda götürdükleri Noel ağacı, XIX. asırda moda oldu. Japonya ve Uzak Doğu’ya XIX. ve XX. asırda Batılı misyonerlerin tanıttığı Noel ağacı geleneği, ince işlenmiş kağıt süsler, renkli fenerlerle donatılmaya başlandı. Türkler bu geleneğe yabancı değildi. Çünkü Tarih Öncesine dayanan ağaç kültünde, Hayat Ağacı ve rengarenk çaputlarla süslenmiş Dilek Ağacı geleneği günümüzde de, Asya’nın en doğusundan Balkanlar’a kadar her yerde yaşamaktadır.

*22 ARALIK GÜNDÖNÜMÜ: Gece-Gündüz Savaşı

Güneş, hayatın kaynağı olduğundan tüm insanlık için çok önemli. Türklerin inançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ta gece gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra gündüz geceyi yenerek zafer kazanıyor. Güneşin bu zaferini, yeniden doğuşu Türkler büyük şenliklerle Akçam ağacı altında kutluyorlar. Güneşin yeniden doğuşu, Nardugan (nar=güneş, tugan/dugan=doğan) Doğan Güneş Bayramı olarak kutlanıyor. Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen’e dualar ediyorlar. Duaları Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar… Akçam ağacı yalnız Orta Asya’da yetişiyormuş. Filistin’de bu ağacı bilmezlermiş. Bu yüzden bu olayın Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa’ya gelişlerinden sonra öğrendiklerini anlatır Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ…

SONUÇ: Yukarıda açıkladığımız gibi Noel’de, Noel Baba’da, Noel Ağacı ve gelenekleri de Kültür ve Medeniyet’in diğer alanlarında olduğu gibi, DOĞU kaynaklı olup, çok sonra Batı’ya geçmiştir. Bugün BATI kültürü denilen çok şeyin özümüzde olduğu bir gerçek…

İlk gençliğimin geçtiği Mardin’de Yılbaşı geldi mi ortalığı kaplayan tatlı telâşe, kara uygun beyaz yemeklerin pişirilmesi, çocuk ve gençlerin kar yığınlarını aşarak çok uzak mahallelerdeki evlerin kapılarını mani eşliğinde çalarak, hak gördükleri tatlıları(kuru üzüm, cevizli sucuk, pestil, ceviz, fındık, şekerleme) arkalarındaki çuvallara boca edip, evlerine dönmeleri Millî Piyango çekilişleri sırasındaki sessizliği, küçük eğlenceleri, büyüklerden habersiz yenen kar helvalarını, Süryani evlerinde parlayan renk renk mumların ışıltısını ülkemin en uygar şehri İzmir’de halâ hasretle anarım… Başkalarını rahatsız etmeden, her şeyi dozunda ve kararında yapmak, birbirimize hoşgörüyle bakmak; yeni yılın en önemli ritüeli olmalıdır. Birlik, sağlık, huzur, başarı içinde nice yıllara…

Yeni Yıl Ne Zaman Başlar?
Ayten Başabaş Dirier
Yazarımız Kim ?

Ayten Başabaş Dirier