Sayfa Yükleniyor...
Bitmiyor. Bitmek bilmiyor. Bitmeden bir başka yerde başlıyor. Ateşin Çocukları nereye yetişsin. Yamanlar’a mı, Tire’ye mi, Bayındır’a mı, Urla’ya mı, Çeşme’ye mi yoksa Menderes’e mi? Göz göre göre her yer yanıyor ama yetişemiyoruz. Ormanlarımız bitiyor.
Her sene aynı senaryo. Yanıyor, söndürülüyor, yardım kampanyası düzenleniyor, fidan ekiliyor, büyüyor ve tekrar yanıyor. Bunun yanı sıra ne fidan dikiliyor ne de bir kampanya düzenleniyor sadece “İMARA AÇILIYOR”. Daha ne kadar yer yanacak ne kadar ormanlık alanımız kalacak. Ya da şöyle mi sormalıyız. Ne zaman ormanlık alanları imara açmayı bırakacağız. Resmi Gazete’de yayınlanan 8650 nolu karar ile birlikte “Bazı alanların orman sınırları dışına çıkarılması…” dolaylı yoldan bu alanlara imara açılmasına zemin hazırlıyor. Bu durum, hem mevcut ekosistemimizi hem de gelecekteki yaşam alanlarımızı tehdit ediyor.
Daha yaklaşık 1 ay önce İzmir büyük orman yangını yaşamışken daha büyüğünü yaşıyor. Söndüremiyorlar. Önüne geçemiyorlar. Bu tür yangınlar, sadece ormanlarımızı değil, aynı zamanda ekosistemimizi de ciddi şekilde etkiliyor. Ormanlarımız yandıkça kuraklık geliyorum diye bağırıyor. Türkiye’nin dört bir yanı kuruyor ve bu durum, hem ekosistemimiz hem de yaşam kalitemiz açısından büyük bir tehlike oluşturuyor.
Yangınların önüne geçmeliyiz. Önlemleri arttırmalıyız. Yangınların önüne geçmek, sadece söndürme çalışmalarından ibaret değil. Önleyici tedbirler almamız şart. Ormanlara girişlerin kapatılması, sorunun çözümüne yeterli olmuyor. Daha sıkı denetimler yapılması, havadan ve karadan sürekli izleme yapılması gerekiyor. Yangınların başlıca nedenlerinden biri olan sigara izmaritleri gibi küçük ihlallerin önüne geçmek için, hem bilinçlendirme çalışmaları hem de denetimlerin artırılması elzem.
Ormanlarımızın korunması, sadece bir çevre sorunu değil, geleceğimizin de güvence altına alınması anlamına geliyor. Doğanın bize sunduğu bu önemli kaynakları korumak için birlikte hareket etmeliyiz. Aksi takdirde, her geçen yıl daha fazla ormanlık alan kaybedeceğiz ve bu durumun bedelini hepimiz ağır bir şekilde ödeyeceğiz.
Hep birlikte bilinçlenmeliyiz. Küçüğümüzden büyüğümüze, yaşıtımızdan yaşlılarımıza, kısacası dünyadaki herkesin bu konuda bilgi sahibi olması gerekiyor. Bilinçli bireyler olmalıyız ki, ormanlarımızı koruyabilelim ve büyük felaketlerin önüne geçebilelim.
Her birimiz, çevremizdeki küçük detaylara dikkat etmeliyiz. Çöplerimizi uygun şekilde atmalıyız ve camdan fırlattığımız izmaritler, cam şişeler gibi küçük ama tehlikeli atıkları ortada bırakmamalıyız. Ailecek keyifli vakitler geçirirken, küllerimizi yere dökmemeli ve herhangi bir kıvılcımın büyük bir alev topuna dönüşebileceğini aklımızda tutmalıyız.
Yol kenarında ya da herhangi bir yerde bir yangın başladığını gördüğümüzde, hemen 112’yi aramalıyız. Erken müdahale, yangının yayılmasını ve daha büyük zararlar vermesini önleyebilir. Bilinçlenme ve dikkat, ormanlarımızın korunmasında en önemli adımlardan biri. Hep birlikte, bu konudaki sorumluluğumuzu yerine getirelim ve geleceğimizi koruyalım.