Sayfa Yükleniyor...
Son yıllarda kalp sağlığı ve egzersiz ilişkisi konusunda birçok araştırma yapılmaktadır. Kalp sağlığı konusunda sorun yaşayan bireylerin düzenli egzersiz alışkanlığından uzak olması, bu bilimsel araştırma çalışmalarının ortak bir paydası olarak göze çarpmaktadır.
Kalp sağlığını olumsuz etkileyen faktörlere kısaca bir göz atmak gerekirse, sigara alışkanlığı, fazla kilo veya obezite, doğal ve dengeli olamayan bir beslenme alışkanlığı, uyku düzenin bozuk olması ve yetersiz uyku süresi, fiziksel olarak aktivite azlığı ve genetik yatkınlık gibi faktörlerin kalp sağlığı ile çok yakından ilişkili olduğu dikkati çekmektedir. Bütün bu faktörlere ek olarak, psikolojik sağlık ve kardiyovasküler (kalp ve damar sistemi) sağlık arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmaların sonuçları da oldukça dikkat çekicidir. Bu klinik araştırmalarda, kalp sağlığının, psikolojik ruh sağlığı ile yakındanilişkili olduğu belirtilmekte ve özellikle, stresli yaşam koşulları, psikolojik açıdan yıkıcı etki göstermekle birlikte kalp sağlığını da olumsuz etkilediği de gösterilmektedir.
Düzenli fiziksel aktivite alışkanlığının, genel sağlığı ve duygu durumunu geliştirmesi nedeniyle stresle mücadele konusunda oldukça etkin bir tedavi sağladığına dair önemli bulgular saptanmıştır. Ancak egzersizin doğrudan stresi azaltan bazı faydalarının varlığı sıklıkla ve öncelikle; endorfin hormonun salgılanmasını arttırmasıyla izah edilmektedir. Fiziksel aktivite, beyinden salgılanan endorfin adı hormonunüretimini artırmaya yardımcı olduğu bilindiği için, düzenli yürüyüş, yüzme veya herhangi bir düzenli fiziksel aktivite alışkanlığı, bireyin duygu durumuna oldukça olumlu katkıda bulunabilmektedir.
Kalp sağlığı ve egzersiz alışkanlığı arasındaki ilişkiyi konu alan klinik çalışmaları inceleyen Nuriye Bayar’ın yaptığı araştırmalarda, çağımızın hastalığı olarak bilinen stresin kalp sağlığı için çok ciddi bir risk faktörü olduğu ve psikolojik bir yük olan stresin hafif ve orta şiddette düzenli fiziksel aktivite alışkanlığının kazanılmasıyla, kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılabileceği vurgulanmaktadır.
Stres ve olumsuz psikolojik yapının kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkisini ortadan kaldırabilmek için düzenli egzersizin önemli olduğu bilindiği gibi düzenli fiziksel aktivite alışkanlığının, bireysel özgüveni artırabildiği, ruh halini iyileştirerek hafif depresyon ve anksiyete belirtilerini azaltabildiği de gözden uzak tutulmamalıdır. Düzenli egzersiz ayrıca genellikle stres, depresyon ve kaygı nedeniyle bozulan uyku düzenini de iyileştirebilmesi nedeniyle, yoğun yaşamın getirdiğistres seviyesini azaltarak, olumlu bir duygu durum ortaya çıkarabilmektedir.
Sonuç olarak, kalp sağlığının korunması ve günlük stresin etkilerinden uzak sağlıklı bir yaşam için düzenli egzersiz alışkanlığı oldukça etkin bir yöntem olarak öne sürülebilir. Genel sağlık adına olumlu sonuçlar verebilmesi için egzersiz planlaması olarak, haftanın en az 3 veya 4 günü yapılacak ve haftada en az 150 dakikalık orta düzeyde fiziksel aktivite en sık önerilen yöntemdir. Bu egzersiz sürenin zamanla arttırılmasının, metabolik ve fizyolojik açıdan daha da büyük sağlık katkıları sağlayabilmesi de mümkün olacaktır.