Sayfa Yükleniyor...
Her kadın hayatı boyunca menapoz, osteoporoz, obezite, hipertansiyon, tip 2 diabetes mellitus (şeker hastalığı), kardiyovasküler (kalp ve damar sistemi) sistem hastalıkları ve kanser başta olmak üzere çok çeşitli hastalıklara yakalanma riskleriyle karşı karşıyadır. Bütün bu görülmesi olası sağlık problemlerinde, spor koruyucu ve tedavi edici özelliklere sahiptir ve her hastalığa özel egzersiz reçeteleriyle, sporun kadın sağlığı üzerindeki olumlu etkileri adına çok önemli başarılar sağlanmaktadır.
Sportif aktiviteler, kadın sağılığı açısından, vücudun dengeli, estetik görünümlü ve sağlıklı olması için yapılan; vücutta organik, fizyolojik ve psikolojik değişiklikler oluşturan hareketlerin bütünü olarak tanımlanabilir. Sağlıklı ve formda kalabilmek için, düzenli, bilinçli ve uygun planlanmış bir egzersiz programını hayata geçirmek şarttır.
Artan yaşla birlikte zayıflama eğilimine giren kemik ve kas gücü spor yaparak geri kazanılabilir veya en azından ortaya çıkabilecek olan kayıp engellenebilir. Genel tanımıyla kemik erimesi olarak da adlandırılan osteoporoz, en sık görülen kemik hastalığı olmakla birlikte ve yaşam süresinin uzaması ile her geçen gün daha da önem kazanan bir sağlık problemi haline gelmiştir. Özellikle osteoporozla (kemik erimesi) başlayan kemik kütlesindeki kayıpların korunması için, fiziksel aktivitelerle mekanik kuvvetlerin iskelet üzerine uygulanması olumlu sonuç verecektir. Osteoporoz gelişimini önlemek adına, kemik yoğunluğunda ve kasların esnekliğinde en belirgin gelişmeyi sağlayan sportif faaliyetler yürüyüş, jogging ve koşma olarak sayılabilir.
Yaşlanmayla birlikte görülme sıklığı artan bir diğer kronik sağlık problemi de obezitedir. Obezite, kadın sağlığını tehdit eden bir sorundur ve eğer uygun tedavi yöntemleriyle kontrol edilmezse, birçok ölümcül hastalığa yol açabilmektedir. Bununla birlikte, obezite kadının fiziksel sağlığına verdiği zararların yanı sıra psikolojik hasarlara da neden olabilmektedir. Gerek sosyal hayatın adaptasyonunda çekilen güçlüler olsun gerek yaşam standardındaki olumsuz değişimler, obezite sorunu yaşayan bireylerde bazı ciddi sosyopsikolojik sorunlara da neden olabilmektedir.
Ancak düzenli spor alışkanlığı ve sağlıklı beslenme yöntemleriyle, obeziteyi önleme ve tedavi edebilme olasılığı daima vardır. Fiziksel aktivite ve doğru beslenmenin birlikte, obezite riski taşıyan kadınların yaşam kalitesini arttırmak ve obeziteyle ilişkili diğer metabolik sorunların (kardiyovasküler hastalıklar, tip 2 diyabet, hipertansiyon, osteoporoz, metabolik sendrom, depresyon ve kanser vb.) ortaya çıkmasını engellemek mümkündür. Ülkemizde profesyonel veya amatör sporcu olarak veya sadece sağlıklı yaşam amacı için, her yaşta spor yapan kadınların sayısının hızla artması dileğiyle, ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ kutlu olsun.