Sayfa Yükleniyor...
Son üç ayda dolar 8,5 TL den 18,50 TL gibi bir rakama ulaştı. Türk lirasının inanılmaz bir değer kaybı ile karşı karşıya kaldığını hepimiz gözlerimizle gördük. Vatandaş olarak bizlerin elinden gelen bir şey yoktu. Parasının değerini korumak isteyenlerde dolar almaya devam ettiler.
*****
Hiçbir ülke parasının bu kadar hızlı değer kaybetmesine göz yumamazdı. Vatandaş olarak bizlerde paramızın değer kaybetmesine sadece seyirci olabildik. Bazıları dış güçler dedi, bazıları belli bir kesimin oyunu, faiz, enflasyon… vb. gibi, sadece dinledik. Elimizden gelen bir şey yoktu.
*****
Cumhurbaşkanının dolar endeksli, kur yükselişinin getireceği farkın ödeneceğini ve bankalara Türk Lirası olarak mevduatlarının yatırılması sistemini halka anlatana kadar. Evet o günden sonra dolar 18 TL’nin üzerinde 13 TL ye oradan da, yazımı yazarken dolar kuruna baktım. 11,75’e düştü. İnanılmaz bir düşüş gerçekleşti. Bu Türk Lirasının değer kazancı olarak görünmesinden dolayı büyük bir mutluluk verdi.
*****
Şimdi gelelim sorularıma. Bu soruları halk arasında konuşulduğu için yazıyorum. Kafama çok taktığım için cevaplarını bulamadığım için. Umarım yetkililer bu konuda da açıklama yapacaklardır.
1.Dolar 18 Türk Lirasının üzerindeyken açıklanan bu kur artışın farkını garanti eden mevduat paketi neden daha önce uygulanmadı. Yani neden 18 TL’nin üzerine çıkması beklendi de 1 mesela 15 TL de yapılmadı. Belki o zaman yapılmış olsa 6 TL. etkisi ile dolar kuru 9 TL’ye iner miydi.
2.Dolar kuru 18 TL sının üzerine çıktı diye her ürüne saat başı zamlar yapıldı. Enflasyon demek ki birlikte arttı. Yani kurun artışı esnasında bile raflarda fiyatlar hemen değişti. Peki şimdi kur aşağıya 6 Türk Lirası geri geldi. Hiç fiyatlarda düşüşler görmüyoruz. Bu neden sağlanmıyor. Neden ciddi cezalar gelmiyor. Vatandaş halen enflasyona ezdirilmiyor mu?
3.Bu dolar kurunun yükselişinin Türk Lirası mevduatını etkilemeyeceğini, en az 3 aylık vade ile hesap açıldığında vade sonu dolar kuru faizden yüksekse aradaki farkın devlet garantisi ile ödeneceği. Buraya kadar tamam, ama hesaplar açıldı. Üç aylık dönem içinde döviz yükselişlerinin ortalaması mı alınacak, yoksa vade süresinin bittiği günkü döviz kuru üzerinden hesaplama yapılarak, faiz üzerinde ise fark mı ödenecek?
Tüm bu sorulardan daha önemlisi, benzin, mazot ve LPG zamları değil mi? En çok konuşulan konuların başında akaryakıt fiyatları. Döviz kuru yükseldiğinde devamlı yükselen fiyatları neden döviz kuru ile birlikte düşmüyor. Vatandaş bu düşüşten neden faydalanamıyor.
*****
Düşüşün kazanımları vatandaşa nasıl yansıyacak. Henüz bu görülmedi. Evet sabır gösterip beklemek gerekli, ancak günlük, hatta saatlik fiyat etiketlerinin değiştiğini gören vatandaş haklı olarak döviz kurunun bu hızlı düşüşünü etiket fiyatlarında da görmek istiyor.
*****
Döviz kuruna bağlı yükselişlerin garanti edildiği bu sistemi her kim akıl ettiyse gerçekten çok zeki biri olduğunu düşünüyorum. Söylediğim gibi keşke daha önce döviz 18’lere çıkmadan bu yapılsaydı da fiyatlar bu kadar yükselmeden müdahale edilmiş olsaydı. Şimdi sabırla fiyatların düşmesini Türk Lirasının hak ettiği değeri bulmasını bekleyeceğiz. Esas olan devlet, millet, bayrak ve tabi ki Türk Lirası.