Sayfa Yükleniyor...
Karl Marx Das Kapital’in hazırlıkları için kapandığı British Library’de zamanın İngiliz hükümetinin resmi bir belgesi karşısında neye uğradığını şaşırdı... Belgeye göre 12 yaşındaki çocuklar günde 14 saat, hafta izni olmadan köleler gibi çalıştırılıyor bunun karşılığında ancak karınlarını doyuracak kadar ücret elde ediyorlardı...
Das Kapital’deki sermaye karşıtlığının temelinde Marx’ın yaşadığı bu hayal kırıklığı eminim ciddi bir rol oynamıştır... Aradan geçen yaklaşık iki asırlık sürede emek/sermaye rekabetinde hatırı sayılır bir yol alındı... Sermaye sınıfının o dönemki kale gibi görünen ucuz emek inadında açılan her bir pencere Karl Marx’ın açtığı yoldan yürüyenlerin alın teriyle oluştu... Peki ya sonra?
Sonrasında işler hafiften yoldan çıkmaya başladı... Sermayenin kapital gücüne karşı sayısal çoğunluğuna güvenen işçi kesimi ‘Sendika’yı keşfetti... Beyazların Amerika’yı keşfi gibi başta heyecan yaratan bu gelişim kısa zamanda sadece belli kesimin çıkarına dönüşen bir sürece yol açtı...
Ve sonuç? Çiğli Belediyesi’nde imzalanan toplu sözleşme ne işçinin yararınadır ne de belediyenin... İşçi alamayacağı rakamlarla, belediye veremeyeceği rakamlarla ‘emek/sermaye’ çekişmesini Çiğli halkının kucağına koyup kendi köşesine çekilmiştir... ‘Emek en yüce değerdir’ lafları kulağa hoş gelse de geçerlilik payı olmayan laf cambazlığından başka bir şey değildir...
Çünkü hiçbir belediye ‘olayın ‘sermaye’ kısmını temsil etmez... Çünkü hiçbir belediye ‘kar peşinde koşan, para basan, kapital hedefiyle yola çıkan kurum değildir... Belediye başkanına Şehr-i Emin denmesinin temel sebebi söz konusu makamın emanetçi olduğu gerçeğidir... Halktan toplanan paranın hizmete dönüşmesinden başka bir amacı ve işlevi yoktur ve olamaz... Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü üçüncü yıl için ‘Üfe+Tüfe+2’ kararını imza altına aldığı andan itibaren belediyenin en geç üç yıl içinde iflas bayrağı açacağını peşinen kabul etmiş demektir...
Enflasyonun yoldan çıktığı bir ülkede, üstelik Üfe+Tüfe diyebilmek için insanın çıldırmış olması gerekir... Utku Gümrükçü kendi şirketinde bu türden tek bir sözleşme imzalayabilir miydi? Kendi şirketlerinde vermeyeceğiniz, veremeyeceğiniz paraları hangi gerekçeyle emanetçi olduğunuz kurumlar için güle oynaya verebiliyorsunuz diye sormazlar mı insana? CHP’i belediyeler kendi elleriyle yarattıkları canavarın kurbanı olacaklar... Bu rakamlarla hiçbir belediye döndürülemez...
Belediye başkanlarının ‘benden sonra tufan’ mantığıyla gelebilecekleri son durak Çiğli Belediyesinde atılan toplu sözleşme rakamları olabilir... Yazık ediyorsunuz güzelim kente...