Katıldığım tüm kitap fuarlarında tespit ettiğim bazı konuları sizinle paylaşmak istiyorum. Sonrada yazar arkadaşlarımızın kendilerinin de biraz empati yapmasını rica edeceğim. Neden kitaplar yeteri kadar ilgi görmüyor (bazılarına göre satmıyor.)
Kitap fuarların genelinde özellikle ilköğretim, orta öğretim öğrencilerini fuar getiren ve çocuklara eşlik eden öğretmenlerin kitaplara dokunmamaları konusunda uyarıda bulunmaları. Yani çocukları kitap fuarında bile kitaplardan uzak durmaya yönlendiren öğretmenlerimiz var. Bunun tam tersi olması gerekmez mi? ‘Çocuklar, kitapları elinize alın, kapaklarını inceleyin, varsa yazarı ile sohbet edin’ gibi çocukları yönlendirmeleri gerekmez mi?
Elbette doğru olan çocukların kitapları incelemesi, kapaklara bakması, fikrini söylemesi vb. sıralayabiliriz. Öğretmenlerimizin bu davranışlarının doğru olmadığını söyledim. Şimdi yazar tarafından bakalım ve Öğretmenlerin çocuklara neden bu şekilde öneride bulundukları, kitaplardan ve yazarlarından uzaklaştırmaya çalıştıkları. Evet bunu da gözlemledim. Konu sadece öğretmenlerimiz değil. Yazar ve şairlerin de kısmi hataları var. Neler mi?
Öncelikle bir yazar ve şair enflasyonu olduğunu belirtmem gerek. Artık parayı veren herkes yazdıklarını kitap haline getirebiliyor. Kitabı olan kişi yazar ise onlarda yazar sınıfına dahil oluyorlar.
Ancak bazı yazarlar gerçekten bu dünyada bir eseri bulunsun istiyor. Bir sosyal mesaja değinmek istiyor. Edebiyata katkı sunmak istiyor. Çalışmalarını bu gibi sebeplerle kitaplaştırıyor. Bence gerçek yazar olduklarını düşündüğüm sınıf bu sınıf yazarlar.
Birde her ne olursa olsun yazdıklarını kitap haline getirerek kitap satma savaşına girişenler var. Ben biraz burada bu arkadaşların yazarlıkları konusunda düşünceliyim. Pek katılamıyorum onlara. Bu yazar grubuna girenler yazdıkları kitapların içerikleri ile değil, fuar ve kitap etkinliklerinden her önüne gelene kitap satma savaşı ile tanınıyorlar. Zaten her yerde bu tip yazarlar göze batmakta ve gerçekten eser bırakmak için emek veren yazarlar tarafından kınanmaktadırlar. Sadece kitap satmak ve para kazanmak isteyenlerin kendilerince haklı sebepleri olabilir saygı duyarım. Ancak işte bu arkadaşlar hiçbir yaş grubu gözetmeden sadece kitabının satılmasını birinci öncelik gördüklerinden, öğretmen arkadaşlarımızın da bu davranışları tespit ettiklerinden bazı kitap stantlarından öğrencileri uzaklaştırmaktalar.
Yani bir korku romanı yazarının, ilköğretim okulunda öğrenci olan bir çocuğa kitabını imzalamaması gerektiğini söylemek istiyorum. Daha okumayı öğrenmemiş bir çocuğa siz 200 sayfa şiir kitabını satmaya kalkarsanız bu etik olmaz. Siz sadece kitabın parasını almaya çalışıyor olursunuz. Bu bence yazarlık değil. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün ancak yeterli olduğunu düşünüyorum. Umarım hem yazarlarımız hep öğretmenlerimiz konuyu anlamışlardır.
Yazarlarımız eserlerini mutlaka uygun yaş grubu öğrencilere imzalamalı, yaş grubu uygun değilse başka bir kitaba yönlendirmeli, işte gerçek yazar bu davranışları sergilemeli. Öğretmenlerimizden de ricam, lütfen fuarlarda çocukları rahat bırakın kitapları incelesinler yazarları ile sohbet etsinler.
Kitap okumadan geçen her gün bir kayıp. Bol bol okumalı her gün birkaç sayfada olsa okuyarak okuma alışkanlığı edinmeli veya okuma alışkanlığımızı geliştirmeliyiz.