Sayfa Yükleniyor...
Her bireyin kendine özgü bir DNA yapısı olması nedeniyle, bireylerin birbirlerinden çok farklı biyolojik davranışlar ve sistemik reaksiyonlar göstermesi son derece doğaldır. Son yıllarda genetik biliminde yaşanan gelişmeler, fizyolojik anlamda birçok bilinmeyen noktayı açığa kavuşturabilmeyi hedeflemektedir. Tedavisi tıbben mümkün olmayan bazı kronik hastalıklar, hipertansiyon (yüksek tansiyon), obezite problemi, Tip 2 diyabet (şeker hastalığı), hiperlidemi (kan yağlarındaki artış) vb. metabolik problemlerin genetik bilimin gelişmesiyle, daha etkin tedavi yöntemleriyle çözülebileceği öngörülmektedir. Zaman içinde, genetik bilimi, spor bilim dünyasına da önemli yenilikler getirmeye başlamış, sportif performansla genetik yapı arasındaki ilişkilerin ortaya çıkarılabilmesi hedeflenmektedir. Fiziksel performans açısından, sporcuların kas gücü, yorgunluk düzeyi ve egzersize adapte olma, antrenmanlara uyum konusunda bazı önemli genlerin varlığı keşfedilmiştir. Son yıllarda yoğun olarak sürdürülmekte olan bu bilimsel araştırmalarda, obezite ve atletik performans üzerindeki etkisini olduğu düşünülen 200’den fazla genetik yapının fiziksel performansı ve kilo dengesini etkilediği gözlemlenmiştir.
Atletik performansın kalıtsal faktörlerle ilişkili olduğu bir gerçek olduğundan yola çıkarak, son yıllarda yapılan araştırmalarda, kuvvet, esneklik, koordinasyon, dayanıklılık vb. sportif performans faktörlerinin, sporcuların genetik yapısıyla bağlantılı olduğunu gösterebildiler ve ‘‘spor genetiği’’ olarak da tanımlanabilecek olan yeni ortaya çıkan bir alanda, spor ve genetik bilimin ortak çalışmaları başlamış oldu. Sporda genetik altyapı özellikle kuvvet, dayanıklılık, kas kitlesi, kas liflerinin tipi ve oranları ile akciğer kapasitesi üzerinde büyük etki göstermektedir. Özellikle dayanıklılık sporları için gerekli olan kardiyopulmoner (kalp ve akciğer sistemi) kapasitesi üzerindeki etkisi olduğuna dair önemli çalışmalar yürütülmektedir. Yapılmakta olan spor genetiği araştırmalarında, ayrıca sporcu metabolizmasının antrenmana, beslenmeye ve diğer çevresel faktörlere nasıl ve ne şekilde cevap vereceğinin de belirlenebilmesi amaçlanmaktadır.
Genler, sportif performans açısından büyük bir önem taşıdığı için, sporda alt yapı çalışmaları, uygun branş için sporcu seçimi, antrenmanlara uyum özellikleri açısından, genetik araştırmalar, fiziksel performans düzeylerini belirleme ve geliştirme adına spor bilim dünyasında önemli gelişmeler sağlayabileceği öngörülmektedir. Performans ile ilişkili genler ve bu genlerin fiziksel performans üzerindeki etkileri açığa kavuşturuldukça, genetik bilimindeki ilerlemelerin, sportif performansın belirlenmesi ve geliştirilmesi adına önemli katkılar sağlayabileceği düşünülmektedir. Spor genetiği araştırmalarda, genetik biliminin, spor bilim dünyasında nasıl kullanılacağını, fiziksel performansın belirlenmesi ve geliştirilmesi adına nasıl etkilere yol açacağını ayrıntılı olarak ele alınması da büyük önem taşımaktadır.
Genetik yapıyla, çevresel etmenlerin ilişkisini inceleyebilmek için çevresel faktörlerin de genetik yapının da ayrı ayrı ele alınmasının yanı sıra; birbirlerine karşı olan etkileşimleri de göz ardı edilmeden incelenmektedir. Sporcular üzerine yapılan genetik çalışmalarda, kalıtsal olarak nesiller arası geçiş özellikleri değerlendirilmektedir. Aynı zamanda, sportif performans açısından benzer sporcu gruplarının gen haritaların benzerlikleri değerlendirilerek, fiziksel performansı benzer olan sporcularda ortak olan gen yapılarının varlığı araştırılmakta ve bu araştırmalar sonrasında, fiziksel performans özellikleri üzerinde belirgin etkisi olduğu düşünülen genlerin ayrıntılı olarak değerlendirilmektedir. Böylelikle, sporcuların, fiziksel performans özelliklerine etkisi olduğu düşünülen aday genler saptanabilmekte ve incelenecek olan fiziksel performansa etkili olan aday genle ilgili gen haritası çalışmaları sonucu elde edilen genetik yapı bilgileri değerlendirilmektedir.
Spor genetiği alanında yapılan çalışmalarda, sporcunun genetik altyapısının sadece sporda üstün olabilmek için gerekli potansiyeli belirlediğini ancak bu sporcunun, üst düzey fiziksel performans için gerekli genetik potansiyele sahip olsa bile, sağlıklı yaşam tarzı veya yeterli antrenman programıyla, sportif başarı sağlayabileceği vurgulanmaktadır. Üst düzey sportif genetik potansiyele sahip olan bir sporcunun, ancak sağlıklı, düzenli bir yaşam tarzı, doğal, dengeli beslenme düzeni ve planlı antrenman programıyla, üstün bir fiziksel performans sergileyebilmesinin mümkün olacağı gözden uzak tutulmamalıdır.