Sayfa Yükleniyor...
Fiziksel aktivite sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmenin önemli bir bileşeni olarak kabul edilmekte ve bireyin yaşam kalitesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Düzenli fiziksel aktivite yalnızca fiziksel sağlığa katkıda bulunmakla kalmayıp, aynı zamanda bireyin psikolojik (ruhsal) sağlığını ve yaşam kalitesini geliştirmek adına da önemli bir rol oynamaktadır. Bu konuda yapılan birçok bilimsel çalışma, fiziksel aktivitenin metabolik sağlık yaşam kalitesi üzerindeki olumlu etkileri incelenerek, düzenli egzersiz alışkanlığının bugünün dünyasında sıklıkla görülen stres ve kaygının giderilmesi üzerinde olumlu katkılarına dair önemli kanıtlar sunmaktadır.
Fiziksel aktivite, enerji harcaması gerektiren iskelet kasları tarafından üretilen herhangi bir bedensel hareket olarak tanımlanabilir. Yaşam kalitesi ve düzenli fiziksel aktivite alışkanlığı arasındaki olumlu ilişkiyi konu alan klinik araştırmalarda, düzenli egzersiz alışkanlığının, özellikle ileri yaşlarda ciddi sağlık risklerden olan obezite, osteoporoz (kemik erimesi), kardiyovasküler (kalp ve damar) hastalıklar, hipertansiyon, kas ve iskelet sistemi problemleri, diyabet (şeker hastalığı) gibi kronik hastalıklar için etkin bir tedavi yöntemi olabileceği vurgulanmaktadır. Tüm bu olumlu sağlık katkılarına ek olarak, düzenli egzersiz alışkanlığı, sosyo-psikoljik destek, azalmış depresyon ve kaygı semptomları (bulguları), daha iyi bilişsel işlev ve gelişmiş uyku kalitesi ile ilişkilendirilmektedir.
Yaşam kalitesi, fiziksel, ruhsal ve bilişsel sağlık, aktif ve olumlu sosyal ilişkiler ve çevresel faktörlerle uyum içinde olmak gibi çeşitli boyutları kapsar ve genellikle bireylerin yaşamlarının farklı yönlerinde kendi memnuniyetlerini derecelendirdikleri öznel değerlendirmeler yoluyla ölçülür. Yaşam kalitesi, fiziksel aktiviteyle ilişkili olarak dikkate alınması gereken çok önemlidir çünkü düzenli egzersiz yapmak hem fiziksel hem de ruhsal sağlık üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle kişinin kendi adına algıladığı daha yüksek yaşam kalitesiyle yakından ilişkilidir.
Bilimsel çalışmalardan elde edilen kanıtlar detaylı olarak incelendiğinde, gülük yaşam temposunda fiziksel açıdan aktif bir yaşam tarzını benimsemiş ve düzenli egzersiz alışkanlığını kazanmış olmanın; duygusal stresin neden olduğu kaygı seviyelerini azaltıp, yaşam kalitesini artırmakta olduğu fikrini desteklemektir. Bu genel saptamaya ek olarak, bu araştırmalarda, düzenli egzersiz alışkanlığı olan bireylerin stresli durumlarla karşı karşıya kaldıklarında bile daha düşük kaygı seviyeleri yaşadıkları özellikle vurgulanmaktadır. Günlük yaşam temposu içinde yaşanan stresin, düşük kaygı seviyesine neden olması da fiziksel aktivitenin, doğal ağrı kesiciler olarak bilinen endorfinleri serbest bırakarak stres seviyelerini azaltmada rolü olabileceği ve endorfin hormonun da kaygı veya depresyon duygularının azalmasında ve psikolojik (ruhsal) yapıyı olumlu anlamda destekleyebileceği öngörülmektedir.
Bireyin yaşam kalitesinin artmasıyla doğrudan ilişkili olduğu vurgulanan düzenli fiziksel aktivite alışkanlığı, bireylerin sadece metabolik sağlıklarını korumak için değil ama aynı zamanda; son yıllarda yaygınlaşan hareketsiz yaşam nedeniyle görülme sıklığı artmakta olan aşırı kilo, obezite ve bu problemlere bağlı olarak gelişen birçok kronik hastalığın önlenmesi ve tedavisi için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, sağlıklı bir yaşam tarzı olarak aktif kalmaya özen göstererek, düzenli bir fiziksel aktivite planlamasının toplum sağlığına çok büyük katkı verebileceği vurgulanmaktadır. Tüm bu bilimsel bulguların ışığında, fiziksel aktiviteye düzenli katılımın teşvik edilmesinin, sadece bireylerin fiziksel ve metabolik sağlık seviyelerini geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda bireylerin kendilerine yönelik genel bakış açılarını da geliştirerek, özgüven ve özsaygı düzeylerinde artış sağlanabileceği ve böylece bireylerin hedeflemiş oldukları yaşam kalitesine ulaşmalarına olumlu katkıda bulunacağını öne süren önemli bulguların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sonuç olarak, aktif bir yaşam tarzının benimsenerek, düzenli egzersiz alışkanlığının hayata kazandırılmasının; yaşam kalitesini büyük ölçüde arttırarak, fiziksel, ruhsal açıdan olarak önemli faydalar sağlayabilmesiyle, bireyin yaşam kalitesini geliştirebileceği konusunda varılan fikir birlikteliği, toplum sağlığı açısından fizik aktivite alışkanlığının teşvik edilmesini gerekli kılmaktadır.