Sayfa Yükleniyor...
10 Nisan 1845 tarihinden bu güne kadar huzur ve düzenin sağlanması ve vatandaşların güvenli bir şekilde hayatlarını sürdürebilmeleri için görev yapan Polis teşkilatımız, 10 Nisan’da kurulduğu için her 10 Nisan günü Polis Günü, Polis Bayramı olarak kutlanır.
2021 yılının sonlarında dolar kuru 18 TL’yi görmüş ve hemen her şey zamlanmıştı. Ama ne hikmetse dolar bir gecede nasıl olduysa 14-12 aralığına kadar düştü.
Özellikle yazar ve şairlerin imza etkinlikleri düzenleyerek çok mutlu olduklarını düşündüğüm kitap fuarlarını deneyimleme şansı buldum.
Hepimiz yaşlı kadının nasıl taksilere alınmadığını gördük. Aslında neler yapılması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Ama buradan da neler yapmak gerek o taksicilere yazmaya gerek yok.
21-26 Mart Orman haftası. Belki de en önemsediğim haftalardan biri. Orman…
Tüm dünyanın parmak ısırdığı öyle bir zafer kazandı ki atalarımız, bu zaferi anlatacak kelimeler bulamıyorum. Tarih sayfalarında en önemli yere sahip bu zafer 18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ. Tam 107 yıl geçti. Bu yıl Çanakkale Zaferinin 107. yılı kutlamaları, savaşan askerlerimizin, savaşan vatandaşlarımızın anma törenleri yapılacak, daha nice yüz yıllar bu zafer kutlanacak ve anılacaktır.
Erdemlerin en önemlisi, ahlaki davranışların en başında gelen adaletli olmaktır. Çevremize adaletli davranmaktır. Adaletli davranışlar sergilersek başkalarından da kendimize adaletli davranmalarını beklemek en doğal hakkımız. Bu her zaman gerçekleşiyor olmayabilir. Ancak biz adaletli olmaktan asla vazgeçmemeliyiz.
Kamu yararı öne sürerek zeytinliklerin katledilmesinin mutlaka önüne geçilmeli.
8 Mart dünya kadınlar günü veya 8 Mart dünya kadın emekçiler günü adı altında 1910 yılından beri kutlanmaktadır. Neden 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanıyor diye kendi kendimize sorduğumuzda yapacağımız kısa bir araştırma ile şu bilgilere ulaşabiliyoruz. Amerika’da haklarının arayan 40 bin kadın kokuma işçisi bir tekstil fabrikasında başlattıkları grevde çıkan yangın sonucu 129 kadın işçi can vermiş bu olay 8 Mart 1857’de meydana gelmiştir.
Harika bir kitap okuma şansı buldum. Sevginin Pusulası…
Ülkemizde meydana gelen yüksek fiyatların vatandaşlar üzerinde etkisini hepimiz fark ediyoruz. İnanılmaz derecede fiyat artışlarını hepimizi yaşıyoruz.
Birçoğumuz yalan söylemedik diyemeyiz. Hemen hepsinin de beyaz yalan olduğunu ifade ederiz. Hepimizin başına gelmiştir. Hepimiz bilerek veya bilmeyerek yalanlar söylemişizdir. Öyle değil mi?
Kitaplar öğrenciler ile buluşsun…
İnsan gerçekten kendini geliştirebilme ve öğrenebilme yeteneği ile dünya üzerindeki canlılardan farklıdırlar.
Odamız, Yatağımız, Yastığımız, Tabağımız, Bardağımız, Kaşığımız, Cüzdanımız, Terliğimiz, Havlumuz, Telefonumuz, Radyomuz, Televizyonumuz, Derdimiz, Neşemiz, Sevincimizin hepsi birdi Kısaca, biz bir aileydik ve birlikte yaşıyorduk.
Tüm bunlar aslında, ortak bağlarımızın değerleriydi.
Şimdi ise, hepimizin,
Yatağı, Yastığı, Tabağı, Bardağı, Kaşığı, Telefonu, Bilgisayarı, Cüzdanı, Hesabı, Derdi, Neşesi, Sevinci, Sıkıntısı, tamamen özelleşmiş ve ayrılmış durumda... Hanım mutfakta... Çocuklar kendi odasında... Baba, Tv karşısında.
Aramızda ki, ortak bağlar, paylaşımlar azaldıkça, aile bağları çözülmeye, gevşemeye ve dağılmaya başladı, boşanmalar, intiharlar, evden kaçmalar çoğaldı.
Aile kavramı öyle küçüldü ve daraldı ki, aile bireylerinin her biri kendi başına birer çekirdek aile oldular adeta...
Bana kimse karışamaz türündeki Hür ve Özgürlük anlayışı, ailelerimizin içine kadar girince, anne-babanın evlatlarına, öğretmenin öğrenciye, yaşlının küçüğe sözü geçmez oldu...
BİZ yerine, BEN kavramı hakim olunca, dağılan ailelerin durumu ortada...
Umut ve Çaresizlik bu ya...
Halen kendimizi bir aile gibi sanıyoruz.
Parçalanmış Aileler... Dağılan yuvalar, uyuşturucu, intiharlar...
Tüm bunlar bizlere,
Evet her ilimize değil bundan sonra sanırım her köye bir üniversite açılırsa hiç ama hiç şaşırmam.
Bugünkü köşe yazımda sizlere zaman olarak küçük, maneviyat olarak büyük olan, gerçekleştirdiğim bir ziyareti anlatmak istedim.
Bazen bir işe kalkışırsınız. Düşüncelerinizi paylaşırsınız. Destekleyenler olduğu gibi elbette desteklemeyenlerde olacaktır.
Yazarlar ve Şairler Dayanışma Derneği. YAZŞA-DER Genel Merkezi İzmir olarak resmi olarak kuruldu.
Sanırım şimdiki adı ile İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü, İzmir İl Müdürlüğü.
Kurulacak olan dernek hakkında bilgilere bu günkü köşe yazımda da yer vermek istedim. Ocak ayı içinde kuruluşunun tamamlanacağı YAŞA-DER hakkında tüm açıklamalara yer vermek istiyorum.Daha önceki köşe yazılarımda derneğin neden kurulduğu ve ne gibi çalışmalar yapacağı konusunda bilgiler vermeye çalıştım. Sorunlar ve sorunların çözümleri hakkında iki köşe yazısı yazdım. Bugünkü köşe yazımda da bu çalışmalar dışında dernek neler yapmayı, üyeleri için neler sunmayı planlamış onlara yer verelim istedim.
Bir önceki köşe yazımda Yaşa-Der hakkında tanıtıcı bir yazı yazmıştım. Yaşa-Der isimli derneğin kurulması hakkında fikrin nereden doğduğunu, neden böyle bir ihtiyaç hasıl olduğunu belirtmiştim. Bu yazım hakkında olumlu geri dönüşler aldım. Birçok yazar ve şair arkadaşımız yazmış olduğumuz, yazımda da belirttiğim sorunlar ile karşılaştıklarını ifade etti.
Bir müddet gazetemin bana ayırdığı bu köşede yeni kurulacak olan dernek hakkında bilgi vermek istiyorum.
Son günlerde televizyonlarda haber olarak en çok gördüğümüz köpek cinsi Pitbullar.