Gerçeğin Peşinde Bir Ömür: Gazeteciler


  • Oluşturulma Tarihi : 21.07.2025 08:48
  • Güncelleme Tarihi : 21.07.2025 08:48

24 Temmuz, gazetecilik tarihimizin önemli dönüm noktalarından birini oluşturuyor. 24 Temmuz’a sayılı günler kala bu yazımda gazetecilerin yaşadıkları sorunlardan ve 24 Temmuz sürecinden bahsetmek istiyorum. 1908 yılında, İkinci Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte basına uygulanan sansürün kaldırılması, yıllardır bu tarihin “Gazeteciler ve Basın Bayramı” olarak anılmasına neden oldu. Ancak, bugünü yalnızca bir “bayram” olarak kutlamak, mesleğin karanlık yüzünü görmezden gelmek olur. Çünkü gazetecilik, her geçen yıl daha çok zorlaşan, daha fazla baskı altında tutulan bir meslek haline geldi. Bugün bu bayramı kutlayanlar, aslında bir mesleğin varlık mücadelesine de tanıklık ediyor.

Gazeteci dediğimiz kişi, yalnızca haber yazan biri değildir. O, toplumun vicdanıdır; görünmeyeni gösteren, duyulmayanı duyuran, konuşulamayanı dillendiren kişidir. Savaş meydanlarında, doğal afet bölgelerinde, protestoların ortasında, adliye koridorlarında hep o vardır. Ama çoğu zaman sesi bastırılmak istenir, gerçeği söylese bile susması beklenir.

Bugün bir gazeteci, gerçeği yazdığı için hapse girebilir. Bir haber, bir mahkeme dosyasına dönüşebilir. Sosyal medya paylaşımları bile suç sayılabilir. Kalemini satmayan, gerçeği eğip bükmeyen her gazeteci, bir hedef tahtasına dönüşebilir. Her gün, bu mesleği yapanlar, yalnızca halkı aydınlatmak değil, aynı zamanda kendi özgürlüklerini korumak için mücadele eder.

Gazetecilik, yalnızca ekranlarda gördüğümüz, okuduğumuz bir iş değildir. O haberlerin öncesinde saatler süren saha çalışmaları, kaynaklarla yapılan görüşmeler, risk alınarak gidilen uzak köyler, mahkemeler, protesto alanları vardır. Bazen gazeteciler, can güvenliklerini tehlikeye atarak, gerçeği dünyaya ulaştırmak için mücadele ederler.

Basın özgürlüğü, demokrasinin temel taşlarından biridir. Basının sustuğu yerde, karanlık büyür. Gazeteci konuşmazsa, halk susar. Halk susarsa, hakikat yok olur. Bu yüzden gazetecilik, yalnızca gazetecilerin değil, tüm toplumun meselesidir. Çünkü her bir gerçek, bir toplumun nefesidir; her bir haber, adaletin bir sesi, demokrasinin bir yansımasıdır.

24 Temmuz’u, yalnızca bir bayram olarak değil, bir direniş günü olarak anmak belki de daha doğru olur. Çünkü gazetecilik kutlanacak değil, korunması gereken bir değerdir. Her gün bir kalem savunulmalı, her gün bir gerçeğe sahip çıkılmalıdır.

Özgür basın için, korkusuz gazeteciler için, susturulamayan gerçekler için...

Kutlu olsun, tüm dirençli kalemlere!

 

Gerçeğin Peşinde Bir Ömür: Gazeteciler
Begüm Çatık
Yazarımız Kim ?

Begüm Çatık