Beslenme alışkanlıkları, sağlık için gıda seçimlerinin önemine ışık tutan bilimsel gelişmelerle yıllar içinde belli bir değişim göstermektedir. Daha önceki zamanlarda, diyetler öncelikle beslenme değerinden ziyade klasik beslenme alışkanlıklarına ve kültürel uygulamalarla şekillenmekteyken, günümüzde, sağlıklı beslenme alanında yürütülmekte olan bilimsel klinik araştırmalar paralelinde, sağlık koşullarını iyileştirmek ve yaşam kalitesini artırmak için daha sağlıklı diyet programlarına doğru belirgin bir değişimin söz konusu olduğu gözlemlenmektedir.
Sağlıklı diyetlerin benimsenmesi fiziksel, mental (zihinsel) ve psikolojik sağlık için gerekli olduğu için, besin değeri yüksek tarz beslenmenin, beyin sağlığını ve duygusal yapıyı desteklerken bedensel fonksiyonlar için gerekli enerjiyi sağlayabileceği vurgulanmaktadır. En genel tanımıyla, meyve, sebze, proteinler ve tam tahıl bakımından zengin dengeli bir diyet, yaşam boyunca ideal sağlığı için gerekli olmakla birlikte, yaşam içinde ortaya çıkabilecek olan bazı kronik hastalıkların görülme sıklığını azaltarak, yaşam kalitesinin ve metabolik dengenin korunması açısından anahtar rol üstlenmektedir. Sağlıklı beslenme programlarının, vücut sağlığını korumak ve kalp hastalığı ve kanser gibi kronik hastalıkları önlemek için ihtiyaç duyulan bol miktarda lif, sağlıklı yağlar, vitaminler, mineraller, protein ve esansiyel yağ asitleri sağlayabildiği için, sağlıklı bir yaşam kalitesini koruyabilmek adına uygun bir beslenme tarzı olacağı da gözden uzak tutulmamalıdır.
Çeşitli yaşam tarzlarına bağlı kronik hastalıklarının arttığı günümüz dünyasında, beslenme alışkanlıklarının önemi ve sağlık hakkındaki diyet tarzları her geçen gün daha da önemsenir hale gelmektedir. Beslenme, genel sağlığın korunmasında ve kronik hastalıkların önlenmesinde önemli bir rol oynadığı fark edildikçe, yeni beslenme tarzlarının ortaya çıkması ve bireylerin yeme alışkanlıkları önemli ölçüde değişimler dikkati çekmektedir. Sağlıklı beslenme arayışında ortaya çıkan bu yeni beslenme tarzları da dolaylı olarak, daha bilinçli diyet seçimlerine doğru kitlesel yönelimlere yol açmıştır.
Farklı diyet tarzları, bireysel tercihlere ve ihtiyaçlara bağlı olarak sağlık yararlarını ortaya çıkarabilmeyi amaçlamaktadır. Son yıllarda, yoğun şekilde kabul gören Akdeniz diyeti, yüksek zeytinyağı, balık, fındık ve tam tahıl tüketimi nedeniyle kalp sağlığını korumasıyla tanınmaktadır. Öte yandan, vegateryan ve vegan diyetleri, kronik hastalık riskini azaltırken antioksidanlar ve lif bakımından zengin bitkisel temelli gıdaların yoğun olarak tüketildiği beslenme tazı olarak bilinmektedir. Keto diyet, kilo kaybı ve kan şekeri kontrolü üzerinde olumlu etkiler gösteren düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı almaya odaklanmış bir beslenme tarzı olarak kabul edilmektedir.
Sağlıklı beslenme ve yaşam kalitesi ilişkisini inceleyen çok sayıda bilimsel araştırma çalışmasında, sağlıklı diyet programlarının; kardiyovasküler (kalp ve damar sistemi) hastalık riski, diyabet (şeker hastalığı) önlem ve tedavisi, kilo kontrolü, gelişmiş bilişsel fonksiyon, sağlıklı ve uzun bir yaşam gibi çeşitli sağlık sonuçları üzerindeki olumlu etkisi desteklenmektedir. Araştırmalar, beslenme seçimleri ile bilinçli diyet kararları vermenin öneminin altını çizen genel sağlık ve yaşam kalitesi arasındaki güçlü ilişkiyi net olarak göstermekle birlikte, yine bu bilimsel çalışmalarda, dengeli ve sağlıklı beslenmenin depresyon ve kaygı bulgularını hafifletmeye, enerji seviyelerini artırmaya ve uyku kalitesini iyileştirmeye yardımcı olabileceği de gösterilmiştir. Besinsel açıdan yoğun gıdalara öncelik vererek ve işlenmiş gıda tüketim tercihlerin en aza indirilmesiyle, bireyler hem sağlıklı yaşam koşullarını hem de uzun yaşam kalitesini etkileyecek önemli ve sürdürülebilir sağlıklı beslenme alışkanlıklar geliştirebilecektir.
Sonuç olarak, yaşam kalitesini koruyabilmek için sağlıklı beslenme alışkanlıkları konusunda bilinçli kararlar verebilmekle, yaşam enerji seviyelerini, psikolojik dengeyi, bilişsel işlevi ve genel metabolik fonksiyonlarını iyileştirerek kişisel sağlıklı yaşam koşullarını önemli ölçüde etkileyebilmek mümkün olacaktır. Sağlıklı beslenme alışkanlığı, bireysel sağlık faydalarının ötesinde, beslenme tarzıyla ilişkili olan birçok kronik hastalıkla ilişkili sağlık problemlerinin görülme sıklığını da azaltarak, geniş toplumsal sağlık etkileri gösterebilecektir.