Sayfa Yükleniyor...
Sevgili İLKSES okurları. Bugün sizlere Kıbrıs hususundan bahsedeceğim. Kıbrıs adası Akdeniz için oldukça stratejik bir noktada bulunmaktaydı. Venedik bir tüccar devleti olduğundan Kıbrıs oldukça önemli bir konuma sahipti. Hem stratejik bir noktada bulunmasıyla hem de verimli toprakları sayesinde Kıbrıs, Osmanlı Devleti’nin ele geçirmek istediği noktaların başında geliyordu. Zira Kıbrıs adası, Osmanlı’nın Akdeniz’deki güvenliğini tehdit eden unsurlardan bir tanesi olma özelliğine sahipti.
Kıbrıs 1489 yılından beri Venedik’in elinde bulunuyordu. Venedik için oldukça önemli bir konumda bulunan Kıbrıs, oldukça büyük bir gelir kapısı olma özelliğini barındırıyordu. Bu özellikler aynı zamanda Kıbrıs’ın bir hedef haline gelmesine yol açmaktaydı. Osmanlı Devleti Avusturya ile yaptığı antlaşma neticesinde savaşlara ara vermişti. Bu sayede Osmanlı Devleti dikkatini tamamıyla Kıbrıs Adasına verebilmiştir. Şeyhül İslam’dan alınan fetva sonucunda savaş hazırlıklarına başlanacaktır. Kara birliklerinin başına Lala Mustafa Paşa getirilirken, donanmanın başına ise Müezzinzade Ali Paşa getirilecektir.
27 Haziran 1570 tarihinde Osmanlı donanması, Kıbrıs üzerine harekete geçer. İlk etapta Nicosia ve Kyrenia kalesi ele geçirilecektir. Son direniş merkezi ise Famagusta olacaktır. Famagusta’daki direniş yaklaşık bir sene sürecektir. Zira ada tamamen kuşatılamadığından, Famagusta’ya yiyecek ve asker yardımı gönderilebilmektedir. Mayıs 1571’de Osmanlı Devleti yoğun bir top ateşi başlatacaktır. Cephanesi tükenen Venedikliler 6 Ağustos 1571’de adayı Osmanlı Devleti’ne teslim etmişlerdir. Ada alındıktan sonra Hıristiyan halkın, adada yaşamaya devam etmesi karar alınır ve Venedikli askerlere evlerine dönme özgürlüğü verilir. Müslüman esirlere işkence yapan Kale Komutanı Bragadin ise idam edilecektir.