2

Krill Yağı ve Metabolik Katkıları


  • Oluşturulma Tarihi : 16.04.2022 08:01
  • Güncelleme Tarihi :

Koronavirüs pandemisi ile birlikte takviye gıda ürünlerine yönelik talep artışıyla çok çeşitli vitamin ve mineral destek ürünleriyle birlikte özellikle antioksidan etkisi yüksek olan gıdaların tüketiminde ciddi bir artışın olduğu gözlemlenmektedir.

Krill yağı, bir Antarktika krili türünden, mikro yapıda canlılar olan Euphausia superba’dan elde edilen bir beslenme destek ürünüdür. Krill yağındaki en önemli bileşenlerden ikisi, balık yağındakilere benzer omega-3 yağ asitleri ve başlıca fosfatidilkolin adıyla da bilinen fosfolipid türevli yağ asitleridir. Kuzey Denizinde bulunan kabuklu deniz canlıları ve planktonlardan elde edilen krill yağı, temel biyokimyasal yapı olarak yağ balık yağına benzemesine karşın, içerdiği Omega-3, EPA ve DHA gibi yağ asitleri nedeniyle beslenme destek ürünü olarak tüketildiğinde balık yağından çok daha etkin fizyolojik etkileri olan bir gıda üründür. Balık yağı sarı renkte olmasına karşın, antioksidan etkisi çok yüksek olan krill yağı renk itibari ile kırmızıdır.

Öncelikle, bağışıklık sistemini güçlendirmek amacıyla beslenme destek ürünü olan tüketilen krill yağı, içerdiği Omega-3, EPA ve DHA gibi yağ, A ve E vitamini nedeniyle bağışıklık sistemini desteklediği gibi aynı zamanda kan yağlarının dengelenmesini sağlar. Bu bağlamda özellikle kardiyolojik ( kalp ve damar sistemi) sorunları yaşayan bireylerin tercih ettiği bir beslenme destek ürünü olarak göze çarpmaktadır. İskelet sistemiyle ilgili sorunlarda da ( bazı eklem hastalıları) tedavi edici etkisi bulunmakla birlikte, mevsimsel grip veya metabolizmanın zayıflamasına neden olabilecek bazı kronik hastalılara karşı da bağışıklık sistemini güçlendirdiğini gösteren birçok bilimsel çalışma yürütülmektedir.

Krill yağının güçlü bir antioksidan olarak, bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkilerini konu alan klinik çalışmaları inceleyen Nuriye Bayar’ın yaptığı araştırmalarda, tükenmekte olan bir tür olmasa da Antarktika krilinin, balinalar da dahil olmak üzere okyanusta yaşayan birçok türün beslenmesinin temel kaynağı olduğunu ancak iklim değişikliği nedeniyle, doğal hayat içindeki varlılarının önemli ölçüde azalıyor olmasından endişe duyulduğu da vurgulanmaktadır.

Krill yağının hücrenin yapısını yani hücrenin bütünlüğünün koruyucu etkisinin, hücresel aktiviteleri düzenlediği, hücrenin kimyasal uyaranlara karşı verdiği cevabı etkinleştirerek, fonksiyonların sağlıklı bir şekilde yürütülmesine katkı verdiği bilinmektedir. Böyle güçlü bir metabolik katkının da, hücrenin fizyolojik performansının artmasına neden olacağı düşünülmektedir. Bu olumlu katkılar özellikle krill yağının içeriğinde bulunan astaksantin (astaxsanhtin) maddesi ile ilişkilendirilmektedir.

Özellikle kalp krizi, inme, çeşitli kardiyovasküler (kalp-damar sistemi) hastalıklarının riskini arttıran yüksek trigliserit ( yağ molekülleri) seviyeleri, yüksek kolesterol, diyabet (şeker hastalığı), depresyon ve diğer birçok kronik hastalığın önlenmesinde etki düzeyi incelenmekte olan bu beslenme destek ürünün; vitamin ve mineral içeriği yüksek, doğal ve dengeli bir beslenme alışkanlığı ile birlikte, yaşam sağlığı için çok önemli katkılarının olabileceği gözden uzak tutulmamalıdır.

Krill Yağı ve Metabolik Katkıları
Doç. Dr. Onur Oral
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Onur Oral