Sayfa Yükleniyor...
Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre sağlıklı olmak kavramı, hastalığın olmaması değil ama aynı zamanda, bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik hali olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlamada, sağlığın çok yönlü bir kavram olarak kabul edildiği gözlenmektedir. Genetik yapı ve çevresel faktörler nedeniyle yaşamın her anında sağlıklı olmak her zaman mümkün veya kolay olmamakla birlikte sağlıklı yaşam alışkanlıklarının da yaşlanmayla birlikte oluşabilecek olası hastalıklardan koruyucu olabileceği vurgulanmaktadır.
Bireylerin iyilik hallerini korumaya ve artırmaya hizmet eden davranışlar, sağlıklı yaşam biçimi davranışları olarak tanımlanmaktadır. Bu davranışların başında, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıkları, stres yönetimi, düzenli fiziksel aktivite, bilişsel gelişim, sosyolojik gelişim gibi bireysel unsurları içerir. Sağlıklı bir yaşam sürmek ve yaşlanma sürecinde meydana gelebilecek olası sağlık risklerini en aza indirmek için dengeli beslenme ve fiziksel aktivite temel faktörler olarak bilindiği için; yetersiz egzersiz veya hareketsiz yaşamın kronik hastalık ve ölümlere nedeni olduğu da gözlemlenmektedir. Ve bu nedenle, fiziksel hareketsizlik veya fiziksel aktivite azlığı birçok kronik hastalığın gelişmesinden sorumlu tutulmakta ve erken ölümle ilişkilendirilmektedir.
Sağlıklı yaşam için temel koşullar arasında, dengeli, sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite birçok hastalık için hem koruyucu hem de tedavi edici etkiye sahip olması açısından son derece önem taşımaktadır. Düzenli egzersiz alışkanlığı ve doğal, dengeli beslenme tarzıyla, günümüzde obezite ve sayısız hastalık sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite ile önlenebilmekte ve bireylerin sağlıklı yaşam sürerek, sağlıklı yaşlanmaları mümkün olabilmektedir.
Sağlıklı yaşam tarzının, sağlıklı yaşlanma üzerindeki olumlu etkilerini konu alan klinik çalışmaları inceleyen Nuriye Bayar’ın yaptığı araştırmalarda, doğal, sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite alışkanlığının, kardiyovasküler (kardiyovasküler sistem) hastalıkları, obezite, hipertansiyon (tansiyon yüksekliği), diyabet, depresyon, osteoporoz (kemik erimesi) gibi kronik hastalıkların görülme riskini azaltabileceği vurgulanmaktadır. Bu nedenle dengeli beslenme ve düzenli egzersiz alışkanlığının, sağlıklı bir yaşam ve sağlıklı yaşlanma için son derece gerekli olduğu gibi böyle bir yaşam tarzının da kronik hastalıların görülme sıklığını azaltabilmesi açısından oldukça önem taşıyan kavramlar olarak değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak, sağlıklı yaşlanma için yaşamın sağlıklı sürdürebilmesi yani fizyolojik fonksiyonların korunması, bağışıklık sisteminin güçlü kalmasına dikkat edilmesi, psikolojik sağlığın ve beyinsel performansın da korunup ve geliştirilmesine özen gösterilmesi önem taşımaktadır. Bu metabolik dengenin sağlanması ve yaşlanmayla birlikte yine aynı seviyede korunabilmesi için düzenli fiziksel aktivite ve dengeli beslenme alışkanlığının getireceği fizyolojik katkılarla, organ ve sistemlerin de sağlıklı fonksiyon gösterebilmeleri mümkün olabilecektir. Özellikle doğal beslenme adına makro besinleri (protein, karbonhidrat ve yağ) karşılayan doğal ve dengeli bir diyetle birliktekazanılan A, B, C, D, E, K vb. vitaminler; çinko, iyot, sodyum, potasyum, selenyum, magnezyum, kalsiyum, demir vb. minerallerle birlikte, günlük su tüketiminin de yeterli seviyede olmasıyla, sağlıklı yaşam için ideal bir fizyolojik dengeyi sağlamanın mümkün olabileceği gözden uzak tutulmamalıdır.