Kilo Dengesinin Genetik Açılımı

Kilo dengesinin, zayıflık, şişmanlık gibi fiziksel özelliklerin, genetik bir aktarım ile doğuştan gelen bir kavram mı, ya da sonradan oluşan bir durum mu olduğu, önceden beri tartışılmış bir konu olmuştur. Son yıllarda gelişen genetik bilimi, obezite ve kilo dengesini etkileyen genleri tespit ettikçe, vücudun beslenmeye ve egzersiz programına verdiği fizyolojik tepkinin ölçülmesiyle birlikte, kilo kontrolü üzerinde etkili olan birçok faktörün DNA’lara kodlanmış olduğu ve genler tarafından kontrol edildiği gerçekliğini ortaya koymuştur.

Son yıllarda, kilo problemi, dünyanın her ülkesinde ve her yaş grubunda küresel bir pandemi olarak kabul edilmektedir. Aşırı kilo, birçok kronik hastalığın ortaya çıkma riskini artırırken, bireylerin yaşam kalitesini de düşürmektedir. Genetik yatkınlık, aşırı kilo alımın gelişmesinde büyük rol oynasa da, mevcut küresel obezite salgınında mutlak bir genetik bir temelin varlığından bahsedilemez. Son yıllarda beslenme ve yaşam tarzı temelli yaşam koşullarında meydana gelen değişiklikler, genetik faktörlerin çok daha etkin olarak çıkabileceği bir dönem yaratmıştır. Obeziteyle mücadele kapsamında, birçok bilimsel disiplinin bu sağlık sorununa odaklanması ve genetik yapı ve kilo dengesi arasındaki güçlü ilişkilerin belirlenmesi ile genetik bilimi bu sorunun çözümünde önde gelen bilim dallarından biri olmaya aday olmuştur. Genetik faktörlerin, beslenmeyle alınan enerjinin, harcanması ve depolanması gibi metabolik süreçleri kontrol eden mekanizmalarla etkileşim içinde olduğuna dair bilgilerin, kilo kontrolü ve obezite konusunda çok önemli gelişmeye neden olması beklenmektedir.

Obezite ve aşırı kilonun, bireylerin sağlığına ve dünya ekonomisine olan doğrudan ve dolaylı zararlarının giderilmesi için genetik yardım alınması ve buna göre önleyici tedbirlerin alınmasının gerekli olduğu son yıllarda sıkça tartışılan bir bilimsel gerçekliktir. Bununla birlikte, genetik biliminin, gelecekte kilo dengesinin sağlanması ve korunmasında önemli bir rol oynayacağına ve dolayısıyla genlerin yönettiği metabolik ve fizyolojik etkileşimlerinin daha net olarak ortaya konmasıyla, kilo kontrolünde çok etkin terapötik ( tedavi edici) yanıtlar sağlayacağı düşünülmektedir.

Bireyin genetik yapısı, o bireyin yapmış olduğu fiziksel aktiviteye, beslenme alışkanlıklarına ve benzer metabolik faktörlere vereceği yanıtı belirlemektedir. Bu alanda yapılan klinik çalışmaları inceleyen Nuriye Bayar’ın yaptığı araştırmalarda, küresel bir sağlık sorunu olan obezitede uygulanan genetik tanı yöntemleriyle, bireyin bireysel beslenme tarzı, kilo kontrol yöntemleri ve kişiye özel egzersiz programları planlanabildiğinde, kilo kontrolü ve obezite tedavisinde başarı oranlarının yükselebileceği vurgulanmaktadır.

bu açıdan bakıldığında, genetik bilimiyle metabolik fonksiyonların buluştuğu noktada yaşanan bilimsel gelişme ve yeniliklerin ışığında, dünyanın birçok ülkesinde uygulanan genetik tarama testlerinin kullanımının yaygınlaşmasıyla, sağlıklı bireysel kilo kontrolü yöntemlerinin saptanmasın da mümkün olabileceği gözden uzak tutulmamalıdır.

Kilo Dengesinin Genetik Açılımı