Sayfa Yükleniyor...
Merhaba sevgili okurlar. Bugün sizlere ‘Harf Devrimi’ konusundan bahsedeceğim. Osmanlı Devleti son yıllarında, içinde bulunduğu sıkıntılı süreçten ötürü eğitime ödenek ayıramamış ve eğitim konusunda son derece yetersiz kalmıştı. Bu nedenle Osmanlı Devleti’nde halkın okuma yazma bilme oranı yüzde 5 – yüzde 10 arasında kalmıştı. Okur yazar olan halkın bir kesimi de genellikle büyük şehirlerde ikamet etmekteydi. Özellikle İstanbul bu konuda başı çekiyordu.
Cumhuriyet ilan edildikten sonra her alanda bir yenileşme harekatı başlamıştı. Osmanlı Devleti’nde meydana getirilemeyen ve eksik kalan işler tamamlanmaya çalışılıyordu. Bunlardan birisi de hiç şüphesiz eğitim konusuydu. Okuma yazmanın hızlıca öğrenilebilmesi adına çalışmalar yapılmaktaydı. Eğitim 1928 yılına kadar Arap alfabesi ile sürdürülmekteydi. Ancak Arap alfabesi son derece zorlu olduğundan hızlı biçimde okuma yazma öğrenmek mümkün değildi. Ayrıca modern devletlerin hepsi Latin alfabesi kullandığından, modern devletlere de ayak uydurmak gerekiyordu. Bu nedenle 1 Kasım 1928’de Yeni Türk Harfleri kabul edildi. Latin harfleri direkt olarak alınmamış “ı, ş, İ, ğ” gibi harfler de Türkçeye uygun olarak alfabeye eklenmiştir.
Latin alfabesine geçildikten sonra ilk etapta öğretmenler Latin alfabesini öğrenmişlerdir. Bunun için son derece hızlı bir çalışma yürütülmüştür. Öğretmenler Latin alfabesini öğrendikten sonra eğitim kurumlarında Latin alfabeleri öğretilmeye başlanmıştır.