Sayfa Yükleniyor...
Obezite vücutta aşırı yağ depolanması ile ortaya çıkan, fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olabilen bir enerji metabolizması bozukluğu olarak tanımlanabilir. Obezitenin en önemli nedeni, tüketilenden kaloriden daha fazla enerji alınmasıdır.
Yaşam şartlarının değişmesi, gündelik hayattaki yanlış beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite yetersizliği nedeniyle, özellikle son yıllarda, obezite ciddi bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından obezite başlı başına bir hastalık olarak tanımlamasına ek olarak, obezite aynı zamanda, dolaylı veya dolaysız olarak birçok hastalığın ortaya çıkmasına da neden olmaktadır.
Obezitenin, kardiyovasküler (kalp ve damar sitemi) rahatsızlıklar, Tip 2 diyabet, osteoartrit (eklem sorunları), hipertansiyon, dislipidemi (kan kolestrol seviyesi yüksekliği), koroner kalp hastalığı, uyku apnesi, solunum problemleri, safra kesesi hastalıkları, kanser ve hatta ölüm ile bağdaştırılmaktadır. Obezitenin bazı bireylerde, düşük benlik saygısı nedeniyle psikolojik problemlere ve hatta depresyona kadar uzanan sosyopsikolojik sorunlara zemin hazırladığı klinik bilimsel araştırmalarla vurgulanmaktadır.Sağlıklı bir yaşam için sağlıklı ve dengeli beslenme stratejisi ve düzenli fiziksel aktiviteyle, sağlıklı kilo kontrolünün sağlanması, obeziteyle mücadelede en bilimsel yöntem olarak kabul edilmektedir.
Obezitenin morfolojik olarak tanımlanması ve fizyolojik olarak belirlenmesinin obeziteyle mücadele açısından büyük önem taşımaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında, bireye özgü beslenme tarzı, kilo kontrol yöntemleri ve kişisel egzersiz programları planlanarak, obezite tanı tedavisinde başarı oranlarının yükselmekte olduğunu gözlemlenmektedir. Bu nedenle, sağlıklı bir kilo kontrolü için, bireye özgü yeterli ve dengeli beslenme ve düzenli fizik aktiviteye önem verilerek yapılandırılacak sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri ile obezite ile mücadelede başarı kazanmak olasıdır. Obezitenin bireye özgü beslenme tarzı ve kişisel egzersiz programları planlanarak tedavisinde dünyada en çok başvurulan bilimsel uygulama, obezite açısından genetik araştırma yöntemlerini obezitenin tanı ve tedavisinde kullanmaktır.
Genetik alanında yapılan çalışmalarla, geçmiş yıllarda tedavi edilemeyen hastalıklarının genetik yöntemlerle tedavi edilebileceğinin fark edilmesiyle, genetik alanında yapılan araştırmalar ciddi bir ivme kazanmıştır. Son yıllarda yoğunlaşan genetik çalışmalar, obeziteye neden olabilecek bazı genleri tespit ederek, obeziteye yol açabilecek birçok metabolik faktörün DNA’lara kodlanmış olduğunu ve genler tarafından kontrol edildiği gerçekliğini ortaya konmuştur. Bu konuda, Nuriye BAYAR’ın yürüttüğü araştırmalarda, obezitenin, genetik tanıyla saptanarak, bireye özgü beslenme tarzı, egzersiz programlarının oluşturulmasıyla, obeziteyle ilgili faktörlerin çocukluğun ilk dönemlerinden başlayarak kontrol altına alınabileceğini ve bazı tıbbi önlemlerle, bireyin hayat boyu obezite riskinden uzak yaşama şansının yüksek olduğu gerçeği dikkat çekmektedir.
Küresel bir sağlık sorunu olan obeziteyle etkin mücadele için farkındalık yaratmak ve obezitenin neden olduğu kronik hastalıklar hakkında bilgi paylaşımı için hasta, doktor, sağlık sektörü çalışanları, resmi kurumlar ve medyanın bir arada çalışmasının, obezitenin önlem ve tedavisini geliştirmeye katkı verebileceğini ve dolayısıyla tüm toplumun daha sağlıklı ve nitelikli bir yaşam şansına kavuşabileceği unutulmamalıdır.