Sayfa Yükleniyor...
Sağlıklı yaşam sürecinde karşılaşabilecek kronik hastalıklar (uzun süre devam eden bir hastalık) genel sağlık koşullarını zorlayan metabolik problemler olarak tanımlandırılmaktadır. Kronik bir hastalık için sürekli olma hali belirleyici olsa da, bu süreyi çok da net olarak tanımlamak konusunda bir belirsizlik söz konusudur.
Uluslararası sağlık istatistiklerinin incelenmesiyle ortaya çıkan yoruma göre, en az 3 ay veya daha uzun süren bir hastalık, “kronik hastalık” olarak adlandırılabilmektedir. Kronik hastalıklar olarak adlandırılan metabolik problemlerin ilaçlarla tam olarak tedavi edilememesi ve genellikle aşılarla da önlenememesi nedeniyle, bu sağlık sorunlarının tam olarak ortadan kaldırılabilmesi mümkün olmamaktadır. Genellikle 40-55 yaş civarında görülme sıklığı artan kronik hastalıların oluşmasında birçok neden söz konusu olsa da özellikle fiziksel aktivite eksikliğiyle birlikte doğal, dengeli beslenme tarzından uzak uzak kötü beslenme alışkanlıkları, bu kronik (süreğen) metabolik sorunlarının en önde gelen nedenleri olarak kabul edilmektedir.
Düzenli fiziksel aktivite ve doğal, dengeli beslenme tarzının yaşam sağlığı üzerinde ve kronik hastalıkların görülme sıklığını azaltabileceğini konu alan klinik çalışmaları inceleyen Nuriye Bayar’ın yaptığı araştırmalarda, tüm dünyada çok sık görülen artrit (eklem sorunları), kalp krizi, felç, kardiyovasküler (kalp ve damar sistemi) hastalıkları, depresyon, meme ve kolon kanseri gibi sık görülen kanserler, diyabet (şeker hastalığı), ve obezite gibi kronik hastalıkların, sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla önlenebilir olmasının önemi vurgulanmaktadır.
Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de kronik hastalıklar, en önemli toplumsal sağlık sorunlarının en başında geldiği gözlemlenmektedir. Dünyada ölüm nedenleri arasında ön sıralarda yer alan kronik hastalıkların, dünya nüfusunun artışına ve nüfustaki yaşlanmaya bağlı olarak gelecek yıllar içinde görülme sıklığının artabileceği öngörülmektedir. Kronik hastalılarının neden olduğu tüm bu toplumsal sağlık sorunlarının, düzenli egzersiz alışkanlığı, doğal ve dengeli beslenme yöntemleriyle görülme riskinin azaltılması amacıyla, son yılda yürütülen bilimsel araştırmalardan elde edilen sonuçların yüz güldürücü olması sağlıklı yaşamı tehdit eden bazı metabolik sorunların önlenebilmesi adına son derece önem taşımaktadır.
Düzenli fiziksel aktivite ve doğru beslenme yöntemleriyle, kronik hastalıklara yakalanma riskinin azaltılması amacıyla, son yıllarda yürütülmekte olan çok merkezli klinik araştırmalar sonucunda, fiziksel aktiviteden zengin ve doğal beslenme alışkanlığının, kronik hastalıların görülme riskini azaltabilmesinin mümkün olduğuna dair bilimsel yayınların sayısı her geçen gün artmaktadır. Birçok metabolik problemin genetik geçiş gösterebileceği gerçeğinden yola çıkarak, özellikle genetik açıdan kronik hastalık riski taşıyan bireylerin, sağlıklı hayat koşullarına özen göstermelerinin son derece önem taşımaktadır.
Yapılan bilimsel araştırmalarda, kronik hastalıların görülme sıklığının azaltılması adına düzenli fiziksel aktivite alışkanlığının önemi sıklıkla vurgulanmakla birlikte düzenli egzersiz alışkanlığının, bireyi virüs, bakteri veya benzeri patojenlerden (hastalık etkenleri) etkisiz hale getirmek için mücadele eden fizyolojik bir savunma sistemi olarak adlandırılanimmun sistemi (bağışıklık sistemini) aktive ettiği de gösterilmektedir. Doğal ve sağlıklı beslenme alışkanlığıda protein, lipit, karbonhidratgibi temel besin öğelerinin yanısıra, özellikle çinko, selenyum, demir, magnezyum, bakır gibi minareller ve A, B, C, D, E ve folik asit gibi vitaminler de, metabolizmadaki önemli yaşamsal sistemlerindüzenlenmesini mümkün kılmaktadır.
Sonuç olarak, düzenli fiziksel aktivite ve dengeli, doğal beslenme alışkanlığının kazanılmasıyla kronik hastalıların görülme sıklığının en aza indirilebileceği sağlıklı bir yaşam söz konusu olacaktır.