2

Spor Genetiği ve Sporda Yetenek Seçimi


  • Oluşturulma Tarihi : 11.12.2021 08:03
  • Güncelleme Tarihi :

Spor çok değişik amaçlı (sağlık, yarışma, eğlence vs.) yapılabildiği gibi çok değişik şekillerde (bireysel, ekip) ve çok değişik yoğunluklarda yapılan ve her geçen yıl tüm dünyada çok daha yaygın şekilde gelişen sosyo-kültürel bir eylemdir. Özellikle son yıllarda spor bilim dünyasında tıbbi uygulamaların da dahil olmasıyla, sporda performans kavramı daha da önemsenmiş ve spor branşlarında var olan bireysel yeteneğin yapılan sportif eylemin kalitesi, kapasitesi ve sporcunun genetik yapısıyla birlikte yürütülebileceğine dair görüşler belirginleşmiştir.

İnsan genom projesinin açıklığa kavuşmasının ardından, belli bireylerin belirli sporlara karşı olan genetik yatkınlığından söz edilebilmesi sporda yetenek seçiminin genetik boyutları spor bilim dünyasında yaygın bir gündem oluşturmaktadır. Günümüzde spor dünyasında, üst düzey sporcuların erken yaşlarda saptanması ve genetik olarak hangi spor branşına yönlenmesinin uygun olacağı konularında genetik bilimi yaygın bir tıbbi referans olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ve genel olarak, aynı spor branşındaki sporcuların morfolojik (anatomik) özelliklerinin genellikle benzer olduğu bilindiği için fenotip ( fiziksel )benzerliğin aynı zamanda genotip ( gen yapısı )benzerlik nedeniyle oluştuğu düşünülmektedir. Sporcu performansı ile ilişkili genler ve onların vücut üzerindeki etkiler incelendiğinde, sportif performans ve genetik ilişkisi üzerinde çeşitli hipotezler göze çarpmaktadır. Örneğin, sportif yeteneği üst düzeyde olan ebeveynlerin çocuklarının da spora yetenekli olduğu düşünülürse, sportif performansın genetik yapıyla olan yakın ilişkisi göze çarpmaktadır.

Sportif performansın genetik boyutlarını konu alan klinik çalışmaları inceleyen Nuriye Bayar’ın yaptığı araştırmalarda, sportif yetenek ve performansın çocukluk çağında belirlenebilmesi adına spor biliminde yapılan çalışmalarda, sporcunun cinsiyeti, yaşı, genetik yapısı, anatomik özellikleri, psikolojik dengesi, sinir sistemi ve kardiyovasküler yapısı gibi faktörler ön planda değerlendirilmesinin önemi vurgulanmaktadır. Spor genetiği konusunda yapılan birçok bilimsel yayında tartışılmakta olan hipotez, sporda genetik araştırmaların amacı, özellikle sportif performansın ve antrenmana yanıtı gibi önemli kavramlarda genetik katkının varlığının anlaşılması üzerinde yoğunlaşmaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında, genetik taramalarla saptanabilecek yetenekli sporcuların çok erken yaşlarda genetik ve fiziksel uygunluk gösterdiği spor dallarına yönlendirilmeleri genetik biliminin spor bilinme katkısı çok üst seviyelere ulaşabilmektedir.

Günümüzde spor bilimi, genetik bilimini giderek sportif yeteneğin belirlenmesinde bir araç olarak kullanmaya başladıkça, profesyonel olarak spor yapan sporcuların sportif başarılarının çok etkenli ( multifaktöriyel ) olduğu gerçeği genel anlamda kabul gören bir hipotez olarak göze çarpmaya başladı. Gelişen bilimsel teknolojiyle beraber kırılan rekorlar, sportif alandaki gelişmeleri göstermesine rağmen bu rekorların da bir üst limitinin olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.

Sporcuya ait fizyolojik ve metabolik yapının belirlediği biyolojik limitlerin sportif başarıların üst sınırını belirlemesi son derece doğal bir sonuç olarak kabul edilmelidir. Ve bu bahsedilen biyolojik limitlerin başında da, kardiyovasküler ( kalp ve damar sistemi) ve kas-iskelet sistemine ait fizyolojik yapının önemli bir kriter olduğu düşünülmektedir. Bu etkilerin yanı sıra, antrenman teknikleri ,motivasyon, beslenme ve çevre koşulları gibi faktörlerin de sportif performans açısından biyolojik limitler kadar önem taşıdığı da asla unutulmamalıdır.

Spor Genetiği ve Sporda Yetenek Seçimi
Doç. Dr. Onur Oral
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Onur Oral